English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Y ] / Yapabileceğim hiçbir şey yok

Yapabileceğim hiçbir şey yok tradutor Francês

314 parallel translation
Fikrini değiştirmek için yapabileceğim hiçbir şey yok mu?
Que puis-je dire pour te faire changer d'avis?
Senin için yapabileceğim hiçbir şey yok mu?
Y a t-il autre chose que je peux faire?
Yapabileceğim hiçbir şey yok, canım.
Je ne peux plus rien, hélas.
Sayenizde yapabileceğim hiçbir şey yok.
À cause de vous, je ne peux plus rien faire. Plus rien!
Düşündükçe daha huzursuz oluyorum... ama yapabileceğim hiçbir şey yok!
Du coup, la peur m'envahit chaque jour davantage. Je ne sais plus quoi faire.
Yapabileceğim hiçbir şey yok mu?
N'y a-t-il rien que je puisse faire?
Yapabileceğim hiçbir şey yok.
Je ne peux rien faire.
Yarım kalmış bir iş. Sonra birdenbire daha görev tanımımın ne olduğunu bile tam olarak anlamadan buraya gönderildim. Gördüğüm kadarıyla, burada benim yapabileceğim hiçbir şey yok.
J'effectuais une mission que j'ai dû abandonner pour venir m'enterrer dans un service interarmées ou je ne sais quoi, dans lequel je n'ai absolument rien à faire.
Bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yok.
Je ne peux rien y faire.
- Yapabileceğim hiçbir şey yok.
- Je n'ai rien à savoir.
Yapabileceğim hiçbir şey yok bir masör sadece bir kaç kuruş kazanabilir ama kazandıklarımın hepsi benimdir çünkü hiç masrafım olmaz. "
Il n'y a rien que je puisse faire. Un masseur gagne seulement quelques pièces. Mais tous les bénéfices m'appartiennent... parce que je n'ai pas de frais "
Yapabileceğim hiçbir şey yok bir masör sadece bir kaç kuruş kazanabilir ama kazandıklarımın hepsi benimdir çünkü hiç masrafım olmaz. "
Il n'y a rien que je puisse faire. Un masseur gagne seulement quelques pièces. Mais tous les bénéfices m'appartiennent parce que je n'ai pas de frais ".
Ve onları durdurmak için yapabileceğim hiçbir şey yok.
Et je ne peux pas les arrêter.
Ancak yapabileceğim hiçbir şey yok.
Mais il n'y a rien que je puisse faire.
- Yapabileceğim hiçbir şey yok.
- Je ne peux rien faire.
Üzgünüm ama sizin için yapabileceğim hiçbir şey yok.
Je suis désolé, Monsieur. Je ne peux rien faire.
Eğer suçlamada bulunmazsan, Bertha ; yapabileceğim hiçbir şey yok.
Si tu ne le dénonces pas, je ne peux par t'aider.
Yapabileceğim hiçbir şey yok, hanımefendi. Bir kere kafama koydum.
Avec moi, tout est possible.
Burada izin verilenden farklı olmamak için yapabileceğim hiçbir şey yok.
En plus, ça se voit. N'importe qui peut me cracher à la figure.
şu an yapabileceğim hiçbir şey yok!
Je suis dans la merde.
Yapabileceğim hiçbir şey yok.
C'est lui, le deuxième porc?
Yapabileceğim hiçbir şey yok.
Je n'ai rien pu faire.
Kontrolümüz dışında hızlanıyor. Yapabileceğim hiçbir şey yok.
Nous ne contrôlons plus la vitesse de l'Enterprise.
Böyle bir olasılığı önlemek için yapabileceğim hiçbir şey yok.
Alors croyez que je ferai de mon mieux pour l'éviter.
İnanın ki, bu bana da hiç keyif vermiyor, ama yapabileceğim hiçbir şey yok.
Croyez-moi, ce serait avec grand plaisir, mais je ne peux rien faire.
- Yapabileceğim hiçbir şey yok mu?
Je ne peux rien faire?
Benim yapabileceğim hiçbir şey yok.
L'asile politique. En Virginie. C'est magnifique.
Sana söyledim. Bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yok.
Ecoute-moi bien, je ne veux rien avoir à faire là-dedans.
O zaman yapabileceğim hiçbir şey yok.
Mais je ne peux rien faire.
Yapabileceğim hiçbir şey yok.
Je n'y peux rien.
Buna yapabileceğim hiçbir şey yok.
Je peux rien en faire, moi.
Yapabileceğim hiçbir şey yok.
Je ne peux plus rien.
Kang ise kararını verdiyse, yapabileceğim hiçbir şey yok.
Et si Kang a pris sa décision, il n'y a rien que je puisse faire.
- Yapabileceğim hiçbir şey yok.
On peut pas les arranger.
Bilgisayara göre ayrılmışsınız. Yapabileceğim hiçbir şey yok.
C'est l'ordinateur qui le dit.
Hassasiyetinden dolayı memnunb oldum.Bunu birçok Kübalı vatansever den duydum fakat bunuun için yapabileceğim hiçbir şey yok.
J'apprécie vos sentiments. Bien des patriotes cubains me l'ont dit. Mais je n'y peux rien.
Büyük acı içinde. Yapabileceğim hiçbir şey yok.
Elle agonise, je ne vois rien pour l'aider.
Şimdi bir sektör uzakta savaş bölgesinin ortasında ve onu korumak için yapabileceğim hiçbir şey yok.
Et voilà qu'il est dans un lieu déchiré par la guerre et que je suis impuissant.
Yapabileceğim hiçbir şey yok, Kaptan. Sinyal kesiliyor.
- Capitaine, on perd le signal.
Saldıracaklarsa saldıracaklar yapabileceğim hiçbir şey yok...
S'ils viennent pour moi, ils viennent. Je ne peux rien y faire.
Seni buradan çıkarmak için yapabileceğim hiçbir şey yok bu yüzden ikimiz de rahat olalım.
Je n'ai aucun moyen de vous faire sortir... alors dêtendons-nous.
Fakat kaç tane amplifikatöre ihtiyacınız olduğunu bilmiyorsanız... sizin için yapabileceğim hiçbir şey yok.
Mais dites-moi quelle puissance vous voulez!
Peki, şimdi senin için yapabileceğim hiçbir şey yok.
Je peux rien pour toi.
Ama istediğiniz buysa, yapabileceğim hiçbir şey yok.
Tant pis, je ne peux rien y faire.
Mesaj silindi yapabileceğim hiçbir şey yok.
Le message est effacé, on ne peut rien y faire.
Yapabileceğim hiçbir şey yok.
Ne les défie pas, Steve.
Yapabileceğim hiçbir şey yok mu?
Je n'y peux rien?
Bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yok.
Bill, c'est son district, je n'y peux rien.
- Yapabileceğim hiçbir şey yok.
J'arrive.
Yapabileceğim, hiçbir şey yok.
- Je ne peux rien faire.
Bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yok!
Je ne peux rien y faire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]