English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Ş ] / Şarkı söyle

Şarkı söyle tradutor Francês

879 parallel translation
Durmadan şarkı söyle, durmadan öp
Doucement, berce-moi et embrasse-moi
- Bize bir şarkı söyle!
- Donne-nous une chanson!
Şarkı söyle, tatlım!
Chante, ma chère!
Şarkı söyle, küçük güvercinim!
Chante, ma tourterelle!
Haydi kalk ve şarkı söyle!
Lève-toi et chante!
Gülümse Ve şarkı söyle oh-la-la-la
Et souriez En chantant oh-la-la-la
Çık oraya ve şarkı söyle.
Monte là-dessus et chante.
" Işık yanana dek zıpla ve şarkı söyle
" Sautez, chantez tant que dure Ie feu.
Ona şarkı söyleyen telden konuşan Büyük Beyaz Baba'nın Kızılderili oğlunun yaralanmasından dolayı çok üzgün olduğunu söyle, ama bu ışıklı konuşma güçlü bir ilaçtır ve buradan geçmek zorundadır.
Le Grand Chef Blanc à la Parole de Feu des Fils Chantants est triste que son fils soit blessé, mais Parole de Feu est une médecine puissante qui doit passer.
Ona Büyük Beyaz Baba'nın şimşeğinin şimdiye kadar gördükleri en güçlü ilaç olduğunu... ve şarkı söyleyen telin onları barış ve huzur içinde tutacağını söyle.
II dit que le Feu du Grand Chef Blanc est très puissant et que Fil Chantant peut passer.
Onlara şarkı söyleyen telin onlar için çok güçlü bir ilaç olduğunu ve... Ogallala ya karşı savaşan düşmanlarına karşı koyması için güç vereceğini söyle.
Promets-lui que Fil Chantant aidera les Ogalallas contre leurs ennemis.
Hadi, şarkı söyle.
Vas-y! Vas-y!
Şarkı söyle.
Chante.
Şarkı söyle, tatlı bülbül
Chante, rossignol, chante
Ah, şarkı söyle, tatlı bülbül
Chante, rossignol, chante
Ah, şarkı söyle, tatlı bülbül
Ô, chante, rossignol, chante
Şarkı söyle, tatlı
Mon doux...
Şarkı söyle, tatlı
Mon doux rossignol
Şarkı söyle
Dans la nuit
Ah, şarkı söyle, tatlı
Ô, chante, doux rossignol
Ah, şarkı söyle
Dans la nuit
Şarkı söyle, tatlı bülbül
Chante, doux rossignol
Eğer müzik enstrümanları hasarlıysa, Ona şarkı söyleyebilecekleri söyle.
Si les instruments sont cassés, ils peuvent chanter.
Buraya gel. Şimdi, şarkı söyle.
Chantez!
Bir şarkı söyle canım.
- Chantez quelque chose, ma chérie. - N'importe quoi?
Bana şarkı söyle.
Chante-moi une chanson.
Sam, gel de Profesör için bir şarkı söyle.
Sam, venez chanter pour le professeur.
- Kaydığını hissedersen şarkı söyle.
Criez si vous sentez que vous tombez. Ok.
Bana şarkı söyle.
Chantez pour moi.
Haydi tatlım şarkı söyle.
- Allez, chante.
Ben şurda şöyle bir oturup bir şarkı söyleyeyim.
Peut-etre que oui, peut-etre que non. Je vais attendre.
"Home on the Range" gibi sağlam bir şarkı söyle.
Chante quelque chose de bien comme "Home on the Range"!
Bize bir şarkı söyle!
Chante-nous une chansonnette.
Hey, bana şarkı söyle.
Chante-moi quelque chose.
Hadi, bana şarkı söyle, ben de sana gülümseyeyim.
S'il te plaît, chante et je continuerai de sourire.
Şarkını bir kere söyle, sonra elmalarını sat.
Chantez votre air une fois, puis, vendez les pommes.
O'Connor'a telefon et, harika bir şarkıcı getireceğimi söyle.
Attendez. Appelez O'Connor et dites-lui que j'amène une perle.
Fannie? Şarkıyı söyle.
Vic, allons-y!
- Haydi, şarkı söyle, lütfen.
- Chantez, s'il vous plaît.
Benimle Olimpos dağına gel. Tanrılarla birlikte içki iç. Güzel antik şarkıları söyle.
Viens sur le Mont Olympe, boire le nectar des Dieux... entonner les chants du plaisir et ridiculiser Athéna et Diane.
Kaldır! Salla şu tokmağı, söyle bu şarkıyı.
Levez vos masses Chantez
Chihuahua, bize yaşlı kör katırın şarkısını söyle.
Chihuahua, une chanson! celle de la vieille mule aveugle.
Şöyle otur da Maurice, sana şarkıyı biraz mırıldanayım.
Assieds-toi, Maurice. Je vais te susurrer ma romance.
- Şarkı söyle.
Chantez, vous!
Eğer söyleyecek bir şeyin varsa, şarkı söyle.
On chante quand on veut dire quelque chose.
Şarkı söyle.
Avertissez les autres équipes. Chante!
Bize çoban şarkılarından birini söyle Samson.
Chante-nous une chanson de berger, Samson. Ça valait le coup d'attendre.
Konuşmayı kes, Lina.Şarkı söyle!
Parlez pas! Chantez!
Şöyle bir şarkısı vardı.
Ecoute une de ses chansons.
Gayoso Otel'in penceresinden bir sarhoş dışarı sarkıp şöyle bağırdı :
Un ivrogne lui a crié du haut d'un balcon :
Yiyeceğin çok az olduğu bu köyde şöyle bir şarkı var :
Vous connaissez la ritournelle des villages où il n'y a rien à manger :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]