English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Y ] / Yürüyemiyorum

Yürüyemiyorum tradutor Francês

143 parallel translation
Onlar olmadan yürüyemiyorum, efendim.
Je ne peux pas m'en passer, monsieur.
Tabi, zincirlerim takılı değilken pek iyi yürüyemiyorum da.
Oui, je ne marche pas très bien sans mes chaînes.
Bacağımdaki ısırıktan yürüyemiyorum!
Je boite é cause d'une morsure é la jambe.
Tuhaf değil mi? Çünkü hiç yürüyemiyorum.
Ce qui est drôle, puisque je ne peux pas marcher.
Çünkü yürüyemiyorum.
C'est parce que je ne peux pas marcher.
Dışarı çıkarma! Yürüyemiyorum!
Je peux pas bouger!
Artık hızlı yürüyemiyorum.
Je suis plus assez rapide.
Yürüyemiyorum.
Dites-lui que la maîtresse s'est cassé la jambe.
Sizi karşılamaya gelemediğim için beni affedin... Ancak ne yazık ki yürüyemiyorum.
Excusez-moi si je ne viens pas vers vous, mais je ne peux pas marcher.
Ah, ah, ah. Yürüyemiyorum.
Je ne peux plus marcher.
Hayır, yürüyemiyorum. Bu yüzden bu sandalyedeyim.
Non, c'est pour ça que je suis dans un fauteuil roulant.
Yürüyemiyorum.
Je ne peux pas marcher.
Kral gibi yürüyemiyorum bile.
Je ne sais pas marcher comme un roi.
Topuklu ayakkabıyla yürüyemiyorum.
Je ne sais pas marcher avec des talons. Lui, il sait.
Sonra bu kazayı geçirdim ve... O zamandan beri yürüyemiyorum.
Il y a eu cet accident... etje n'ai plus bougé.
- Yürüyemiyorum.
- Je ne peux plus marcher.
Yürüyemiyorum artık.
J'arrive pas à marcher.
Yürüyemiyorum.
Je n'arrive pas à bouger.
Bu ayakkabılarla yürüyemiyorum.
Je ne peux plus marcher avec ces talons.
- Yürüyemiyorum!
- Je peux pas.
Yürüyemiyorum, düzüşemiyorum.
Je peux pas marcher, pas baiser.
- Yürüyemiyorum. - Lütfen, haydi.
- Je peux pas marcher.
- Yürüyemiyorum. Koş ve yardım getir.
- Je ne peux pas marcher.
Yürüyemiyorum.
Je ne peux plus marcher.
-... içinde kıpırdayamıyorum, yürüyemiyorum.
Je ne peux pas bouger, je ne peux pas marcher.
O yüzden yürüyemiyorum. O yüzden yiyemiyorum. Acı yüzünden.
C'est ce qui m'empêche de marcher, de manger... c'est la douleur.
Evet, çok rahat yürüyemiyorum ama oldukça rahatladım diyebiliriz.
Oui, j'ai du mal à marcher, mais je me sens très léger.
"Yürüyemiyorum dedim. Oturamıyorum demedim!"
"J'ai jamais dit que je pouvais pas m'assoir!"
Yürüyemiyorum.
J'ai mal!
Ben de yürüyemiyorum.
Moi non plus.
Yapma. Yürüyemiyorum.
Que fais-tu?
Yürüyemiyorum ya da göremiyorum.
Je... ne peut juste pas marcher... ou voir...
Problemim şu ki yürüyemiyorum.
Mais je ne peux pas marcher.
Hiç yürüyemiyorum.
Je n'arrivais pas à marcher.
Yürüyemiyorum!
Je ne peux pas marcher!
- Tanrım, bunlarla yürüyemiyorum.
- J'avance pas avec ce truc!
Bu şekilde yürüyemiyorum!
Je ne peux pas marcher comme ça!
Düşüp bir yerimi falan kırdım sanırım, çünkü o zamandan beri doğru dürüst yürüyemiyorum.
J'ai du tomber et me casser un truc parce que j'ai du mal a marcher depuis.
Yürüyemiyorum.
- Je ne peux pas marcher.
Artık yürüyemiyorum, John.
Je peux plus marcher.
Kıçımda kum var. Yürüyemiyorum.
J'ai du sable dans la raie du cul, je ne sais pas comment marcher.
Yolda yürüyemiyorum, işimi yapamıyorum.
Mon travail s'en ressent, je ne peux plus me promener dans la rue,
Neden olduğun kaza yüzünden, karımla sahilde yürüyemiyorum, kızımın doğumunu kaçırdım.
J'ai fait ça pour toi. Je vais te dire tout ce qui m'a manqué dans la vie à cause de l'accident que tu as causé.
Yüksek topuklu da giymeliyim ama giyince yürüyemiyorum.
Ça serait mieux avec des talons, non? Mais je ne sais pas marcher avec!
Istediğiniz zaman Bu benim yatak odam, sen sadece burada yürüyemiyorum.
C'est ma chambre, vous ne pouvez pas entrer comme ça.
Yürüyemiyorum bile.
Je peux même pas marcher.
Şimdi yürüyemiyorum ve altıma bez bağlıyorum.
Maintenant, je ne peux plus marcher et je porte une couche.
Dayanamıyorum be. Yürüyemiyorum bile.
Merde, j'arrive plus à marcher.
Ben yürüyemiyorum.
Je ne peux pas marcher.
Sadık çok kötüyüm. Sadık yürüyemiyorum.
Je ne peux plus marcher.
Yürüyemiyorum.
Je ne peux pas marcher!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]