English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Y ] / Yaralı mısın

Yaralı mısın tradutor Francês

414 parallel translation
- Yaralı mısınız?
Vous étes blessé?
- Yaralı mısın?
- Es-tu blessé?
- Steve! Steve, yaralı mısın?
- Vous êtes blessé?
- Yaralı mısınız, mösyö?
- Vous êtes blessé? - Que s'est-il passé?
Tekrarlıyorum yaralı mısın? Atlayacak mısın?
Vous allez sauter?
- Yaralı mısın? Başım biraz tuhaf.
- Vous êtes blessé?
Yaralı mısın? - Hayır.
- Vous êtes blessé?
Ne oldu, yaralı mısınız bayan?
Vous êtes blessée, Madame?
Tim? Ne oldu? Yaralı mısın?
Tim, que s'est-il passé?
- Yaralı mısın? - Hayır.
Tu es blessé?
Kimsin sen? Yaralı mısın?
Tu es blessé?
- Yaralı mısın?
Vous êtes blessé?
Yaralı mısın?
Pas de mal?
Sen yaralı mısın yoksa nedir bu?
Mais tu es blessé?
Yaralı mısın?
Tu es blessé?
- Sen yaralı mısın?
- Vous êtes blessé?
Yaralı mısın?
Tu es blessé.
Yaralı mısın?
Votre main est blessée?
- Yaralı mısın Mattie?
- Vous êtes blessée?
- Yaralı mısın?
- Vous êtes blessé?
- Cresta Maribel Lee - yaralı mısın?
- Vous êtes blessé? - Quoi? Vous êtes blessé?
- Yaralı mısın? - Hayır.
- Tu es blessé?
- Yaralı mısın?
- Tu es blessé?
Yaralı mısınız?
- Vous n'avez rien?
- Yaralı mısın? - Hayır.
- Vous êtes blessé?
Efendim, yaralı mısınız?
Votre Grâce, êtes-vous blessé?
- Yaralı mısın?
Il t'a touché? Non.
Hey, yaralı mısın?
Vous êtes blessé?
Yaralı mısınız?
Vous êtes blessé?
Yaralı mısın?
Vous êtes blessée?
Yaralı mısın? Benim. Chrissie?
C'est moi, Chrissie.
Yaralı mısınız?
Êtes-vous blessés?
- Yaralı mısın?
- Tu es blessée?
Sektör 45... 222 erkek... 220 kadın. Sektör 46... - Yaralı mısın?
Secteur 45... 222 mâles... 220 femelles.
- Yaralı mısın?
- Vous êtes blessée?
Yaralı mısın?
Tu es blessée?
Yaralı mısın?
Es-tu blessée?
Sen yaralısın. Kanoyu size lazım.
Vous avez besoin de soins médicaux.
Yaralı mısın?
Vous êtes blessé?
- yaralısın sanırım.
- C'est douloureux?
Mısır'dan önceki o harika, bozulmamış zamanları düşünmek. Sana borcu olmadığı zamanları. Daha kahraman değildin, yaralıydın.
Te souvenir de cette époque bénie, avant l'Égypte, quand elle ne te devait rien car tu n'étais pas un héros de guerre blessé.
- Siz yaralılara bakan doktorlardan mısınız?
- Vous êtes docteur pour les gens?
Evet. - Yaralı mısın?
Tu es blessé?
- Oh, Bay Smith! Yaralısınız!
- Oh, M. Smith, vous êtes blessé.
Yaralı mısın yoksa? Hayır, tabii ki değilim.
- Vous êtes blessé!
Oh, şey, savaş boyunca Tabip Sınıfında görev yaptım, ve orada, sizin ifade ettiğiniz biçimde iğnenin ucunda... Tanrı'nın merhametini bulan... kaç tane ölü ve yaralı insan gördüğümü sizlere anlatamam.
Eh bien, j'étais dans le corps médical pendant la guerre, et de nombreux soldats blessés, ou sur le point de mourir, ont trouvé la grâce de Dieu grâce à une telle seringue.
Yaralı falan mısın yoksa?
Vous êtes blessé?
Dim'in temel kablolarını kesmemiştim. Öylece, temiz bir taşhokun yardımıyla kızıl, kızıl kruvi akmayı kesti. Yaralı iki askeri dindirmek kısa sürdü rahat New York Dük'ünün aşağısında.
Je n'avais entamé aucun des câbles essentiels de Dim... aussi, à l'aide d'un tachtouk propre... le krouvy cessa bientôt de couler... et il fallut peu de temps pour apaiser les deux blessés... dans le creux douillet du Duke of New York.
1716'nın anahtarını istiyorum, nişanlım içeride. Sanırım yaralı.
Je voudrais la clé de la 1716, c'est la chambre de mon fiancé, et il s'est blessé, je crois.
Yaralılar için duracak zamanımız olmayacak.
On n'a pas le temps de s'arrêter pour les blessés.
- Bir çeşit kuş. Yaralı mısın?
Es-tu blessé?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]