Yanlış mı tradutor Francês
12,526 parallel translation
- Yanlış mıyım, Mouch?
Je me trompe, Mouch?
Yanlış mı yapıyoruz?
Nous commettons une erreur?
"Will, bazen bunun yanlış olması beni endişelendiriyor, patronum olman."
"Will, parfois je m'inquiète, c'est mal, tu es mon patron."
Yapacağım şey yolunda gitmezse bazı yanlış kişiler de bunu anlayabilir.
Si ce que je vais faire échoue, les mauvaises personnes le sauront
İyi, adamım benim görünüşe göre kendini parmaklıkların yanlış tarafında bulmuşsun.
Mon bon monsieur, vous semblez être du mauvais côtés des barreaux.
Yani sen benim öz oğlum değilsin. Umarım tüm bunları yanlış anlamazsın, evlat.
Tu n'es peut-être pas mon sang, mais je ne voudrais pas que tu te sentes lésé, mon fils.
- Rakh kardeş. Veer hep yanlış zamanda adım atardı.
Ce n'est pas qu'une passade...
Ülkeniz yanlış takımlara silah vermeyi kesseydi amaçlarımı finanse etmek için uyuşturucu satmama gerek kalmazdı.
Si votre pays arrêtait de livrer des armes à la mauvaise équipe, je ne vendrais pas de drogue pour financer ma cause.
Yanlış anlama mı?
Un malentendu?
Fakat sekiz ay sonra hayatınızın geri kalanını beraber geçirmek istiyorsunuz ama onu ne kadar çok sevdiğini söylerken hala yanlış adını mı kullanıyorsun?
Mais huit mois plus tard, vous voulez passer le reste de vos jours ensemble mais vous lui dites toujours "Je t'aime" avec le mauvais prénom?
Bir adamla yanlış bir şeyler yaptığımı itiraf ettim. Dedektifin büyük ihtimalle o hatada bir kanıtı vardı.
J'ai admis avoir fauté avec un homme et que l'agent en avait probablement la preuve.
Yanlış söylemişim, yeni hatırlıyorum.
C'était une erreur, mais je m'en souviens maintenant.
Ben yanlış bir şey yapmadım.
Je n'ai rien fais de mal.
Bu kadın da Batı'dan gelip kadınlarımızı yanlış yola sevk etmek istedi.
Ou cette femme venant ici de l'Ouest pour conduire nos femmes sur de mauvais chemins.
Tatlım, yanlış yoldasın.
Tu es à contresens.
Yanlış bir şey yapmadım.
J'ai rien fait de mal.
O zaman neyi yanlış yaptım?
Si les gens sont prêts à payer autant, où est le mal?
Ve... Çok büyük bir yanlış yapmışım.
Et... que c'est grave.
Eğer değilsen, yanlış oyunu oynuyorsun, tatlım.
Si tu ne l'es pas, tu t'es trompée de jeu.
Yardım edin ki bu yanlışı düzelteyim.
Aidez-moi à faire ce qui est juste.
- Seni yanlış tanımışım, Alex.
Je t'ai mal jugé, Alex.
Yardım edin bu yanlışı düzelteyim.
Aidez-moi à faire ce qui est juste.
Evet ama bir yanlışlık yapmışım.
J'ai commis une erreur.
Belki ağımı kapatamam ama yanlış bilgiler ile doldurabilirim.
Je ne peux pas détruire mon réseau, mais je peux le perturber avec de fausses informations.
Yok ya, yanlış anlaşıIdım.
Ouah, ce n'est pas sorti comme il faut.
Yanlış bir şey yapmadım ben.
J'ai rien fait de mal.
Program haricinde başına gelenleri önemsiyorum ayrıca yanlış yaptığına inandığımda yorum yapamama düşüncesini kabul etmiyorum.
Je m'inquiète pour vous en dehors du programme, et je veux donner mon avis quand je crois que vous vous égarez.
Uh... Üzgünüm Bay Tatro, Sanırım burada bir yanlış anlaşılm olabilir.
Je suis désolée, M. Tatro, j'ai peur qu'il y ait un malentendu.
Evet. Bir yanlış teşhis yüzünden fotoğraflara ikinci kez bakmasına gerek olmadı mı?
Vous n'avez pas eu besoin de lui montrer les photos une 2ème fois car il était sûr de ne pas se tromper?
O yanlış. - Anladım.
- Compris.
Yanlış filtre kullanmışım.
J'ai utilisé un mauvais filtre.
Ama Charlene'i bu konunun içine çektiğinde, şimdi de bu bir teröristin kaçışını sağlamak için ajanlarımı kasten yanlış yönlendiriyor!
Quand il a entraîné Charlène dans tout ça... là, ça... délibérément mal orienter mes propres agents pour faciliter la fuite d'un terroriste!
Reddington'u kontrol edemem, şüphe çekmeden adamlarımı tekrar yanlış yönlendiremem.
Je ne contrôle pas Reddington, et mes agents seront suspicieux si je les fourvoie encore une fois.
Yanlış bir şey yapmadım.
Je n'ai rien fait de mal.
Bence Bay Talbot çok yanlış hesaplamış.
Je dirais M. Talbot vient mal calculé plutôt mal.
Yanlış bir şey var mı?
Ça vous paraît bien?
Dedektif dostun yanlış bir adım atmanı bekliyor.
Ton ami le détective t'attend au tournant.
Çünkü hiçbir şeyi yanlış yapmadım.
Je n'ai rien fait de mal.
Sanırım yanlış anlamadan dolayı özür dilemeliyim.
Je devrais m'excuser pour le malentendu.
Ama balayımızda Odelle... kuyumcunun tarihi yanlış yazmış olduğunu keşfetti...
Mais lors de notre lune de miel, Odelle a découvert que le bijoutier c'était trompé de date sur sa bague...
- Doğru mu yanlış mı?
Vrai ou faux?
Tanrım, bu tamamen yanlış.
Seigneur, ça ne va pas du tout.
Biliyor musun, yanlış hesap yapmışım.
Tu sais quoi? J'ai mal compté.
Yanlış parmakları yaktım Paul.
J'ai brulé les mauvais doigts, Paul. Quel est le plan?
Yanlış anlama ama beni hiç enterese etmiyor.
Sans vous offenser, mais ça ne m'intéresse pas.
Yanlış bir şey yaptığımı düşünüyor musunuz?
Tu crois que j'ai fait quelque chose de mal?
Polise yanlış anladığımı söyleyeceğim.
Je dirai à la police avoir fait une erreur.
Burada her ne oluyorsa zaten yanlış tarafındayım.
Peu importe ce qui se passe ici, je suis déjà du mauvais côté.
Dinleyin, Jimmy önceki yanlış anlaşılmadan bahsetti.
Écoutez, Jimmy m'a raconté pour le malentendu
Yanlış anlaşılma mı?
- plus tôt... - Malentendu?
- Büyük ihtimalle kendi ormanlarındadırlar. - Sanırım yanlış düşünüyorsunuz.
Je pense que vous avez tort.