Yeter tradutor Francês
38,135 parallel translation
Oyununa girip yeterince parasını almak dikkatini çekmeye yeter.
On doit rentrer dans son jeu, prendre assez de son argent pour avoir son attention.
Tek kişiye yeter.
Assez pour une personne.
- Yeter, Jefferson! Biliyorum zaten!
Jefferson, je le sais!
- Bak, bize güven, yeter.
J'ai juste besoin que vous nous fassiez confiance.
Yeter lan!
Ça suffit!
Yeter artık.
Oh, pour l'amour du ciel.
Mesaj atsan da olur, iyi olduğunu bileyim yeter.
Ou un message, je dois savoir que tu vas bien.
- Tamam, yeter.
- Parfait.
Yolu gösterin yeter.
Vas-y.
Bu kadarı yeter mi?
Tu abandonnes?
Bu şu ana kadar kimseyi korkutmadıysa... benim için panik yaratmaya yeter.
Si personne d'autre n'est effrayé par elle, pas la peine que je panique.
Bugünlük bu kadar konuşma yeter.
C'est un discours d'encouragement suffisant pour une journée.
Bana bu kadar yeter.
J'en ai assez de tout ça.
- İşleri yürüt yeter.
Maintenez-le juste à flot.
Arkamı kolla yeter.
J'ai juste besoin que tu couvres mes arrières.
Bu kadar yeter.
Assez.
Galiba sana bir özür borçluyum. Benden uzak dur yeter.
Je te dois des excuses, je veux juste que tu restes loin de moi.
Benden bu kadar yeter, siz ne iş yapıyorsunuz?
Mais assez parlé de moi, tu fais quoi?
Bu kadar biyoloji yeter, tamam mı?
D'accord avec la biologie.
Bugünlük bu kadar konuşma yeter.
Je t'ai assez entendu.
Waincroft'u bul yeter.
Assure-toi de trouver Waincroft.
- Bir mermi yeter.
Une demi-cartouche devrait suffire.
Riley, yeter.
( Riley se moque ) Riley arrête.
Bu kadar yeter, Walter. Baba Areudj hakkında bilgi almadan gitmiyorum.
- Je partirai pas sans les informations sur Aroudj.
Tamam yeter.
- C'est bon. Ca va.
Yeter Eddy.
Pas toi?
- Yeter.
- Assez.
Yeter.
Assez.
- Yeter!
- Assez!
- Bu kadar yeter. - Tamam.
Ça suffit.
Bu kadar yeter kaptan!
Assez, commandant!
Şeytan ifadesi mi? Bu kadar yeter.
Un emoji diable?
Kanımı test ettir yeter. Yok artık ya.
Testez mon sang.
Artık yeter.
Plus maintenant.
İkimiz de biliyoruz ki bundan daha azı ne Agnes'ı korumaya ne de Elizabeth'in intikamını almaya yeter.
- Harold, vous et votre équipe... Je vous serai toujours extrêmement reconnaissant pour votre aide.
Tamam, bu kadar yeter.
- Ça suffit.
Bu kadar mesajlaşma yeter.
Plus de sextos.
Yeter bu kadar.
C'est ça.
Yeter bu kadar telefon.
Ça suffit avec le téléphone.
- Yeter ama, telefonu ver.
Ça suffit.
Yeter.
Ça suffit.
Bence bugünlük bu kadar yeter, değil mi Efendi Bruce?
Bon, eh bien, je pense que ça suffit pour aujourd'hui, non, Maître Bruce?
Tamam, bu kadar yeter.
Ok, c'est bon.
# Yeter ki bunun benim hatam olmadığını söyle # Bir caz festivalinin biletlerini hediye edip sonra ortaya çıkıvermen biraz kafa karıştırıcı zaten.
C'est un peu déroutant que tu aies donné tes tickets pour un festival de jazz mais que tu y ailles quand même.
Benden bahsettiğimiz yeter.
Assez à propos de moi,
Tamam, bu kadarı yeter.
- Assez.
Yeter!
Assez.
Yeter ki--bakın iki çocuğum var.
J'ai deux enfants.
- Yeter.
- Assez!
- Yeter, Drobecq!
- Ca va, Drobecq!
- Yeter mi?
T'en as eu assez?
yeterli 197
yeter ki 28
yeter artık 870
yeterince 87
yeterince iyi 39
yeterli mi 69
yeter ama 52
yetersiz 30
yeter mi 66
yeter be 35
yeter ki 28
yeter artık 870
yeterince 87
yeterince iyi 39
yeterli mi 69
yeter ama 52
yetersiz 30
yeter mi 66
yeter be 35