Acemi şansı tradutor Português
160 parallel translation
Acemi şansı. Tamamen acemi şansı.
Que azar.
Yine acemi şansı.
Azar outra vez.
Acemi şansınız var, Edith.
Vou trazer a luz.
Acemi şansı diye bir şey duymuştum ama bu kadar iyi olabileceğini bilmiyordum.
Sabia da sorte de principiantes, mas não sabia que era tão boa.
Acemi şansı.
Sorte de principiante.
Acemi şansı.
Foi sorte de principiantes.
# Acemi şansı olmalı
"Deve ser sorte de principiante"
Borcumuz ne? Acemi şansı!
Quanto te devo?
Acemi şansı işte!
Sorte de principiante!
Acemi şansı mı?
Sorte de principiante?
- Acemi şansı.
- Foi sorte.
Buna "acemi şansı" derler, ahbap.
Isso é sorte de principiante.
Sana bunun acemi şansı olduğunu söylüyorum.
Estou-te a dizer que é sorte de principiante.
Acemi şansı.
Sorte de principiantes.
"Acemi şansı" bu olsa gerek.
Foi pura sorte.
Acemi şansı. Acemi şansı.
Tens uma sorte de merda!
Acemi şansı gibi bir şey.
Sorte de principiante.
Acemi şansın var!
Sorte de principiante!
- Acemi şansı.
- Foi sorte de principiante.
Acemi şansı olmadığını görmek için daha zor bir tane deneyelim.
Vamos experimentar uma bojarda para ver se não foi só sorte.
Seni felaketten kurtaran acemi şansıydı.
O que te salvou de um desastre foi a sorte cega.
- Acemi şansı.
- Sorte de principiante.
Acemi şansı.
Sorte de principiante!
Acemi şansı, öyle mi?
Sorte de principiante, hum?
Ne düşünüyorum biliyor musun? Sanırım Fincan'da acemi şansı çok önemli.
A sorte de principiante é muito importante no Cups!
Acemi şansı işte.
- Dominaste-o? Tiveste sorte, pá? - Sorte?
O zaman acemi şansını iyi kullanın. Şans tekrar gelmez.
A oportunidade não voltará.
Sadece acemi şansı.
Ela apontou e acertou na lâmpada.
Acemi şansı.
Sorte de principiante. O charme vem primeiro.
Yani, Claire dün çocuklarla gayet iyiydi, ama bu acemi şansıda olabilir.
Quer dizer, a Claire deu-se bem ontem com os miúdos, mas isso pode ter sido sorte de principiante.
Acemi şansı olmalı.
Deve ser sorte de principiante.
Çoğunlukla acemi şansıydı.
É quase tudo muita sorte.
Belki de acemi şansıdır.
Provávelmente foi um tiro de sorte.
Acemi şansı işte.
Sorte de principiante.
Bu işi 14 yıldır yapıyorum ve çoğu kaçak, ya acemi şansıyla ya da kaba kuvvetle bu işi götürür.
Faço isto há 14 anos. A maioria das fugas dão-se ou por sorte ou pela força bruta.
Acemi şansı olduğunu sanmıyorum.
Espero que não tenha sido sorte de principiante.
Acemi şansına inanamıyorum!
Não acredito na tua sorte de principiante.
Bunu nereden öğrendin? Acemi şansı.
Onde é que aprendeste a atirar assim?
Oh, sadece acemi şansı.
Foi sorte de principiante.
Acemi şansımız var.
Há apenas uma pequena hipótese.
Acemi şansı? !
Sorte de principiante.
Senin güzel kıçın mı? Yalnızlık korkusu olabilir mi? Acemi şansı mı yoksa sıkıcı mıyım?
Será esse belo traseiro ou o medo da solidão o azar e a preguiça ou um mau habito,
Acemi şansı.
Foi sorte de principiante.
Acemi şansı.
Nada mau para um novato.
Polisin acemi çalışma biçimini görmeniz için size bir şans vereceğim.
Dou-lhe a oportunidade de ver como os palermas dos policiais trabalham.
Acemi şansı.
- Sorte de principiante.
Şu işe bak acemi şansı!
E esta, sorte de principiante!
Acemi şansı, değil mi?
Uma sorte dos diabos!
Acemi şansı olduğuna eminim, efendim.
Tenho certeza que foi apenas sorte de principiante senhor.
Acemi şansı.
Sorte de vigarista!
- Acemi şansı.
Sorte de principiante.