Anahtar mı tradutor Português
3,058 parallel translation
Ona anahtar mı verdin?
Deste-lhe uma chave?
Anahtar mı istiyorsun?
Quer uma chave? Quer uma chave?
- Bir anahtar mı?
Uma chave?
Arama anahtarı olmadan nereden başlayacağımı bilmiyorum bile.
Não sei nem por onde começar.
Kudüs'ün anahtarı mı?
A chave de Jerusalém?
Tanıştığım pörsümüş tatlı çift 50 yıllık evliliklerinin anahtarının resimli hatırat olduğunu söylemişti.
Aquele casal amoroso e enrugado que conheci disse que os livros de recortes eram a chave para um casamento de 50 anos.
Başka birinde evin anahtarı var mı?
Mais alguém tem as chaves desta casa?
- Anahtarımı unutmuşum anlaşılan.
- Parece que me esqueci da chave.
Sean'ın çalışma masasından, "Depo." yazan anahtarı aldım
Fui até à mesa do Sean, trouxe a chave que dizia "Depósito".
Anahtar oluyor mu diye bakalım dedik.
Só queríamos ter a certeza de que a chave funcionava.
Ben onlara da anahtar vermeden onları su yolundan çıkartayım en iyisi.
É melhor tirá-las do ralo antes que o Ben também lhes dê uma chave.
- Küstah ve kabasın... Hem anahtarımı hem de bebeğimi geri istiyorum.
És prepotente e mal criada, quero a minha chave e a minha bebé de volta.
Tamam ama eğer oraya gidiyorsak kendi anahtarımı isterim.
Está bem, mas se vamos ali para fora quero umas chaves.
Bu evinin anahtarı mı?
Isso é a chave da sua casa?
Anahtarım yok.
Não tenho a chave.
Anahtarına ihtiyacımız var.
Precisamos da chave mestra agora mesmo.
Birçok arkadaşım şifreleme konusunda yardımcı oldu. SSL anahtarı ve sertifikası onaylamada, bu ülkedeki insanlara yardım ettiler. Ve onlara gerçekten hükümetlerini nasıl yıkacaklarını ve özgür olacaklarını gösterdiler.
Muitos dos meus amigos ajudaram com a encriptação, ajudaram as pessoas sem nada nesse país, a validar os certificados e chaves SSL, e mostrar como subverter o seu governo, e tornar-se livre.
Yedek anahtarımız yok.
Não temos outra chave.
- Tamam, alyan anahtarı takımı ile yıldız tornavida lazım.
- Muito bem. Preciso de chaves sextavadas e de uma chave de estrela.
Defterle anahtarı bana verirsen, ben bakarım.
Deixe o registo e as chaves e eu trato disto.
Kapı kilidine anahtar sıkışmış gri bir SUV için yapılan... -... tamir taleplerini araştırırım.
Vou manter um olho para pedidos de reparação numa carrinha cinzenta com uma chave presa na fechadura.
Nasıl yapmak istersin bantla mı yoksa anahtar deliğiyle mi?
O que tens de fazer é pôr a fita no buraco da fechadura.
Anahtarını mı unuttun?
Esqueceste-te da tua chave?
Güvenlikten ana anahtarı aldım.
- Espere. Tenho a chave-mestra por segurança.
- Anahtarı aldın mı?
- Tem a chave?
İyi ki yanımızda Marshall'la Lily'nin anahtarı varmış.
Graças a Deus que tínhamos as chaves da casa do Marshall e da Lily.
Umarım anahtarı getirmişsindir Nick.
Espero que tenhas trazido a chave, Nick.
Bana anahtarımı geri vermedin.
Nunca mais me devolveste a minha chave.
Anahtarını mı?
A tua chave?
İki gün boyunca aklımı kaçırmış gibi ormanda çıplak dolaştım tüm arkadaşlarım kaçık gibi davranıyor ve sen aptal bir anahtar için endişelenmemi mi bekliyorsun?
Passei dois dias sem me lembrar de nada a andar nua pelo bosque. Todos os meus amigos estão a agir como se fossem loucos. E tu esperas que eu me preocupe com uma chave estúpida?
- Anahtarın var mı yok mu?
- Tens a chave ou não?
Anahtarım nerede Lydia?
Onde está a minha chave, Lydia?
- Arabamı geri alabilmek için sahtekâr bir tamircinin suratına İngiliz anahtarı fırlattım.
Brandi uma chave inglesa na cara de um mecânico desonesto para devolver o meu carro.
Önce kilidin anahtarını bulmalıyım.
esta chave abrirá a fechadura.
İçeri girmemiz için anahtarınız var mı?
Pode abrir-nos?
Normal bir anahtar olduğunu ve Dearing'den MTAC'e açamadığımız, kilitli bir arama geldiğini düşünün. Ne yaparız?
Pense como uma chave normal e a ligação de Dearing ao MTAC como uma fechadura que não podia ser aberta.
Buna yetkim olsam bile ki yok iki anahtarlı bir sistem ve kocanızın anahtarına ihtiyacım var.
Mesmo que fosse autorizada, o que não sou, é um sistema com duas chaves e precisava da do seu marido.
Bir anahtarım yok!
Não tenho uma chave.
Bir anahtarım yok!
Eu não tenho.
- Bak hiç anahtarım yok!
Eu não tenho chave.
Anahtarım yok.
Não tenho.
Dolaplarında bu tür bir anahtar kullanan bir işyeri var mı bakalım.
Vamos ver se alguma empresa tem um armário para esta chave.
Bulamadığımız üçüncü bir anahtar daha var..
Uma terceira chave que ainda não temos.
Anahtarı verirsen sana yardım ederim Hayalet.
Dá-me a chave que eu ajudo-te, Fantasma.
Anahtar mı?
A chave?
Müdür'ün üçüncü anahtarı mı?
A terceira chave do diretor?
Anahtarınız var mı?
- Tem as chaves? - Sim.
- A'nın anahtarı mı var sence?
Achas que "A" tem uma chave?
Araba anahtarı mı?
Chaves do carro?
Anahtarımı bırakmaya geldim.
Pensei que quisessem ter de volta, a chave de casa.
Eğer Jax'e, Clay'den istediği şeyi almasına yardım edersen o anahtarı geri alabilirsin.
Se o ajudares a ter o que ele quer do Clay, vais ter as chaves de volta,