Ama ne için tradutor Português
2,733 parallel translation
Ama ne için?
Mas para quê?
Tanrı göstermesin, ama ne için?
Meu Deus! Mas porquê?
Bak, bu işi seviyorum,... ama ne için bana para ödendiğini bilmem gerekiyor.
E a investigação da polícia não deu em nada. Só consegui essa informação recentemente. Não posso me envolver nisso de vingança.
Ama sonra gerçekten kötü birşey olur... ve biz de aslında ne olduğunu öğrenmek için acele ederiz...
Mas surge então algo realmente horrível. E agarramo-nos ao que realmente importa.
Bak, olanlar için ne kadar berbat hissetiğini anlıyorum, ama bugün Mike'ı onore etme günü.
Sei que te sentes mal quanto ao que aconteceu, mas hoje é a homenagem ao Mike.
Kitaplarınızın benim için ne kadar önemli olduğunu bilmenizi istiyorum. Ama yine de...
Eu só quero dizer o quanto os seus livros significam para mim, mas eu nem...
Evet, ama yuvalarını korumak için ne kadar ileri gidebilirler?
Sim, mas quanto longe podem ir para proteger a sua casa?
Ama yeni Bayan Bryant'ı bulmak için ne gerekiyorsa yapalım.
Mas... o que for preciso para levá-lo até... à próxima Senhora Bryant.
Her ne kadar sizi cinayet suçundan yargılamak istesem bile benim yetkim Yemen'e kadar uzanmıyor, ama sizi peşinizden gelen kaçakten korumak için size koruma sağlamaya yükümlüyüm.
Gostava de acusá-la de homicídio, mas a minha autoridade não vai até ao Iémen. Porém, sou obrigado a oferecer-lhe protecção de um fugitivo que pode estar atrás de si.
Gerçekten anlıyorum, sizin için ne kadar zor olduğunun farkındayım. Ama seninle konuşmayacağım.
Compreende e sei que deve ser muito difícil para vocês, mas não vou ter esta discussão.
Ama bu gülenyüz ne için?
Que tipo de sorriso é este? Quem sabe.
Ne düşündüğümü bilmiyorum. Ama Kaja ve Tony'yle çok yakınmış ve bu olanlar onun için çok zor.
Não sei, mas era muito chegada à Kaja e ao Tony e tudo isto é...
Dinleyip, birkaç dakika önce rehineleri kurtarmak için bir saldırı yapılmış ama ne yazık ki yanlış evi vurmuşlar.
Atenção. Houve um ataque armado para resgatar os nossos reféns. Atacaram a casa errada.
Ashley seni anlıyorum ama Pete'in buldukları onun hayatına mal oldu bu yüzden ona ne olduğunu bulmam için bana yardım etmene ve sana yardım edebilmem için bana izin vermene ihtiyacım var.
Ashley, compreendo isso... Mas o que o Pete descobriu custou-lhe a vida, preciso que me ajude a descobrir o que lhe aconteceu, - e que me deixe ajudá-la.
Düşünceli olarak okyanusa doğru bakar, ama bizim için ne yapabilir?
Ele contempla o Oceano, mas o que pode fazer por nós?
Ne için buradasın bilmiyorum ama düşündüğüm şey içinse sadece 15 dakikamız var.
Não sei porque é que estás aqui, mas se for pelo que penso que é, só temos 15 minutos.
Harvey ve benim için yaptıklarına müteşekkirim ama şahsi görüşlerim ne olursa olsun yaptıkların seni Pearson Hardman'da olan işine şu andan itibaren geçerli olmak üzere son vermek zorunda bıraktırdı.
Eu agradeço tudo o que fizeste pelo Harvey e por mim. Mas independentemente dos meus sentimentos, as tuas ações não me dão outra alternativa a não ser terminar o teu vínculo à Pearson Hardman com efeito imediato.
Ama ne olursa olsun bütün gücümle onu korumak için her şeyi yaparm.
Mas, no final das contas, vou fazer o que puder para a manter segura.
Ne oldu, nereden çıktı bilmiyorum ama bittiği için mutluyum.
