English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Y ] / Yanlış mıyım

Yanlış mıyım tradutor Francês

1,252 parallel translation
Yanlış mıyım?
J'ai mal fait?
Bayanlar... Yanlış mıyım yoksa bugün birinin doğum günü mü?
Les filles, je me trompe ou c'est l'anniversaire de quelqu'un?
El sıkışıyorduk ve bana doğru eğildi. Belki de kapıyı açıyordu ama onu tamamen yanlış anladım ve...
On s'est serré la main... il s'est un peu penché vers moi... sûrement pour ouvrir la porte... mais j'ai mal compris...
Sanırım yanlış, ama daha sonra noktaları birleştirmece oynayabilirsin.
Je crois pas. Mais il y a un coloriage pour toi.
Benim Moe. Yanlış numara çevirmiş olmalıyım.
Je me suis trompé de numéro.
Yanlışlıkla İrlanda aksanlı modeli almış olmalıyım.
Oh non! J'ai pris le modèle irlandais par erreur.
Oh, olamaz. Yanlışlıkla İrlanda aksanlı modeli almış olmalıyım.
J'ai pris le modèle irlandais par erreur.
Yanlış hesaplamış olmalıyım ; ama çok mu farklı?
J'ai dû me tromper... tant que ça?
Bu olay yanlış eşgalden tanımlamasından kaynakdı sanırım.
Il y a eu erreur sur la personne.
50 yaşındayım, bir bayan için bir şeyler yapmamın nesi yanlış?
A plus de 50 ans, y a rien de mal à faire quelque chose pour une femme.
Bir yanlış vardı. Ne olduğunu bulamamıştım.
Il y avait un problème qui m'échappait.
Bay peniskafa'yla tanışıp aşık olmayı istemen yanlış değildi.
Il n'y a pas de mal à vouloir rencontrer M. Phallus en Chef.
Bağcıklarını yanlış bağlamış olmalıyım.
J'ai dû mal rattacher les lacets.
Laflar ağzımdan hep yanlış çıkıyor.
Mais je ne sais pas m'y prendre.
- Ben vajina yanlısıyım.
- Je suis pour le vagin.
Yanlış teşhis etmiş olmalıyım.
J'ai fait une erreur.
Bunların hiç birinin yanlış bir yanı yok ki!
Je m'y connais en bizarreries et tout est normal.
Ya yanlış yaparsam?
Et si je m'y prends mal?
- Evet. Gece uyanırsam ve bir ses duyarsam. Silahımı alıp evime giren yabancıyı vurursam yaptığımın yanlış olduğunu bilirim ama aileme zarar gelmesini engellemek için gerekeni yapmışımdır.
Si je me réveille, que j'entends un bruit, que je prends une arme et que je tue un cambrioleur, je sais que tuer est mal, mais j'ai agi pour protéger ma famille.
Bunu anlattım çünkü Sylvia'yı ben öldürmedim ve yaptığım şey yanlış değildi çok değil yani.
Je vous ai dit que je ne l'ai pas tuée. Je n'ai rien fait de mal. - De trop mal.
Ne kadar şanslıyım ki, yanlış insanlara güvendin.
Une chance pour moi que tu te fies aux mauvaises personnes.
Yanlış yere olan sadakatinden dolayı hayatını feda edesin diye 50 yılımı seni arayarak harcamadım.
J'ai mis 50 ans à te trouver, pas pour
Seçimlerimiz bir şekilde yanlış çıktığı zaman olanaksız gibi gözüken başkasını alamaz mıyız?
Est-ce possible que le choix étant si grand, on ne puisse plus choisir?
Dikkate değer bir kopya, ama Bay Barclay bir kaç yanlış ayrıntıyı da aldı.
- C'est une copie remarquable. Mais M. Barclay a fait quelques petites erreurs.
Ortada yanlış bir anlaşılma var sanırım.
Il y a eu un malentendu.
Belki bir gün verimliliği öyle bir noktaya getirebilir ki..... işçilere bile ihtiyacımız kalmayabilir. Bunda bu kadar yanlış olan ne var? Hiç bir şey.
Qu'y aurait-il de mal à ça? Rien.
Her şeyi yanlış yapıyorum.
Je m'y prends mal pour tout.
Bunda yanlış olan bir şey var mı?
