Yaralısın tradutor Francês
822 parallel translation
Sen yaralısın. Kanoyu size lazım.
Vous avez besoin de soins médicaux.
- Yaralısın?
Mais vous êtes blessé!
sen yaralısın Yaralısın çümkü Miami'de takip ettiğin küçük bir sarhoşa tutuldun.
Vexé d'être amoureux d'une pocharde que vous avez filée à Miami.
Sen yaralısın.
Tu es blessé...
Sen yaralısın.
Rien de grave.
- yaralısın sanırım.
- C'est douloureux?
Ama yaralısın.
Mais tu es blessé.
- Yaralısınız.
- Vous êtes blessé?
Yaralısınız.
Vous avez été blessé.
- Oh, Bay Smith! Yaralısınız!
- Oh, M. Smith, vous êtes blessé.
Yaralısın demek.
Petite colombe venue du sud. Tu es blessée!
Yaralısın.
T'es blessé!
Yani, yaralısın.
Donc, tu es vexé.
- Posey, unutma, yaralısın.
- Tu es blessé, Posey, rappelle-toi.
Sen yaralısın.
Tu es blessé.
- Yaralı mısınız?
Vous étes blessé?
- Yaralı mısın?
- Es-tu blessé?
"Boğulduğu tahmin ediliyor, ya da, ağır yaralı olduğu ve uzağa gidemeyeceği sanılıyor."
"On pense qu'il s'est noyé, mais s'il s'est échappé, il serait grièvement blessé et n'ira pas loin."
- Steve! Steve, yaralı mısın?
- Vous êtes blessé?
- Yaralı mısınız, mösyö?
- Vous êtes blessé? - Que s'est-il passé?
Diğer sürücüyü sordu. Onun yaralı olmadığını söyledim. Sonraki iki saatte huzurlu bir şekilde uyudu.
Il s'est informé de l'autre conducteur et il s'est rendormi.
Yaralı mısın?
Vous êtes blessé?
Tekrarlıyorum yaralı mısın? Atlayacak mısın?
Vous allez sauter?
- Yaralı mısın? Başım biraz tuhaf.
- Vous êtes blessé?
Hiçbir kadının karşı koyamayacağı o yaralı geyik bakışı. - Ben... - Woods.
Quelle femme résisterait à ce regard de mâle blessé?
Shorty, yaralısın!
Tu es blessé!
Yaralı mısın? - Hayır.
- Vous êtes blessé?
- Sen yaralısın.
- Vous etes blesse.
Sedyede yatan bütün yaralılar... sığınaklara gitmek üzere derhal tahliyeye hazırlansın!
Les cas graves vont être évacués par avion!
Ne oldu, yaralı mısınız bayan?
Vous êtes blessée, Madame?
Tim? Ne oldu? Yaralı mısın?
Tim, que s'est-il passé?
- Yaralı mısın? - Hayır.
Tu es blessé?
Kan! Yaralısın!
C'est du sang!
Kimsin sen? Yaralı mısın?
Tu es blessé?
- SS'ler yaralıları esir almazlar.
- Les S.S. n'embarquent pas les blessés.
Mısır'dan önceki o harika, bozulmamış zamanları düşünmek. Sana borcu olmadığı zamanları. Daha kahraman değildin, yaralıydın.
Te souvenir de cette époque bénie, avant l'Égypte, quand elle ne te devait rien car tu n'étais pas un héros de guerre blessé.
- Yaralı mısın?
Vous êtes blessé?
- Siz yaralılara bakan doktorlardan mısınız?
- Vous êtes docteur pour les gens?
Evet. - Yaralı mısın?
Tu es blessé?
Yaralı mısın?
Pas de mal?
Sen yaralı mısın yoksa nedir bu?
Mais tu es blessé?
19 Ağustos 1949'da, Palermo'nun girişinde bulunan Bellolampo'da pusuya düşürülen jandarmaların 6'sı öldürüldü, 11 tanesi ise yaralı kurtuldu.
Le 19 août 1949, à Bello Lampo, aux portes de Palerme, 6 carabiniers avaient péri dans une embuscade. 11 avaient été blessés.
Yaralı iki adamını güvenli bir yere çekmek için kendisini düşman makineli tüfeklerinin önüne attı. "
"S'est traîné sur la ligne de front devant trois mitrailleuses ennemies " pour ramener deux de ses hommes blessés en sécurité parmi 69 morts " et 203 blessés.
Yaralı mısın yoksa? Hayır, tabii ki değilim.
- Vous êtes blessé!
Yaralı mısın?
Tu es blessé?
Sırtındaki yaralı arkadaşıyla Arşınlıyor izi olmayan bir yolu
Portant mon copain sur mon dos, sur des routes qui n'existent pas.
Oh, şey, savaş boyunca Tabip Sınıfında görev yaptım, ve orada, sizin ifade ettiğiniz biçimde iğnenin ucunda... Tanrı'nın merhametini bulan... kaç tane ölü ve yaralı insan gördüğümü sizlere anlatamam.
Eh bien, j'étais dans le corps médical pendant la guerre, et de nombreux soldats blessés, ou sur le point de mourir, ont trouvé la grâce de Dieu grâce à une telle seringue.
Birer megatonluk üç füzenin... bu bölge sınırları içinde patlamasından sonra... hayatta kalmayı başaran her doktorun... en az 350 yaralı ile karşı karşıya kalacağı hesaplanmıştır.
Suite à l'explosion de 3 missiles d'une mégatonne dans ce seul comté, on a estimé que chaque médecin survivant serait confronté à au moins 350 blessés,
"Filo komutanının karısı, yaralı kahramanla ilgilenirken"
"La femme du commandant de l'escadrille soigne le héros"?
Aizu Ortaokulundaki tüm Beyaz Kaplanlar ağır yaralı Kitakata grubunda sadece küçük sıyrıklar var.
Le Nouveau Groupe du Tigre Blanc a été décimé. Tous ses membres sont blessés. De notre côté, nous n'avons que des blessés légers.
- Sen yaralı mısın?
- Vous êtes blessé?
yaralı 56
yaralıyım 22
yaralandım 50
yaralandı 34
yaralanmış 44
yaralanmışsın 68
yaralı mı 20
yaralı mısın 69
yaralandın mı 166
yaralı mısınız 23
yaralıyım 22
yaralandım 50
yaralandı 34
yaralanmış 44
yaralanmışsın 68
yaralı mı 20
yaralı mısın 69
yaralandın mı 166
yaralı mısınız 23