English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Ş ] / Şiddet yok

Şiddet yok tradutor Francês

192 parallel translation
Şiddet yok.
Pas de violence!
Şiddet yok dedim. Ve ciddiyim. Bunu yapmandansa seni ölü görmeyi yeğlerim.
Je préfère te voir mort que meurtrier.
Şiddet yok!
- Manigances! Allons, pas de violence!
Şiddet yok.
Pas de brutalité.
Sessizce gitmeli. Olay yok. Şiddet yok, anlaşıldı mı?
Il a peut-être le sang chaud, comme son papa.
Lütfen Bay Armbruster, şiddet yok.
M. Armbruster, pas de violence.
Suç yok, ceza yok, şiddet yok, yasa yok polis yok, hakim, lider yada patron yok.
Il n'existe ni crime, ni châtiment, ni violence, ni loi... ni police, ni juge, ni dirigeant, ni patron.
Şiddet yok, tamamen profesyonelce.
Pas de violence, du vrai travail de pro.
Şiddet yok, lütfen.
s'il vous plaît.
Şiddet yok!
Pas de violence!
Artık şiddet yok ve şu bahsedilen zekanın birazını kullanmaya başla.
- Grandis un peu. Plus de violences, sers-toi de ta prétendue intelligence.
Ama bugün Arap öğrenciler yok şiddet yok.
Mais aujourd'hui, il n'y a pas d'étudiants arabes, pas de violence.
Bu da artık kesinlikle şiddet yok demek.
Dont la fin de la violence dans la rue.
Artık şiddet yok.
Plus de violence.
Doğamda artık şiddet yok. Ama sen istiyorsan öyle olsun hıyar.
La violence n'est plus dans ma nature, mais si c'est ce que tu veux, tu vas être servi.
Şiddet yok, bela yok.
Pas de violence, pas de bordel.
"Şiddet yoksa, zafer yok."
"Pas d'intensité, pas de victoire."
Bunu asla yapmayacağım Şefkat yok, anlaşmazlık yok, drama yok Ya da şiddet yok
L'amour entre Mansi et moi à besoin de votre bénédiction ça développe
Şiddet yok.
Pas de violence.
Meşru tecavüzde şiddet yok. Birbirlerini tanıyorlardı.
Il n'y avait pas eu de violence, et il connaissait la mineure.
Müdür Glynn'den aldığım tek emir çok basit : Şiddet yok.
Les directives du directeur Glynn sont simples : pas de violence.
- Hepsi bu mu, şiddet yok mu?
- C'est tout, pas de violence?
Para kazan, ama şiddet yok. Tamam mı?
On te laisse en croquer, mais pas de coups violents..
Hayır dedim ya. Şiddet yok. Bana göre değil.
Non. 16,9 de tension.
Şiddet yok dediler!
Ils ont dit pas de violence!
Doğrudan fiziksel şiddet izi yok.
Il n'y a pas eu voies de fait.
Ya da, daha çok suç işlemek ve daha iyi suçlular yaratmak için için sadece Batı'nın çalışıyor olması sizi rahatsız ediyorsa... Krasnogorski'nin "Temel Şiddet Motivasyonları" nı öneririm ya da Serov'un "Tek Taraflı Kendini Yok Etme Telkinleri" ni...
Si vous vous offensez que seul l'Occident travaille pour produire plus de crimes et des criminels améliorés contre les inconvénients modernes, je vous suggère La motivation de la violence primaire, ou bien La suggestion unilatérale d'autodestruction de Serov.
Yine de, şiddet sadece yok etmez aynı zamanda yaratır ve şekil verir.
elle ne fait pas que détruire elle crée et façonne aussi...
Bill, şiddet yok!
Quand ils entendent oumpapa! Attention, Bill! Pas de violence, je t'en prie!
Bu adam şiddet çağrıcılığı yapıyor, ülkeyi yok etmeye çalışıyor... Onun insanları da ülkenin her tarafına yayıyor bunu
Cet homme a écrit un appel à la destruction du pays par la violence, non seulement pour lui-même, mais les siens le répandent partout.
İnsanın şiddet güdülerini uyandırmakta üstüne yok doğrusu.
Tu as le génie de la provocation.
Evet, eğer bana insanlık nereye gidiyor diye soruyorsan, Açıkça söyleyeyim. tüm dünya şiddet yüzünden eriyip yok oluyor.
Si tu me demandais où est passé le lait de la tendresse humaine, je te répondrais que le nichon du monde entier s'est tari.
Şu anda herhangi bir şiddet belirtisi yok.
Jusqu'à présent, rien n'indique qu'il y ait eu de la violence.
bütün imkanlarımızı kullanmalıyız yoksa bu şiddet dalgası toplumumuzu yok edecek.
Déployer toutes nos ressources... ou la criminalité détruira notre communauté. "
"Şiddet ve işbirliği yok."
non-coopération.
Bu mantık dışı, yok edici şiddet arzusu.
Cette violence, aveugle, devastatrice...
Şiddet belirtisi yok.
Aucune marque de violence.
Bu yüzden şiddet için bir neden yok.
Alors aucune raison d'être violents.
Transexualistlikle şiddet arasında hiçbi bağlantı yok.
Il n'y pas de lien entre le transsexualisme et la violence.
Şiddet yok, Mishinka.
Pas de violence, Mishinka.
her seferinde şiddet düşüyorsun bizimle yapacak hiçbirşeyimiz yok bizden sadece birini alırsın şimdi, biz terkedelim bu yüzden, sizi zamanında almalıyım gidelim ne kazandın?
Mes frères, ne gâchons pas une ambiance aussi touchante. On y va. On ne va pas vous déranger davantage.
Şiddet uygulamana gerek yok, tamam mı?
Epargne-moi le numéro de l'indignation, tu veux?
Binbaşı, şüphem yok ki geçmişindeki şiddet sonunda onu yakaladı.
Je n'en doute pas, major. Mais on dirait que son passé violent a fini par le rattraper.
Görünen o ki, şiddet düşünceleri toplumunuzdan tamamen yok olmamış.
Apparemment, l'interdiction de la pensée violente ne l'a pas fait disparaître.
Ancak onda şiddet duygusu yok.
Mais il ra pas l'air vraiment violent.
Çok şirin. Doktorun şiddet uyguladığına dair kayıt yok.
Charmant. ll n'y aucune preuve de violence de la part du médecin.
Oyunlarının içinde hiç birazcık daha şiddet içerenleri yok mu?
T'as pas un jeu plus violent?
Şiddet yok.
Aucune.
Şiddet olduğuna dair bir belirti yok.
Plus de signes de vie.
Şimdi, özerklik hariç hiçbir şey yok şiddet grupları...
Maintenant il n'y a plus que de groups isolés, autonomes et violents.
O ve fail 30 yıldır evliymişler. Aile içinde şiddet geçmişleri yok.
Son mari et elle étaient ensemble depuis trente ans, aucun rapport de violence domestique.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]