English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Ö ] / Önemli olan da bu

Önemli olan da bu tradutor Francês

587 parallel translation
Evet ama dolarları bir pisi pisiye yatırdın bebeğim ve önemli olan da bu.
Oui, mais ça rapporte et c'est ce qui compte.
Upjohn, Dr. Hackenbush'tan son derece memnun, önemli olan da bu.
Mme Upjohn en est satisfaite.
Önemli olan da bu.
C'est le plus important!
Birlikte olacağız. Önemli olan da bu, değil mi?
Nous vivrons l'un pour l'autre, hein?
Önemli olan da bu.
Très bien, c'est tout ce qui compte
- Roy hissediyor. Önemli olan da bu.
- Mais Roy en est un!
İçin narin senin, önemli olan da bu.
Tu l'es, au-dedans, là où ça compte.
Önemli olan da bu.
C'est ça qui est important.
Sen inanıyorsun ya önemli olan da bu.
Vous y croyez. C'est tout ce qui compte.
Önemli olan da bu.
Et c'est ce qui est important.
Ve önemli olan da bu.
Tout est là!
Ve önemli olan da bu isteklilik, değil mi?
Vous y arriverez parce que vous êtes pleine d'enthousiasme, et c'est l'enthousiasme qui conte, n'est-ce pas, dans chaque noble entreprise?
Ama elinde, önemli olan da bu.
Il l'a... c'est ce qui compte.
Önemli olan da bu zaten.
C'est le principal.
- Önemli olan da bu. - Bu bir şey değil.
C'est le principal.
Onu öldürdüm mü öldürmedim mi anlamadım. Önemli olan da bu. Yoksa polisi gördüğüm anda titremeye başlarım.
Je me fiche de l'avoir tué ou non, mais j'aurai la tremblote... chaque fois que je verrai un policier et c'est inutile de le nier.
Önemli olan da bu.
C'est ce qui compte.
Önemli olan da bu.
C'est tout ce qui compte.
Önemli olan da bu. Bu meseleyi halletmesi için de... bu gece birine bir mektup yazacağım.
Cette nuit je vais envoyer une lettre à un homme qui nous aidera.
Ve asıl önemli olan da bu.
C'est ça qui compte.
Tatile gidiyoruz, önemli olan da bu. Değil mi? Tatile gitmiyorum.
On part en vacances, et c'est ça qui compte.
Önemli olan da bu zaten.
C'est l'essentiel.
Artık beraberiz. Önemli olan da bu.
- On s'est retrouvées, c'est ce qui compte.
Önemli olan da bu, tatlım. Çok fazla zaman yok.
C'est bien le problème, nous n'avons pas beaucoup de temps.
Önemli olan da bu zaten.
Et c'est ce qui est le plus important.
Bu bir tehdit ve önemli olan da bu.
Voilà la menace majeure.
- Önemli olan da bu.
- C'est ce qui compte.
Neden savaştığımı biliyor ve önemli olan da bu.
L'héroïsme importe peu pour elle.
Asıl önemli olan da bu, inan bana. Hele şansölyenin gözünde.
Crois-moi, c'est cela qui intéresse la chancellerie.
Ve asıl önemli olan da bu. Birlikte bunca saat, bunca hafta geçirdikten sonra bu yürekli gençlerden birinin düştüğünü görmek bize zor geliyor.
C'est dur pour nous tous, après avoir vécu toutes ces heures et semaines ensemble, de voir un de ces courageux enfants tomber.
Aslında burada önemli olan da bu, anla işte.
Voilà le pourquoi de ce festival. Le pourquoi de ce rassemblement.
Önemli olan da bu.
Tu es là, c'est le principal.
Önemli olan da bu değil mi?
N'est-ce pas le plus important?
Mımm. Önemli olan da bu.
C'est tout ce qui compte.
Beni memnun ve önemli olan da bu.
Il m'a ému, profondément.
Önemli olan da bu.
- C'est ce qui compte.
Neyse, benim için gerçekti ve önemli olan da bu.
Moi, j'y ai cru. C'est ça qui compte.
Önemli olan da bu, Albay.
C'est le problème.
Önemli olan da bu.
Et c'est ce qui fait la différence.
Önemli olan da bu, değil mi?
C'est ce qui compte, n'est-ce pas?
Önemli olan da bu.
C'est tout ce qui compte. "
Ama şimdi silahların ne olacağı konusundan daha da önemli olan... bu kadar kısa zamanda onlara kimin ihtiyacı olacağı.
Mais maintenant, le sujet des armes n'est plus populaire... auprès de ceux qui en avaient tant besoin, il y a encore peu.
Köprüyü havaya uçurmak sorun değil, önemli olan saldırının zamanlanması, bu da başka bir konu, siz Amerikalılar'ın dediği gibi.
Ce n'est rien de le faire sauter, mais de coordonner ça avec l'assaut, c'est une autre paire de manches, comme on dit en Amérique. - Assaut?
Önemli olan da bu.
L'essentiel est d'en connaître le départ.
- Ona veda edemediğin için üzgünüm. - Sorun değil. - Onunla mutlu olacak bence ki önemli olan da bu.
Je crois qu'elle sera heureuse, et c'est l'essentiel.
Bence başına gelen bütün bu şeylerle... senin için önemli olan tanıştığın tüm insanlarla... ya bir parça ölüyorsun ya da bir parça doğuyorsun.
Je crois que tout ce qui arrive d'important... avec chaque personne importante... nous fait ou mourir un peu, ou naître.
Önemli olan da bu.
C'est l'intention qui compte.
Önemli olan, oyuna getirilmeden ya da öldürülmeden... bu karmaşanın içinde ilerleyebilmek.
Il faut se tirer de ce pétrin. Ne pas se laisser avoir.
Kendinizi kandırıp, "Burada değilmiş. Bu iş yaş." derseniz bu olmaz. Ya da hafife alırsanız ki önemli olan almamak.
Si vous vous lamentez en disant qu'il n'y a rien ou si vous vendez à perte, gare à vous.
Bu da ilkel bir güdü olan seksten daha önemli bir şeydir.
C'est une passion bien plus primaire que le sexe.
- İşte önemli olan nokta da bu.
C'est ce qui te sauve.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]