Çok eskiden tradutor Francês
1,198 parallel translation
Çok eskiden İnsanlar, Ferengilerden çok daha kötü şeyler yapmışlar Kölelik, toplama kampları yıldızlararası savaşlar...
Les humains étaient bien pires que les Ferengis : esclavage, camps de concentration, guerres interstellaires...
Çok eskiden birkaç küçük emlak işinde birlikteydik.
- On a fait des placements immobiliers, il y a longtemps.
Çok eskiden beri Callahan ile işbirliği yapıyordum.
Je me fournis chez Callahan depuis que j'ai ouvert.
Bir zamanlar, öyle çok eskiden değil, bizler şatafatlı saraylarda, büyük eğlenceler dünyasında yaşıyorduk.
Autrefois... il n'y a pas si longtemps, nous vivions dans un monde enchanté de splendides palais et de fêtes somptueuses.
Çok uzakta, çok eskiden Bir köz gibi ışıltılar saçan loşluk Yüreğimin eskiden bildiği şeyler
Et au loin, un écho, tel Ia braise sous Ia cendre, que mon coeur, à mi-mot, aimerait tant comprendre.
Çok eskiden. Sonra bir kızıl saçlıya aşık olup transfer oldu.
En ce temps là... avant d'être amoureux de la rousse aux Affaires Internes et qu'on le transfère.
- Çok çok eskiden. - Çok çok eskiden ikisi beraber kaçmışlar.
- Il y a belle lurette, ils trafiquaient ensemble.
O aile çok eskiden benim aileme vahşice bir şey yapmıştı.
Il y a longtemps, cette famille a fait quelque chose
Eskiden çok güzeldi.
Elle était si belle.
Eskiden çok korkunç, çok sert sloganlar atardık!
Nous hurlions des horreurs, dans nos manifs.
- Şey, eskiden şovumda çok takla atardım ama artık daha fazla müstehcen şiir okuyabilmek için onu postalıyorum.
J'ai remplacé les culbutes de mon numéro par des poèmes coquins.
Eskiden çok iyi insanlardınız, fakat şimdi... sadece zengin züppe bir çiftsiniz!
Vous étiez si gentils et maintenant... vous n'êtes que 2 snobs riches!
Eskiden hizmetçi odası olarak kullanıIıyordu,... ancak çok rahattır.
C'était le coin des employés, Mais c'est... très confortable.
Eskiden bizim... bir arazimiz vardı, çok büyük değildi.
Dans le temps, on avait un lopin de terre,
Hayır, bunu eskiden çok yapardım.
Non j'ai l'habitude de faire ça.
Eskiden babamla aramız çok sıkıydı.
Mon père et moi étions très proches...
Sen de eskiden çok güzeldin.
Toi aussi, tu étais belle, Selena.
Eskiden çok önemli bir adamdı.
C'était un caïd.
Eskiden fındık ezmeli reçelli sandviçi çok severdim.
J'adorais les tartines au beurre de cacahuètes.
- Eskiden çok yakındınız.
- Vous étiez potes, à l'époque.
Çok yazık. Tıpkı eskiden olduğu gibiydi.
C'était comme au bon vieux temps.
Eskiden bu çok hoşuma giderdi.
J'adorais cet album.
Eskiden, geleceği düşünürdüm, sonra baktım şimdiki zaman olmuş... sonrasında daha sık düşünmeye başladım... ve bir baktım ki geçmişte kalmış, bu yüzden o kadar çok düşünmüyorum.
Je pensais au futur, puis c'est devenu le présent, donc j'y ai pensé plus souvent, et alors c'est devenu le passé, donc je n'y pense plus beaucoup.
Eskiden seni çok seviyorlarmış.
- Te bile pas! Avant, ils t'aimaient beaucoup.
Skip o kadar eskiden beri kuryelik yapıyordu ki, onu çok uzun zamandır tanıyorduk.
Skip a livré si longtemps. On pensait qu'il resterait toujours.
Eskiden çok kibar ve düşünceliydi.
Il est toujours si poli et prévenant.
Büyütmemin sebebi, eskiden sahip olduğum bir saate çok benzemesi.
- Comme une montre que j'avais.
Bilirsin... - Eskiden senden çok hoşlandırdım.
J'avais le béguin pour toi.
- Evet. - Eskiden babamla çok takılırmışsın.
Tu passais beaucoup de temps avec mon père?
Eskiden çok iyi taklit yapardın.
C'est fini. Tu étais bon en imitation.
Eskiden hayatın adil olmamasının çok kötü bir şey olduğunu düşünürdüm.
J'ai d'abord pensé que c'était horrible que la vie soit si injuste.
Tanrım! Sen eskiden çok...
Tu étais tellement...
Eskiden birbirimize anlatacak çok şeyimiz vardı.
Nous avions tant à nous dire à une époque.
Eskiden bu çok kolay oluyordu.
C'était si facile avant.
Bu senin ve benim eskiden bildiklerimizden çok daha kötü bir şey.
C'est peut-être pire que ce qu'on a toujours vu.
Eskiden duayı okumayı çok severdin, hatırlıyor musun?
Tu aimais le dire, pas vrai?
- Daha çok polise benziyor. - Sanırım eskiden polismiş.
Je crois qu'il l'a été.
Biri eskiden buralarda çok bal çıkarıldığını söyledi.
Il paraît qu'on produisait beaucoup ici.
Eskiden sessizdi, fakat artık çok konuşuyor.
Muette pendant 2 ans, elle rattrape le temps perdu.
Şu kız eskiden çok popülerdi ama sonra o talihsiz burun ameliyatını geçirdi.
Elle, elle était très populaire. Avant de se refaire le nez...
Sen eskiden çok kapalı biriydin Değiştim.
- Vous étiez si distant.
Ben ve kız kardeşin eskiden çok çılgındık.
Moi et ta sœur, on étaient fous l'un de l'autre.
Eskiden çok daha güçlüydüm.
J'étais beaucoup plus fort avant.
Babanın şu anda hali kötü olsa da, eskiden çok iyi basketbol oynardı.
Ton pater galère, aujourd'hui, mais il assurait au basket autrefois.
Eskiden çok uzun sürerdi ama artık- -
La taille était naguère remarquable...
Eskiden çıkıyorduk ama bu çok uzun zaman önceydi.
On sortait ensemble, mais c'est fini depuis longtemps.
Eskiden çok severdim. Yapmayalı uzun zaman oldu.
J'adore ça, et ça fait si longtemps.
Eskiden bir oğlanın senden hoşlandığını anlamak çok kolaydı.
Avant, on savait vite si on plaisait à un mec.
eskiden çok yapardın.
Tu poussais toujours la flèche.
Ama eskiden olduğum o canavara izin vermeyeceğim... kalbimin çok yakınında uyuyor olan canavar, şimdi yapabileceğim bütün iyilik yok edebilir.
Mais je ne laisserai pas le monstre que j'ai été et qui dort en moi détruire tout le bien que je fais.
Ama eskiden kanka olup şimdi konuşmamaları çok saçma.
S'ils étaient bons amis, c'est idiot qu'ils ne se parlent plus.
eskiden 151
eskiden olduğu gibi 35
eskiden öyleydi 22
çok etkileyici 243
çok eğlenceli 150
çok eski 44
çok endişelendim 42
çok erken 73
çok etkilendim 172
çok endişeliyim 39
eskiden olduğu gibi 35
eskiden öyleydi 22
çok etkileyici 243
çok eğlenceli 150
çok eski 44
çok endişelendim 42
çok erken 73
çok etkilendim 172
çok endişeliyim 39