English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ A ] / Afrika mı

Afrika mı tradutor Português

656 parallel translation
- Afrika mı?
- África?
- Afrika mı?
- África.
Afrika mı?
Africana?
Nasıl yani, Afrika mı, Avrupa Kırlangıcı mı?
A qual se refere, à africana ou à europeia?
Sevgili dostlarım, size esrarengiz ve şahane kıta Afrika'yı anlatacağım.
Caros amigos, falo-vos da maravilhosa, mística África.
Afrika'ya yaptığım bir ziyaretten beri.
Desde uma viagem que fiz a África.
Afrika'da bir kuş izine bile rastlamadığım tek yer burası.
É a primeira vez em África que não vejo sinais de aves.
Afrika'ya yüzyıllar önce Asya'dan gelmişler. Bu konuda bilgin var mı?
São um povo que veio da Asia para a África há muito tempo.
Afrika kıyılarında annemle yaptığımız gezinin notları.
Um registro de minha viagem pela costa da África com minha mãe.
Sonra Afrika'dayım, Rommel'i def eden askerleri eğlendiriyorum.
Então... vruum, estou em Africa, a entreter os soldados que expulsaram o Rommel.
Avrupa'nın her tarafına, Güney Afrika'da kadınları ve çocukları katlettiğimizi onları toplama kamplarında açlığa terk ettiğimizi anneleri öldürüp bebeklerini yaktığımız yalanını yayıyorlar.
Dizem na Europa que matamos mulheres e crianças na África. Matamos de fome, atiramos em mães, queimamos bebês.
Bay Candy, Berlin'deki elçiliğimiz Londra'daki Dışişleri Bakanlığı'na Alman milliyetçilerinin, Güney Afrika meselesindeki tutumlarının değiştiğine yönelik haberi verdiğinde aileme mektup yazıp işimi kaybettiğimi ve onların yanına geri döneceğimi haber etmek zorundaydım.
Quando nossa embaixada em Berlim dirige-se à Londres... dizendo que os alemães mudaram em relação a Boer... perco o emprego e tenho que voltar ao seio da família.
- Bunu Güney Afrika'da mı öğrendiniz, Bay Candy?
- Isso é importante. Aprendeu isso na África do sul?
- Benim Güney Afrika kafalarımı kim kaldırdı?
E minhas cabeças sul-africanas? - Não sei.
Burada 18 oda var ve sen Güney Afrika'dan gelip doğruca kulübüne giderken, benim tembel elemanlarım birbirlerinin başının etini yiyorlar.
E quando você volta da África... vai direto para o clube. Sei que foi horrível.
Belki gelecekte çıkacağım Afrika safarisinde tanışacağız.
Ainda não me lembro... Talvez mais tarde.
Şimdi Afrika'da safariye çıkacağım!
Então posso ir na minha expedição de caça a África.
Eğer Afrika açıklarında olsaydık onların disiplin taburlarımızdan kaçtığına dair bire on bahse girebilirdim.
Se partiram da costa africana, aposto 10 para 1 em como são desertores de um dos nossos batalhões disciplinares.
Ben, Güney Afrika'daydım.
Eu estive na África do Sul.
Ama hayatım, Orta Afrika'da bitki ekmenin bir önemi yok.
- Querido, você não conhece este... assunto, quando a pessoa planta na África Central.
Afrika mı?
África?
Bir Kasım gecesi saat 11 : 00'da... Kuzey Afrika Libya'daki Alman hatları gerisinde bir İngiliz denizaltısı, Akdeniz'de yüzeye çıktı...
Às 23 horas, em uma noite de novembro, um submarino britânico emergiu no Mediterrâneo no litoral da Líbia, norte da África, por trás das linhas alemãs.
Evet, Güney Afrika'nın en büyük 2. elmas madeni benim. Fakat bu hanım, arkadaşının bilmesini istemiyor.
Çontrolo a segunda maior mina da África do Sul, mas esta senhora näo quer que uma amiga dela saiba de mim.
- Hayır, teşekkürler. Dikkat etmelisin hayatım. Afrika'daki en küçük yaratık bile çok tehlikelidir.
Tens de perceber que até a mais pequena criatura de África é feroz.
Rütben benden yüksek ama ben rütbemi kazandım. Galya'da, İberya ve Afrika'da Roma'nın düşmanlarıyla çarpışarak kazandım.
És meu superior, mas eu ganhei o posto por mérito próprio, na Gália e na Ibéria e em África, contra os inimigos de Roma.
Kocan Afrika'da savaşırken kalbini ona mı devrettin?
Sofrido pelo seu marido enquanto ele astá suando na África? .
Afrika'dan bıktım.
E estou cheio do grande exército alemão.
Zayıflayıp bölündükleri zaman Afrika'dan geçip onları temizleyeceğim. Daha sonra da gerçek Tanrının... Allah'ın imparatorluğunu kuracağım!
