English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Z ] / Zavallılar

Zavallılar tradutor Francês

599 parallel translation
Bu bir utanç değil - bizim zavallılar küçük zayıf motorla aptal yerliler için çalışıyor,
"N'est-ce pas honteux? - Ces fous d'Indiens essayent d'arrêter notre pauvre petite machine avec une corde."
Hoş çakalın zavallılar.
Au revoir, pauvres bougres.
Bu zavallıları nereden buluyorsun?
Où trouvez-vous ces pauvres diables?
Zavallılar her sabah saatlerce...
Les pauvres doivent attendre des heures tous les matins
Zavallılar.
Pauvres garçons.
Ama bu zavallıların evleri yakıldı. Vergi memurlarınız ailelerini dövdü, açlıktan öldüler.
Ces pauvres diables ont vu brûler leur toit et leur famille mourir sous les coups de vos percepteurs.
Zavallılar.
Les pauvres.
"Zavallılar suçlanır"
C'est le pauvre qui est blâmé
- Zavallılar.
- Pauvres types...
O hastanedeki zavallılar arasında rahat edemezsin. Mutlu olamazsın. Mutsuz olursan orada nasıl iyileşebilirsin ki?
Là-bas, parmi ces pauvres diables, c'est pas une vie pour vous.
Oraya girdiğimizde, vah zavallılar
Boola boola, boola boola Quand on arrivera, oh, les pauvres
Zavallılar... Demek bu sandalyede otururken ölüverdi.
Tu dis qu'il est mort dans ce fauteuil?
Ama ruhu karanlık düşünceler ve günahlarla dolu olan zavallılar... Öğle güneşi altında bile karanlığı yaşarlar.
Mais l'être mauvais dont l'âme n'abrite que de noirs desseins doit rester dans le noir.
Yüzde doksanının sahibi size kira ödeyen zavallılar.
90 % sont la propriété de nigauds qui vous payaient un loyer.
Zavallı evlâtlarım, zavallılarım!
Couvre-toi, mon petit, ne prends pas froid.
Bu zavallıları göndermemeliydik.
On n'aurait pas dû les laisser partir.
Bırakın rahipler, korkaklar, kalleşler, çerden çöpten yaratıklar kötülüklere taparcasına katlanan zavallılar yemin etsin.
Jurez, prêtres, jurez, lâches et cauteleux! Vieilles charognes, âmes tourmentées éprises d'injustice!
Zavallılar.
Pauvres bougres.
Ben zavallıların doktoru olmak istiyorum.
Je serai médecin pour les pauvres.
Zale'e karşı savunma çalışıyor olmamız gerek ama sen bu zavallıların kafalarını koparıyorsun,..
Tu es censé travailler ta défense contre Zale. Tout ce que tu fais, c'est démolir ces pauvres gars
Bizim gibi zavallıların hayatlarını kazanma hakkı yok mu?
Il faut que tout le monde vive.
Zavallılar. Korkmuşlardı.
Les pauvres, le courage les avait trahis!
- Canları yanmadı mı zavallıların?
- Vous leur avez fait mal!
Zavallılar, Belki birbirinizi bir daha göremeyeceksiniz.
Adieu! Oh les pauvres petits. Dieu sait c'qui les attend et nous avec, Enfin!
Zavallılar yorgun olmalı kaç saattir yoldaydılar.
Ils n'en peuvent plus!
O sert topraktan bir şeyler çıkarabilmek için neredeyse kolları kopana kadar çalışıyorlardı sadece tarlaya gitmek bile yarım gün sürüyordu sonra bir gün bu zavallılar dayanamayıp isyan ettiler.
Une terre où on se tue à essayer d'en tirer quelque chose. Il fallait une demi-journée de marche pour y arriver. Un beau jour, ils se sont révoltés.
Bu sıcak havada zavallıların haline çok acıyorum.
Ces pauvres me font pitié par cette chaleur.
- Zavallılar.
- Les pauvres petits.
Bırakın uyusunlar, zavallılar.
Laissez-les dormir, les pauvres chéris.
Bu zavallıların sığınıp korunabilecekleri bir düşkünler yurdu yaratmak istiyorum. Uyuyacak, yemek yiyecek ve insan sıcaklığını görecek bir yerleri...
Je veux créer un hospice pour offrir aux pauvres de passage gîte, repas et chaleur humaine.
Zavallılar, hayvan gibi sürülüyorlar.
Pauvres hommes, traînés comme du bétail.
Scout, sana ve Jem'e o zavallıları rahat bırakmanızı söylemiştim.
Je vous ai dit, à Jem et toi, de laisser ces pauvres gens tranquilles.
Huzur evlerinin yapılma sebebi nedir? Orası zavallılar için yapılmış.
L'hospice existe, pour les pauvres.
Er ya da geç zavallıların yeri orasıdır.
Et les pauvres y finissent un jour.
Eski günlerde cadılar çoğunlukla zavallı kadınlardı. Onlar dini örgütlerce alınırlar ve şimdinin bakım evlerine götürülürlerdi.
La majorité des sorcières d'autrefois était de pauvres vieilles femmes, celles qui sont de nos jours prises en charge par des organismes pieux et des maisons de repos.
Zavallı histerik cadılar!
Pauvre petite sorcière hystérique!
Benim zavallı acılar içindeki aşkım, tamam sus.
Mon pauvre cher amour, vous souffrez. Taisez-vous.
Zavallı delikanlılar.
Mes pauvres petits.
Acemice yöntemlerinizi, dosyanızı kapatmak için hayatını çalacağınız o zavallı aptal gibi yarım akıllılar üzerinde kullanın.
appliquez vos méthodes à des idiots comme celui que vous allez tuer pour remplir vos dossiers!
Şu polisler, tıkırtılar ve patlayan flaşlar hepsi benim zavallı kedimi korkutuyor.
Les flics tapent sur des casseroles, et avec leurs torches. Ils vont effrayer mon pauvre chat.
Zavallılar.
La plupart des gens diraient que vous avez volà le reste.
Sonra onu bırakmış olmalılar. Arkama baktığımda zavallı Johnny'i yolun ortasında yatarken gördüm.
Ils ont dû le lâcher parce que quand j'ai regardé en arrière, j'ai vu ce pauvre Johnny étendu au milieu de la rue.
Korkarım sesini kesmek için zavallı adamı incitmek zorunda kaldılar.
- Comment avez-vous dit?
Zavallı çocuklar. Can sıkıntısılar.
Pauvres garçons.
Zavallı adam! Biliyorum niçin kurt olduğunu. Romalıları koyundan farksız görüyor da ondan.
Le pauvre, il n'aurait rien d'un loup si Rome n'était pas un mouton!
Gelin dostlarımın zavallı kalıntıları. Dinlenelim bu kayalıkta biraz.
Venez, pauvres amis qui me restez, vous reposer sur ce rocher.
Neden bazıları bu kadar şanslıyken.. ... diğerleri bu kadar zavallı oluyor?
Pourquoi tant de gens ont la vie facile?
Yoksa ben yokken o zavallı vizonlara başka bir şey mi yaptılar?
C'est bien un vison que je t'avais promis?
Bu zavallı Bavyeralılar zamanın çok gerisindeler!
Qu'est-ce qu'ils ont comme retard.
Zavallı Amerikalılar. Oluyor mu?
Pauvre Amérique!
İçeri girin... sizi zavallılar.
Pauvres chéris.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]