Yalnız yaşıyorum tradutor Francês
154 parallel translation
Bana hep yalnız yaşıyorum diyor.
- En tout cas, c'est ce qu'elle dit.
Bakın, bir konserve açacağıyla yalnız yaşıyorum.
Voyez, je vis seul avec un ouvre-boîte.
- Evet, yalnız yaşıyorum.
Oui, oui, je vis seul.
Saçım kendi renginde. Yalnız yaşıyorum.
Je vis seule.
Şehrin dışında bir evde yalnız yaşıyorum.
Je demeure seule dans une maison isolée.
- Hayır, yalnız yaşıyorum.
- Non, je n'ai jamais rien payé.
Orada yalnız yaşıyorum.
J'y vis seul.
Anavatanım İspanya'dan ithalat işindeyim. Bu dairede yalnız yaşıyorum...
" J'habite seul cet appartement trop grand pour un célibataire.
Kızımla beraber, yalnız yaşıyorum. Öyle de yaşayacağım.
Je vis seule avec ma fille et c'est bien comme ça.
Bu yüzden yalnız yaşıyorum.
C'est pour ça que je vis seul.
Evet.yalnız yaşıyorum.
En effet. Je vis seul.
Ve altı yıldır yalnız yaşıyorum.
Je vis seul depuis 6 ans.
- Ben de yalnız yaşıyorum.
Y a rien à dire. Je vis tout seul.
Yalnız yaşıyorum. Ayrıca size borçluyum.
Je suis seule, et je vous dois tellement.
Artık yalnız yaşıyorum. Hala arkadaşın olabilirim.
Je vis seul, c'est comme ça, mais ça ne m'empêche pas d'être ton ami.
Yalnız yaşıyorum.
Ke vis seule.
17 yıldır ilk defa yalnız yaşıyorum.
Je vis seul pour la première fois depuis 17 ans.
Bazen yalnız yaşıyorum, bazen yalnız yaşamıyorum demek.
Ça veut dire parfois seule et parfois pas.
Bazen yalnız yaşıyorum, bazen yalnız yaşamıyorum dedin.
Non, t'as dit : parfois seule, parfois pas.
Oğlumla yalnız yaşıyorum.
Je vis seule avec mon fils.
Yalnız yaşıyorum şekerim.
Je vis seule, ma chérie
Bilmiyorum. Ben yalnız yaşıyorum, git yoksa polis çağırırım.
Je ne le sais pas.Je vis seule.
Artık yalnız yaşıyorum.
Je vis seul, à présent.
Kocam öldüğünden beri burada yalnız yaşıyorum.
J'habite toute seule cette maison depuis la mort de mon mari.
Ama bildiğiniz gibi, yalnız çalışıyor, yalnız yaşıyorum.
Vous le savez, je travaille seul et je vis seul.
Yalnız yaşıyorum.
Je vis seul depuis longtemps.
Yalnız yaşıyorum, ve sıkıldım.
Je vis seule, et je m'ennuie.
Ben de yalnız yaşıyorum.
Je vis seul.
- Yalnız yaşıyorum.
- Je vis seule.
Yalnız yaşıyorum...
Je vis seul, et...
- Yalnız yaşıyorum.
- Je vis seul.
- Ben yalnız yaşıyorum.
- Je vis seule.
Burada yalnız yaşıyorum.
Je vis seul ici.
Bugün iki bebekle yalnız yaşıyorum.
Et là je vis seule avec deux bébés.
Ama uzun bir süredir yalnız yaşıyorum.
Mais... je suis indépendante depuis un bout de temps.
Çok uzun zamandır yalnız yaşıyorum!
Le lait, c'est pas tout. Je ne suis pas habitué à ce qu'on m'attende.
Doğrulayacak biri var mı? - Yalnız yaşıyorum.
- Quelqu'un peut confirmer tes propos?
- Yalnız yaşıyorum.
- C'est la vérité.
Ben yalnız yaşıyorum.
Je vis seule.
Hayır, yalnız yaşıyorum.
Non, Je vis seule.
Aslında yalnız yaşıyorum sayılır.
C'est comme si j'étais seul.
Korkularından tuvalete yalnız gidemeyen bir sürü kadınla yaşıyorum ben.
J'ai des filles et des femmes chez moi qui ont peur d'aller seules aux toilettes.
Yalnız yaşıyorum.
Je vis seul.
Şimdi yalnız yaşıyorum.
Maintenant, je vis seul.
Üstelik kimse de yok, kendini yalnız ve üzgün hissedeceksin. Ne için yaşıyorum diye sorgulamaya başlayacaksın.
Tu vas te sentir seul, déprimer, détester la vie...
İçimde yaşıyorum. Yalnız değiliz zaten.
On n'est pas seuls!
Ben yalnız değilim. Bir kadınla yaşıyorum.
Je ne suis pas seul, j'habite avec une femme.
Beni yalnız bırakalı 4 dakika oldu, çok korkuçtu ama hala yaşıyorum.
J'ai eu très peur, seule, pendant quatre minutes, mais j'ai survécu.
- Artık yalnız yaşıyorum.
J'habite tout seul maintenant.
Burada yaşıyorum çünkü seni seviyorum ve yalnız bırakmak istemiyorum!
Je vis ici parce que je t'aime et je veux pas que tu sois seule.
Ağlıyorum çünkü, 35 yaşımdayım, hamileyim ve yalnızım!
Je pleure parce que j'ai 35 ans, que je suis enceinte et seule!
yaşıyorum 130
yalnız 545
yalnızlık 55
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnız mısınız 41
yalnızdım 64
yalnızsın 42
yalnızız 36
yalnız 545
yalnızlık 55
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnız mısınız 41
yalnızdım 64
yalnızsın 42
yalnızız 36