E quando eles estiverem exaustos, eu chegarei da África e erguerei o Império do verdadeiro Deus, Allah.
Afrika'ya karşı bu özel ilginin nereden geldiğini anladım şimdi.
Vejo por que o interesse repentino pela África.
Yarış arabaları sürdüm, Afrika'da avlandım, Buenos Aires'te piyanistlik yaptım.
Conduzi automóveis de corrida, fui caçador, toquei piano num curioso local de Buenos Aires.
Bu sular, orta afrika göllerinden gelip ki 6400 km yol kat edip Mısır'ı yeşile çeviriyordu.
Estas são as águas dos lagos africanos, que percorreram 6.400 km para tornar verde o Egipto.
Buradaydı - sıcak, geniş alanlarda, Afrika da hiç bir yerde olmayan - Nil'in bir adamı, Gösterişin, gizemin ve hayalin adamı, 1880'lerde ilkin Mısır'a sonrada dünyaya meydan okuyarak yükseldi.
Foi aqui, na vasta, tórrida, terra de ninguém africana, que um homem do Nilo, um homem de visão, mistério e vaidade, se revoltou na década de 1880 e desafiou primeiro o Egipto e depois o mundo.
Tropikal tıp uzmanıyım. Genellikle Afrika'dayım.
Tenho tratado doenças tropicais na África nos últimos anos.
Afrika'dan özel bir yardım almadan buraya kadar idare ettik.
Viemos de África até aqui sem nenhuma ajuda especial.
Kuzey Afrika'ya indiğimde, savaşı o gün kazanacaktım.
Tens direito a uma folga para fazeres a guerra, Rossi.
Sicilya'yı geçmek zorundayım çünkü Afrika'ya bir seyahat yapmak istiyorum.
Devo cruzar até a Sicília... porque quero fazer uma viagem à África.
Halkımız sizi selamlıyor, General Afrika kıtasına muhteşem bir çıkarma yaptınız ve varlığınızla, ülkemize ışık saçtınız.
A nossa gente saúda-o, general, pelo seu genial desembarque anfíbio no continente africano e pela sua administração esclarecida do nosso país.
- Tamamlar mı? İngiliz tutuklular için Afrika heyeti eskortu ile Tobruk'a geçiş belgesi. - MacKenzie...
Passe oficial para uma escolta de prisioneiros britânicos com uma corporação africana para Tobruk.
Karım Afrika menekşelerinden hoşlanır, fakat, vay be, bu onun için ne denli heyecan verici olurdu... böyle bir şeyi eve ona götürmüş olsam olacakları düşünebiliyorum.
A minha mulher adora violetas africanas, mas aposto que ficaria deliciada se lhe levasse uma coisa assim.
Karımın şu Afrika menekşesi, biliyor musunuz aslında orada çiçek yetişiyor.
Esta violeta africana da minha mulher? Acredita que está a nascer uma flor?
Muharebede silah arkadaşlarımın öldüğünü gördüm ya da Afrika'da kamçılanarak yavaş yavaş öldüklerini.
Vi a meus camaradas cairem em batalha ou morrerem mais devagar sob um chicote africano.
Afrika'daki yeni bir ülkeye sürülerek. Lanet, haritaya bakmak zorunda kaldım.
Fui banido para um país da África que tive de procurar no mapa.
Kasım, 1942. Asker ve silah yüklü 600 gemi Kuzey Afrika'ya doğru demir aldı. Meşale Harekatı.
Novembro de 1942 : 600 navios cheios de homens e equipamento partem para o norte de África, na Operação Tocha.
Sanırım Afrika'da 10-12 yıI önce bu işi yaptı.
Há uns 10 ou 12 anos, em África.
Bize bedene ilişkin, Afrika'daki tarım metodlarına ilişkin her şey öğretildi.
Foi-nos ensinada Anatomia e métodos de cultivo americanos.
- Hiç Afrika'da bulunmadım, neden sordunuz?
- Não, nunca estive em África, porquê?
- Nick'le Afrika'ya kaçacağım.
E eu? Tom vou fugir para África com o Nick.
Bu yüzden, Afrika'da benim gibi geç gelişmiş çocukları eğitmek üzere misyoner olarak çalışmaya başladım.
É por isso que eu trabalho na África como missionária ensinando a crianças negras mais humildes que eu.
Bu yüzden, Afrika'da benim gibi geç gelişmiş çocukları eğitmek üzere misyoner olarak çalışmaya başladım.
Por isso trabalho na África como missionária ensinando negrlnhos mals humildes que eu.
Afrika'da senin için bir film çekiyordu sanırım.
Ele não estava na África fazendo um filme para você?
Ona dedesini ve ninesini ve Afrika'daki köyünü anlatacağım.
Contar-lhe sobre a sua avó e o seu avô.. ... e da aldeia em Africa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]