Não sei o que aconteceu, nem de onde aquilo surgiu, mas estou feliz por ter terminado.
Kafanı patlattığım için üzgünüm minik gümüş sörfçü. Ama bil bakalım ne oldu?
E desculpa-me por abalar a tua mente, pequeno surfista prateado.
Ne kadar tuttu bilmiyorum ama paranın her kuruşunu onun için harcadık.
Não sei quanto se gastou em quê, mas foi todo gasto com ela.
Ama daha iyi olması için ne kadar süre gerekli?
Quanto tempo será preciso para ela ficar curada?
Bak, belki yanlış bir zamandı hatta sana uygun biri de olmayabilir ama öyle olsa bile bunu anlamak için daha ne kadar bekleyeceksin?
Talvez seja a hora errada ou ele seja o homem errado, mas se for, quanto tempo vais esperar para descobrir?
ve ne olduğunu anlatmak için derhal özel kanala geçti. Herkez herkezden birşeyler duyuyor biliyorum ama
Acho que ele se apercebeu que não se encontrava em canal privado e muito provavelmente e rapidamente passou de imediato para um canal privado, continuando a descrever o que estava a ver.
Emin olmak için biraz daha test yapmam lazım ama bu haftalar alır ayrıca ne arayacağımı da bilmiyorum.
Tenho de fazer testes, mas pode levar semanas, se não souber o que procurar.
Onlar geleceklerini söylediler ama biz ne için geldiklerini bilmiyoruz.
Disseram que estavam a chegar mas não sabemos porquê.
Ama sonra mezun olmamın Lauren için ne kadar önemli olduğunu hatırladım.
Mas depois, lembrei-me do quão importante a minha graduação foi para a Lauren.
Ama ne kadar uzak durursan, senin için kardeşini görmek o kadar zorlaşacak.
Mas quanto mais tempo te mantiveres à distância, mais difícil será para ti ver o teu irmão.
- Ne? Kendi evinde işler nasıl yürür, bilmiyorum ama ama benim evimde her zaman tatlı patatesler için bir sandalye vardır.
Bem, não sei como era em tua casa, mas na minha, tínhamos sempre uma cadeiras para os inhames.
Benim için fazla mı olur bilemedim, ama kime ne, değil mi?
Acabo de comprá-lo. Não sabia se era demais para mim, mas quem se importa, não é?
Ama ya onlar için değerli olan bir şey varsa? Ne gibi?
- Tipo o quê?
Bu miktar şirket için bahşiş parasından ibarettir belki,... ama azımsanacak bir miktar da değil. - Will. - Ne var?
Podem ser trocos, para esta empresa, mas não é "nada"!
Ne halt ettiğin seni ilgilendirir ama eğer sen onu uyardıysan ve o da Mali'ye giden uçağı indirdiyse, sen de sırf bu birimin başına geçmek için..
Com quem fode em serviço é problema seu, mas se o avisou...
SB 1070'i savunacak birini bulup stüdyoya getirmek için 90 dakikadan az vaktimiz var. Ama programdan sonra, bazılarımız Zümrüt Şehri'ne Büyücü'yü görmeye gidecek... - Belki sana verebileceği bir şey...
Temos menos de 90 minutos para arranjar alguém para defender a SB1070 e trazê-lo para o estúdio, mas, depois do programa, vamos à Cidade Esmeralda falar com o Feiticeiro...
Ama onu korumak için yalan söylersem ne anlamı kalır?
Mas de que vale isso se tenho que mentir para mantê-lo?
Öne çıkmanı istiyorum. Kimin yaptığını bulmak için ne gerekiyorsa yap... -... ama gizlice.
Faz o que tiveres de fazer para descobrir quem foi, e fá-lo silenciosamente.
Bizim gibi insanlar için bu ne kadar olası bilmiyorum ama seni görmek beni hep mutlu eder.
Bem, para pessoas como nós, não sei o quão provável isso é, mas estou sempre contento por te ver.
Ama ne olursa olsun senin için her zaman yer var.
E independentemente do que aconteça... Terás sempre lugar aqui.
