Ama ne zaman tradutor Português
2,122 parallel translation
Toby'nin yerine geçmesi için yapıldı! Ama ne zaman ona baksam, bana Toby'nin öldüğünü hatırlatıyor! Ve asla geri dönmeyecek!
Ele devia substituir o Toby, mas sempre que olho para ele, só me faz lembrar que o Toby desapareceu e que nunca vai voltar.
Ama ne zaman dönecek?
Mas quando é que ela volta?
Ama ne zamanım ne de enerjim var.
Mas não tenho tempo nem energia...
- Haklısın ama ne zaman iyi oluyor?
- Certo. Quando é que ele estará mais claro?
Canım, konuyu değiştirmek istemem ama ne zaman sigaraya başladın?
Não pretendo mudar de assunto, mas quando começaste a fumar?
Öğrenmeye çalıştım ama ne zaman hata yapsam çocuklar dalga geçiyordu.
Tentei aprender mas... cada vez que me engano os miúdos gozam comigo.
Ama ne zaman? ve nerede?
Mas quando chega esse tempo e onde está esse lugar para mim?
Tamam ama ne zaman?
Mas quando?
Ama ne zaman Kadın olmayı bıraktım?
Mas desde quando parei de ser mulher?
Seyahate çıkacağını söyledi, ama ne zaman döneceğini söylemedi.
Disse que ia viajar durante uns tempos, mas não disse quando ia voltar.
- Ama ne zaman olacağını tahmin edemezsiniz.
- E nunca saberás quando.
Bazen imrendiğim yönleri olmuyor değil. Kadınlarla olan ilişkisi mesela. Ama ne zaman onlardan birini deneyecek olsam ne kadar boş işler olduğunu ve aslında onun da benim zaten sahip olduğum şeyi aradığını görüyorum.
Há coisas que invejo nele, todas as mulheres, mas... quando experimento essas coisas, vejo o quanto são vazias e que na verdade, ele só está à procura de algo que já tenho.
Olacağını biliyordum, ama ne zaman olacağını bilmiyordum.
Eu sabia que ia acontecer, mas não sabia quando.
Bay Shephard, ne kadar üzgün olduğumuzu anlatamam ama ne zaman gelir bilemiyoruz çünkü tam olarak nerede olduğundan emin değiliz.
Sr. Shephard, lamentamos profundamente, mas não sabemos quando chegará, porque não sabemos bem onde está.
Ama ne zaman- - - Özür dilerim, gitmem gerek.
Desculpe, tenho de ir!
Kendi şansımızı yaratırız ama ne zaman bana ihtiyacın olursa yanında olacağım.
Nós fazemos a nossa própria sorte, mas estarei sempre disponível para a ajudar.
Ama ne zaman sana böyle şeyler söylesem sanki sana ikincilik ödülü vermişim gibi davranıyorsun.
Mas quando eu te digo coisas dessas, reages sempre como que te tivesse dado um prémio.
- Evet, ama ne zaman sona erecek?
É esse o trabalho. Sim, mas onde é que o trabalho termina?
Ama ne zaman onu dava etmeye çalışsalar mutfağında çalışanlar onu koruyor.
Mas sempre que tentam apanhá-lo, as pessoas que trabalham na cozinha dele, protegem-no.
Dişinin onun asıl kimliğini ne zaman anladığı bilinmiyor. Ama dişi seçici değil ve büyük erkeğin dokunaçlarının altında gizlice onunla çiftleşiyor.
Não é claro em que altura a fêmea se apercebe da sua identidade, mas ela não é selectiva, e acasala com ele disfarçadamente, mesmo debaixo dos tentáculos do macho de maiores dimensões.
Biliyorum, ama bu ne zaman yada neresi olur bilinmez.
Eu sei. Mas nós não sabemos quando ou onde vai ser.
Şunu bilmeni isterim ki... ne olursa olsun, her zaman... ama her zaman seni seveceğim.
Eu quero que tu te lembres... apesar do que acontecer, Eu vou sempre... sempre amar-te.
Ama bunun ne olduğunu hiçbir zaman söylettiremedik.
Mas nunca consegui que ela dissesse o que tinha sido.
Ne zaman olacak tam bilmiyorum ama bildiğim kadarı ile, o sırada kana ihtiyacı olacak. Hem de çok.
Não sei o que será exactamente, mas sei que precisará de sangue, um monte de sangue.
Ama Bay Ufaklık ne zaman bir şey istese benim tavrım, onu uzakta tutmaya çalışmaya yöneliktir.
Mas quando o Sr. Pequeno quer uma coisa, a minha política é tentar não deixar que a consiga.
Şu anda size cevap veremiyorum ama isminizi, numaranızı ve ne zaman aradığınızı söylerseniz, size geri dönerim.
Não posso atender, mas se deixar o seu nome e número eu ligarei mais tarde.
- Ne zaman? - Evine gelip konuşmak istediğimde. Ama senin tek umursadığın hikayeydi.
Fui a tua casa para te contar, mas só querias saber da história.
Çok korkunçtu ama beni ne kadar küçümsemiş olsalar da bana ne kadar kötü davranmış olsalar da ne kadar kötü koksalar da her zaman kendi kendime...
É horrível, mas, por muito condescendentes que sejam, por muito mal que me tratem, por muito mal que cheirem, eu penso sempre :
Ne zaman geleceğini bilmiyorum ama gelecektir, bundan eminim.
Não sei quando ela vem, mas virá. Eu sei.
Yanına gelmeme izin vermeyeceğini biliyorum ve bunu kesinlikle hak ettim ama bana gücenmiş de olsan ben ne kadar seni kırmış da olsam hala annenim ve her zaman annen olarak kalacağım.
