Üzgünüm efendim tradutor Francês
393 parallel translation
Haber verdiğim için üzgünüm efendim, uşağınız tutuklandı.
Votre valet a été arrêté, Bates?
İş sırasında bundan bahsettiğim için üzgünüm efendim ama...
M. le marquis m'excusera de parler de ça pendant le service...
Çok üzgünüm efendim ama benim hatam değildi.
Desole! Mais ce n'est pas ma faute.
Son derece üzgünüm efendim.
Vraiment navré.
- Evet, üzgünüm efendim.
Je n'ai aucune excuse.
Aşırı derecede üzgünüm efendim ama listede yoksunuz.
Navré, vous n'êtes pas sur la liste.
Çok üzgünüm efendim ama size bir mahkeme emri getirdim.
j'en ai peur. C'est une séparation si douloureuse.
Çok üzgünüm efendim.
je suis désolé mais c'est fermé. Désolé.
Çok üzgünüm efendim.
Je m'en veux tant!
Ben olanlar için çok üzgünüm efendim.
Je suis profondément navré monsieur.
Bugün bankada olanlar yüzünden üzgünüm efendim. Sizi temin ederim ki...
Je suis désolé de ce qui s'est passé à la banque...
Çok üzgünüm efendim..... fakat Bayan Nishikigi şu an başka bir müşteri ile beraber.
Je suis vraiment désolé, mais Mlle Nishikigi est déjà avec un autre client en ce moment.
Çok üzgünüm efendim. İki gün erken gelmişsiniz.
Désolé, vous avez 2 jours d'avance.
Çok üzgünüm efendim. Çay molanızı bölmek istemedim.
Je ne voulais pas vous déranger...
Rahatsız ettiğim için üzgünüm efendim.
- Oui. Désolé de vous avoir ennuyé.
Çok üzgünüm efendim ama yapabileceğimizin en iyisi bu.
Je suis désolé, monsieur. Nous ne pouvons pas faire mieux.
Çok üzgünüm efendim.
Veuillez me pardonner, colonel.
Çok üzgünüm efendim, ama benim yapabileceğim bir şey yoktu.
Désolé, je n'ai rien pu faire.
Bay Aschenbach! Çok üzgünüm efendim.
M. Aschenbach!
- Evet efendim, üzgünüm efendim.
- Oui, désolée, monsieur.
- Çok üzgünüm efendim.
- J'en suis désolé.
Evet, durum o kadar kötüyse üzgünüm efendim.
Je ne savais pas que ça allait si mal. Je le regrette beaucoup.
Çok üzgünüm efendim.
Je suis désolé.
- Çok üzgünüm, efendim.
- Désolé, monsieur.
Vazo konusunda son derece üzgünüm fakat, fakat gerçekten efendim, satıcınız çok açık bir sahtekarlık girişiminde bulunarak suç işliyor.
Je suis navré pour le vase, mais votre vendeur essaye littéralement de me voler.
İyi akşamlar, efendim. Böldüğüm için üzgünüm, ama Grant Kalesi genel alarm verdi efendim.
Fort Grant a lancé une alarme générale.
Efendim, üzgünüm ama şapkamı kaybettim.
J'ai perdu mon képi yankee!
Efendim, sizi bu şekilde görmekten üzgünüm.
Mon commandant, je suis navré de vous voir dans cette situation.
Size yardımcı olmak isterdim, efendim. Ama üzgünüm.
J'aimerais vous aider, mais c'est impossible.
Çok üzgünüm, efendim.
Je suis vraiment désolé, commandant.
Geciktiğim için üzgünüm, efendim.
Désolé de ce retard.
- Çok üzgünüm efendim. - Git ona de ki...
Allez le lui dire.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm efendim.
Désolé de vous déranger.
Gecikme için üzgünüm efendim.
Désolé du retard, Commandant.
Efendim, üzgünüm ama açık denizlerdeki davranış kurallarını düzenleyen federal yönetmelik 249 uyarınca komuta yetkinizi almak zorundayım.
Je suis profondément désolé, mais en vertu du règlement numéro 249 sur la navigation en haute mer, je prends Ie commandement.
Ben çok üzgünüm ki, Burma'dan bir yıl boyunca gelecek ticarî mallar, efendim.
J'ai bien peur qu'il y ait aussi tout le commerce avec Burma depuis un an.
Çok üzgünüm, Efendim!
Je vous demande pardon, Monsieur.
Çok üzgünüm, efendim.
Désolé.
Beklettiğimiz için üzgünüm, efendim.
Désolé de vous avoir fait attendre.
Çok üzgünüm, efendim.
Je suis vraiment désolé, Monsieur.
Çok üzgünüm, efendim.
Je suis désolé, Monsieur.
Evet, efendim ve karşı çıkmak zorunda olduğum için üzgünüm.
Je regrette de devoir vous désobéir.
Güzel bayanla konuştum, ve ona söylediğim efendim... bu olanlar korkunçtu... ve üzgünüm.
J'ai parlé à votre charmante femme, et je lui ai dit, Monsieur que c'est terrible ce qui est arrivé et j'en suis désolé.
Bunun için çok üzgünüm, efendim.
Je suis désolé, Commandant.
ben Cresta Mary Belle Lee ve efendim sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm.
Pardon de vous interrompre comme ça. Je m'appelle Cresta Marybelle Lee...
Evet, efendim, çok üzgünüm ama bu şey, yani başımın üç metre yukarıda olması gerçektende ben yüksekten çok korkarım...
J'ai peur d'être exposé sur un pieu. J'ai le vertige, vous savez.
- Şey, üzgünüm, efendim.
- Désolé, chef.
Umarım sakıncası yoktur. Oh, yardım etmek için burada olmadığıma üzgünüm, efendim, fakat not almağa iyice dalmıştım.
Je suis désolée de ne pas avoir été là, mais je prenais des notes.
Efendim, üzgünüm ama trende kalmanız gerek.
Je regrette, il faut rester dans le train.
Oh, üzgünüm, efendim. - Bak ne yaptım.
- Quel maladroit!
Sizden bunu istediğim için üzgünüm ama lütfen grubunuzdan ayrılmama izin verin, efendim.
S'il vous plaît, laissez-moi quitter votre troupe.
efendim 34795
efendimiz 532
üzgünüm 13200
uzgunum 18
üzgün 54
üzgünsün 53
üzgünüm canım 24
üzgünüz 106
üzgünüm bebeğim 22
üzgünüm dostum 74
efendimiz 532
üzgünüm 13200
uzgunum 18
üzgün 54
üzgünsün 53
üzgünüm canım 24
üzgünüz 106
üzgünüm bebeğim 22
üzgünüm dostum 74
üzgünüm tatlım 60
üzgün değilim 42
üzgünüm hayatım 23
üzgünüm geciktim 94
üzgün mü 36
üzgünmüş 17
üzgünüm geç kaldım 20
üzgünüm çocuklar 38
üzgün görünüyorsun 32
üzgünüm hanımefendi 23
üzgün değilim 42
üzgünüm hayatım 23
üzgünüm geciktim 94
üzgün mü 36
üzgünmüş 17
üzgünüm geç kaldım 20
üzgünüm çocuklar 38
üzgün görünüyorsun 32
üzgünüm hanımefendi 23