Bunu sorduğuma % 150 pişman olacağım ama... Ne için kullanıyorsun? Dövmelere bakıyorum.
Estou certo de que me vou arrepender disto, mas é para quê?
Sanmıştım ki sofistike bir bayan istedin ama şimdi farkına vardım ki havalı olduğunu düşündüğün için genç kızlarla çıkıyorsun. Ne var biliyor musun?
Eu pensei que tu querias uma mulher sofisticada, mas agora vejo que gostas de sair com mulheres mais novas, porque te achamos porreiro.
Canlı kalmam senin için bir şey ifade ediyor demektir ama ne olduğunu bilmiyorum ve ilgilenmiyorum.
Devo ter algum valor para si, viva mas não sei o quê, mas também não estou interessada.
- Ne? Üç hafta kadar önce, beni gizli bir şekilde Carlson adında önemli birisinin yakalanmasına yardım ettiğim için tebrik etmek üzere aradınız ama ben hayatımda Carlos diye birini duymadım.
Agora, faz três semanas, chamou-me em particular... para me felicitar sobre um relatório que apresentei... e que conduziu a uma prisão importante... de um homem chamado Carlson, mas eu nunca ouvi falar de nenhum Carlson.
Bir hastanı kaybetmenin ne kadar acı verici olduğunu anlayabiliyorum ama bunu kendini cezalandırmak için filan yapıyorsan...
Sei como ficou magoada quando perdeu aquele paciente, mas se está a fazer isso como penitência...
Paramız olduğunda ona öderiz ama o zamana kadar yaşamak için ne gerekiyorsa onu yapacağız.
Pagar-lhe-emos quando tivermos o dinheiro, mas até lá teremos de fazer o que for preciso para sobreviver.
Will, ne hissettiğini anlıyorum, ama bu kararı almak için fazlasıyla olayın içindesin.
Percebo o que estás a sentir, mas estás muito próximo deste caso para decidires.
Normalde bunun için en azından bir sakso çekmen gerekirdi ama seninle nefret sikişi yapmayı dahi istemiyorum. Ne kadar nefret ettiğimi anla.
Normalmente pediria sexo oral, mas não quero sexo contigo, a sério.
Kriptograf'ı sistemimize girmek için kullandı. Ama ne zaman yapması gerektiğini nasıl bildi?
Então, ela usou o criptograma para entrar no nosso sistema, mas, quando foi que ela soube quando fazer isso?
Özür dilerim, bölüyorum. Danno, hoş geldin partisi için teşekkürler ama bu polislerde ne böyle?
Danno, agradeço as boas-vindas, mas porquê o motivo da presença da polícia?
Şu anda bunu duymak istemiyorsun biliyorum ama seni durdurmak için elimden ne geliyorsa yapacağım.
Isto não é o que queria ouvir agora. Mas vou fazer tudo para a impedir.
Normalde öyle ama neden Mandy'nin dairesinde olduğun ve ne için kavga ettiğinize dair bize yalan söylediğini fark edince bizim işimiz oldu.
Normalmente, não era, mas agora descobrimos que mentiu sobre o motivo de estar no apto. da Mandy e da discussão que tiveram.
Ama ne senin için ne de bir başkası için kanunları çiğneyemem.
Posso ter sido flexível algumas vezes, mas não infrinjo a lei por ninguém.
ama neden ben 22
ama ne zaman 32
ama neden 695
ama ne 242
ama neyse 22
ama ne oldu 16
ama nereye 53
ama ne olursa olsun 24
ama new york 23
ama nerede 60
ama ne zaman 32
ama neden 695
ama ne 242
ama neyse 22
ama ne oldu 16
ama nereye 53
ama ne olursa olsun 24
ama new york 23
ama nerede 60
ama ne yazık ki 61
ne için 2038
ne için mi 19
ne için bekliyorsun 17
ne için bu 20
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
ne için 2038
ne için mi 19
ne için bekliyorsun 17
ne için bu 20
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
ama niye 82
ama nasıl 295
ama nasıl olur 20
ama niçin 37
içinde ne vardı 18
içine gir 16
ama niye 82
ama nasıl 295
ama nasıl olur 20
ama niçin 37