Y a-t-il quelque chose de mal à ça?
... sonra ona baktım ve dedim ki, "Eğer soyunan, deri aksesuar giyip papazın onu kırbaçlamasına izin veren bir aktris arıyorsan yanlış kapıyı çaldın!"
Alors je l'ai regardé et j'ai dit : "Si tu cherche une actrice qui se met à poil, se fait emballer dans du cuir et fouetter par un curé, - avec moi, tu t'es trompé d'adresse!"
Yanlışlıkla renklilerle yıkamışım.
Je les ai accidentellement... Iavé avec une brassée contenant un chandail rouge.
Chloe'nin yanlış adamla evlenmesini önlemek için cumartesiye dek oraya olmalıyım.
Je dois arriver là bas samedi... pour empêcher Chloe d'épouser le mauvais mec.
Yanlış yaklaşım almış olabildiğini söylüyorıum.
Vous vous y êtes peut-être mal pris!
Yanlış yata binmiş olmalıyım. Bu günlerde yatların hepsi birbirine benziyor.
J'ai dû me tromper de yacht, ils se ressemblent tous.
Denek istediğim... bundan on yıl önce... yanlış bir şey yaptım.
Je... ce que j'essaie de te dire... C'est qu'il y a 10 ans, J'ai fait quelque chose...
Yanlış anlamış olmalıyım.
Ca alors, parce que j'ai du mal comprendre.
Yanlış merdiveni kullanmış olmalıyım.
J'ai dû me tromper d'escalier
Burada yanlış birşeyler var, ama hala anlayamadım.
Il y a tout un monde là-dedans mais je ne peux approfondir pour le moment.
Çünkü bu ülkeyle birlikte çalışacağız, yanlış amaçlar için çalışmadığımıza emin olmamız gerekiyor. Yani bir bakıma suç ortağıyız.
Comme nous travaillons dans le même pays, on doit s'assurer que chacun fait ce qu'il a à faire, en se mettant d'accord.
Yanlış mı anlamışım? Yabancı bir adamla bir adada beş yıl birlikte...
C'est clair, ma femme a passì cinq ans sur une île avec un ìtranger...
Hazırlığımı yanlış yaptım.
Je m'y suis mal pris.
Ben kızgın olmakla yanlış zamandamıyım hayal kırıklığına uğradım da?
Ai-je tord de me sentir fâché, déçu?
Yanlış kapıyı çaldığımız çok açık, ha?
- Apparemment, on s'est excités pour pas grand-chose, hein?
Yanlış bir şey mi yaptım?
Je m'y suis mal prise?
Geri dönüp dosyana bakma fırsatım oldu ve bunun nasıl olduğunu bilmiyorum ama Dr. Wiggins MRI'yı yanlış okumuş.
J'ai regardé ton dossier et il semblerait que Dr Wiggins ait mal interprété l'l.R.M.
Hayır, hayır, yanlış anladın. Seni oyalamamalıyım.
Tu me comprends mal.
Yanlış şapkaya el atmış olmalıyım.
Mauvaise pioche.
Ne demek istediğinizi anlamadım! 30 yıllık akademi yaşamımda, şimdiye kadar asla yanlış askeri kırbaçlamadım.
Depuis 30 ans, jamais un innocent n'a reçu le fouet!
Nasıl açıklayacağımı bilmiyorum ama biliyorum kaset yanlış.
Moi non plus, j'y comprends rien.
Ama eğer mutluluğu başka bir yerde buluyorsa, inancının yanlış olduğunu düşündüğüm için onun ruhunu kendi tarafımda tutmaya çalışmalı mıyım? Yoksa nerede olursa olsun Tanrı sevgisini bulduğu için sevinmeli miyim?
Mais s'il trouve son bonheur ailleurs, devrais-je me battre pour garder son âme dans mon coin, en croyant ce que je crois, que la foi qu'il a choisie est fausse, ou devrais-je juste être heureux qu'il ait trouvé l'amour de Dieu,
Gabrielle, bak çok üzgünüm, Zamanlamayı yanlış anlamış olmalıyım.
Désolée, je ne sais pas comment j'ai pu me tromper sur les horaires.
Belki de yanlış yaptığımız, bir şeyler var.
Peut-être qu'on s'y prend mal.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]