Çok gençtim tradutor Francês
176 parallel translation
Çok gençtim.
J'étais trop jeune.
Evet, çok gençtim. Benzerlik oradandır.
J'étais très jeune, c'était le point commun.
Çok gençtim o zaman.
J'étais très jeune.
Çok gençtim.
J'étais jeune alors.
O kürsüye çıktığımda, çok gençtim.
J'étais jeune prédicateur.
Onun için çok gençtim.
J'étais trop jeune pour ça.
Hayat hakkında hiçbir şey bilmiyordum, çok gençtim.
Je ne savais rien de la vie.
Yalnızca çok gençtim, Marnie.
J'étais si jeune, Marnie.
Ama çok gençtim.
Mais j'étais beaucoup plus jeune.
Çok gençtim. Beklememizde zarar yok diye düsündüm.
J'étais jeune, je croyais que ça ne nous ferait pas de mal d'attendre.
Çok gençtim.
J'étais si jeune.
Çok gençtim, adama inandım.
J'étais très jeune, alors je l'ai cru.
- Hadii, çok gençtim.
- Allez! J'étais jeune.
Ve çok gençtim. Babamın müritlerinden... biri ile evlenmiştim. Üniversitede asistandı.
Toute jeune je me suis mariée avec un... disciple de mon père... assistant à l'Université.
Ve ben çok gençtim, Oynuyorum oynamamalıydım, bilirsin, eminim- - Ne yaptığımı biliyordum, fakat kabloyu tutup tutmayacağımı bilmiyordum, onu tuttuğumda nolup ne gideceğini bilmiyordum, sadece çok acı çektiğimi biliyorum.
J'étais jeune, Je jouais et je n'étais pas, tu vois, trop conscient... de ce que je faisais. Je ne savais pas si je devais attraper ce cable ou pas,
Seni doğurduğumda çok gençtim.
J'ai accouché de toi quand j'étais très jeune et pas mariée.
Ben asla bir şey görmedim. Belki çok gençtim..
Je n'ai jamais rien vu Je devais être trop jeune
Rol için çok gençtim.
Je suis trop jeune pour le rôle.
Ben çok gençtim..
J'étais si jeune.
- Çok gençtim.
J'étais trop jeune.
Hayır, ben çok gençtim. - Ne?
J'étais trop jeune.
- Ford yada Agnew'a hizmet için çok gençtim.
- Quoi? - Trop jeune pour Ford ou Agnew.
Araba kullanmak için çok gençtim, dedim. Aptal olduğumu söylemedim.
J'étais trop jeune pour conduire, pas idiot!
O zamanlar daha çok gençtim.
J'étais tout petit à l'époque.
Hatırlıyor musun? O zamanlar çok gençtim
Rappelle-toi j'étais si jeune alors
"Şimdi yazı yazıyorum" derdi. Bir gün o zaman çok gençtim. Bu durumdan çok sıkılıp Mürekkep şişesini masasının üstüne baş aşağı edip döktüm.
Un jour, j'étais très jeune, j'étais tellement énervée que j'ai renversé ses encriers et gribouillé des pages de son travail.
Çok gençtim, kafam karışmıştı.
J'étais très jeune, j'avais l'esprit confus.
Ailemi terketme nedenimi biliyor musun? Annenle evlendiğim zaman gençtim, çok gençtim.
Si je vous ai quittés, c'est que j'étais trop jeune quand j'ai épousé ta mère.
Çok gençtim o zamanlar
J'étais encore jeunot.
Ona göre, yaptığımız şeyde bir yanlışlık olduğunu düşünmek için çok gençtim.
J'étais trop jeune pour y voir quelque chose de mal.
Ama çok gençtim.
Mais j'étais trop jeune, trop déterminé,
Başta farketmedim- - çok gençtim- - ama onlar bana önemli bir fırsat verdi, şimdi aynısını ben sana veriyorum.
Je ne l'ai pas compris tout de suite. J'étais trop jeune. Mais ils m'ont offert une opportunité remarquable.
O zamanlarda çok gençtim...
Euh, j'étais une étudiante de 1ère année en- -
- Yıllar önce. - Çok gençtim.
- Non, par Lacan.
O zamanlar çok gençtim ve babamın Yüce Kral'dan neden nefret ettiğini anlayamamıştım.
J'étais trop jeune pour comprendre pourquoi mon père haïssait à tel point le Haut Roi.
- O zamanlar çok gençtim.
Maman, j'étais très jeune.
Bazı komplikasyonlar oldu. Çok gençtim.
Il y avait eu des complications.
Fakat ben çok gençtim ve okuma bilmiyordum.
Mais j'étais trop jeune pour déjà apprendre à lire.
Ozamanlar çok gençtim.
J'étais beaucoup trop jeune, voila tout.
Üstelik Rory'yi doğurduğumda çok gençtim.
- Non, différent. En plus j'étais si jeune quand j'ai eu Rory.
- Çok gençtim.
Trop jeune.
Henüz çok gençtim.
J'étais très jeune.
Ve ben gençtim, çok genç
Quand j'étais jeune, jeunette,
O sırada, gençtim ve bana çok ürkütücü gelen isimler, Maude Adams,
J'étais très jeune et les noms célèbres étaient Maude Adams,
Gençtim, kadınlar beni arzuluyordu, ve zaman zaman onlardan birini çok mutlu edebildim.
J'étais jeune. Les femmes m'aimaient bien. J'étais capable de les rendre folles de plaisir.
- Biliyorsun, annem öldüğünde ben daha çok gençtim.
- Alors?
O zamanlar çok gençtim.
Je ne les ai pas rêvées...
İlk CIA başladığımda Çok hırslı bir gençtim. Ama o zamandan beri, gurur duymadığım pek çok iş yaptım.
Quand j'ai commencé a la CIA... j'avais tant d'ambition, mais depuis... j'ai fait beaucoup de choses dont je ne suis pas fier.
Ama bu 1 yıl önce oldu ve o zamanlar çok daha gençtim.
C'était l'année dernière, j'étais jeune.
Çok gençtim.
De ma jeunesse?
- Neyse ki çok gençtim.
- Je suis trop jeune, Dieu merci!
gençtim 27
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzel bir şey 32
çok güzel olur 30
çok güzel görünüyorsunuz 21
çok güzel oldu 36
çok güzel bir gece 22
çok güzel bir yer 50
çok güzel kokuyor 49
çok güzel olacak 59
çok güzel bir isim 32
çok güzel bir şey 32
çok güzel olur 30
çok güzel görünüyorsunuz 21
çok güzel oldu 36
çok güzel bir gece 22
çok güzel bir yer 50
çok güzel kokuyor 49
çok güzel olacak 59
çok güzel bir isim 32