Mas por muito que estejas ressentida, por muito que eu tenha falhado, ainda sou e serei sempre tua mãe.
Ama nasıl ve ne zaman biteceğini hiç konuşmadık.
mas sabes, nunca falamos quando é que deveriamos parar ou como terminar com isto.
Ama buraya ne zaman geleceksin?
A que horas vens?
Ama kocanın dükkanı ne zaman soyulursa elinden nakitle buraya damlıyorsun.
Mas cada vez que eu roubar o seu marido, Você veio aqui cheia de dinheiro.
Ama hesapta ne olduğunu hiçbir zaman göremeyecek.
Mas nunca verá o que está na conta.
Neyse, biraz zaman alacaktır ama bunu düzeltmek için ne gerekiyorsa yapacağım.
Seja como for, pode levar um tempo, mas farei tudo para que isto funcione.
- Ama, düşünüyor. - O zaman ne?
- Mas, ele consegue.
Ne zaman biraz uyusam özüne dönüp hemen saldırmaya başlıyor. Haklısınız ama hayvan beni çok yoruyor.
Talvez, mas o animal fatiga-me.
Ama sen ve ben istediğimiz zaman görüşeceğiz. - Ne?
Mas tu e eu vamos ver-nos sempre que pudermos.
Tam olarak ne demek istediğini bilmiyorum ama, çoğu zaman, yüzde 95 iyi bir oran demektir.
Não percebo bem o que quer dizer, mas na maioria das coisas 95 % é muito bom.
Belki kulağa aptalca gelecek ve inanın bana öyle havai fişekler ya da yaylı sazlar falan beklemiyordum ama her zaman ilk seferinin biraz daha şey olacağını düşünmüştüm ne bileyim, özel?
Isto se calhar vai soar estúpido e, acreditem, não é que estivesse à espera de fogo de artifício ou um quarteto de cordas mas sempre pensei que quando perdesse a minha virgindade iria ser mais não sei, especial?
Ama benim gibi insanlar böyle şeyler yapmasaydı o zaman senin gibileri ne satardı?
Mas o que não entendeste foi se pessoas como eu não fizessem coisas, como pessoas como tu iriam roubar?
- Ama zamanı gelince. - Ne?
Mas a devido tempo.
Ama adamlarım seni ne zaman enselese, üstünden bir şey çıkmıyor.
Mas sempre que os meus homens te apanham, não tens nada.
Tamam. Utanmanı istemem, ama bilmeni de isterim ki ne zaman istersen seninle konuşmaya açığım.
Não quero embaraçar-te, mas... quero que saibas que estou disponível para falar sempre que quiseres.
Gemenon'a vardığı zaman yapmak istediği seninle ilgili bir planı vardı ama bunun ne olduğunu ben de bilmiyorum.
Ela tinha um plano para ti quando chegássemos a Gemenon, mas nem sei qual era.
Ama Bay Locke'u ne zaman tedavi ettiğimi söyleyebilirim. Kazada yanında bir başkası daha vardı.
Mas posso dizer-lhe que, quando tratei o Sr. Locke, houve outro homem envolvido no mesmo acidente.
İyi ama ne zaman?
Ficaremos em contacto.
Ama burada pek kullanma şansım olmuyor ben de ne zaman elime fırsat geçirirsem becerilerimi sıcak tutmaya çalışıyorum.
Mas não lhe dou muito uso aqui por isso tento praticar sempre que a oportunidade surge.
Ne zaman fermuarımı indirsem, kendimi şanslı hissederim Ama böyle birşey beklemiyordum.
Costumo dar sorte quando abro meu zíper mas não desta maneira.
Bu gece ailem ve Hannah için yemek yapacağım. Ve özel Tavuk Pepperoni'min yapılması biraz zaman alıyor. Görev ne kadar sürer bilmiyorum ama benim 5'e kadar evde olmam gerek.
Vou cozinhar o jantar logo à noite para a minha família e a Hannah, e a minha receita de frango com pepperoni leva algum tempo a preparar, de modo que, não sei quanto tempo demora a missão,
Ama inkâr dönemini atlattığımda ne kadar zamanım kaldıysa onu yaşamaya devam ettim.
Mas consegui ultrapassar a negação e continuei a viver a vida que me resta.
ama neden ben 22
ama neden 695
ama ne 242
ama neyse 22
ama ne oldu 16
ama nereye 53
ama ne olursa olsun 24
ama ne için 23
ama new york 23
ama nerede 60
ama neden 695
ama ne 242
ama neyse 22
ama ne oldu 16
ama nereye 53
ama ne olursa olsun 24
ama ne için 23
ama new york 23
ama nerede 60
ama ne yazık ki 61
ne zaman oldu 58
ne zaman öldü 28
ne zaman geliyorsun 16
ne zaman 1956
ne zaman istersen 196
ne zamandı bu 24
ne zaman gidiyorsun 81
ne zamandan beri 195
ne zaman olursa 26
ne zaman oldu 58
ne zaman öldü 28
ne zaman geliyorsun 16
ne zaman 1956
ne zaman istersen 196
ne zamandı bu 24
ne zaman gidiyorsun 81
ne zamandan beri 195
ne zaman olursa 26
ne zaman geldin 79
ne zaman döneceksin 75
ne zaman geliyor 27
ne zaman geldiniz 17
ne zaman isterseniz 64
ne zaman mı 26
ne zaman dönüyorsun 20
ne zaman olacak 30
ne zamana kadar 38
ne zaman gelir 28
ne zaman döneceksin 75
ne zaman geliyor 27
ne zaman geldiniz 17
ne zaman isterseniz 64
ne zaman mı 26
ne zaman dönüyorsun 20
ne zaman olacak 30
ne zamana kadar 38
ne zaman gelir 28