Anne tradutor Português
78,261 parallel translation
Başkaları neden soruyor bilmem ama benim sorma sebebim anne babanı mezara yarı yenmiş ceset tıkarken görmen.
Não sei quanto aos outros, mas eu pergunto porque viste os teus pais a enterrar um fulano meio comido.
Anne Zombi.
Morta-mãe.
Anne Zombi, ailenin köpeğini mi yiyor?
A Morta-mãe come o cão de estimação?
Bebeğin ağlamasını duyduğunda anne ile baba uyuyormuş.
Os pais estavam a dormir quando ouviram o bebé a chorar.
Anne kalkıp bebek odasına gidiyor ve oğlu Auggie'yi bir canavarın ellerine buluyor..
A mãe levantou-se e foi ao quarto e encontrou o filho nos braços de um monstro.
Pek çok anne böyle şeyler yapar.
Muitas mães novas fazem isso.
- Anne.
- Mãe.
Anne, benim. İşteyim.
Mãe, sou eu, estou no trabalho.
Kayıt için, harika bir anne değil.
Só para que conste, não era uma boa mãe.
- Anne, işe yaradı.
- Mãe, funcionou.
Anne, periler diye bir şey yok.
- Mãe, as fadas não existem.
Anne.
Mãe.
Anne?
Mãe?
Bence isteyerek yaptı anne.
Eu acho que teve, mãe.
Hayır anne.
Não, mãe.
Ben babamdan bahsetmiyorum anne.
Não estou a falar sobre o pai, mãe.
Anne, lütfen anladığını söyle bana.
Por favor, diz-me que compreendes, mãe.
- Anne...
- Mãe...
- Bilmiyorum. Bilmiyorum anne.
Não sei, mãe.
Anne, nasıl yapacağım onu?
Mãe, como é que vou fazer isso?
Anne, bana tekrar sorular soracaklar mı?
Mãe, vou ter de responder a mais perguntas?
Ama hiçbir şey düşünemiyordum anne, sonra...
Não conseguia agarrar-me a nada, mãe, e eu...
Anne, aç kapıyı.
Mãe, abre a porta.
Anne!
Mãe!
Anne, aç şu kapıyı!
Mãe, abre a porta!
Planım Bayan Price'ın, kırık camlı ve aylardır ısıtması olmayan bir aparman dairesinde yaşayan yalnız bir anne olduğunu ve onu evden atmaya çalıştıklarını anlatmasını sağlamak.
O meu plano é a Sra. Price explicar que é uma mãe solteira que está num apartamento com uma janela partida e sem aquecimento durante meses, e que a querem pôr na rua.
Senden nefret etmiyorum anne.
Não te odeio, mãe.
Endişelenecek bir şey yokmuş anne.
Ele não está preocupado, mãe.
Ne anne babanızı, ne halanızı, ne amcalarınızı hatta ne kendimi, ne de dedenizi.
Não os vossos pais nem a vossa tia e tios. Nem mesmo eu ou o vosso avô.
Anne, iyi misin?
Mãe, estás bem?
Anne, neden bahsediyorsun sen?
Mãe, de que estás a falar?
Anne, beni dinle.
Ouve-me, mãe.
Anne!
Mamã!
- Peki, anne.
- Sim, mamã.
Tebrikler anne.
Parabéns, mamã.
Hayır anne!
Não, mãe!
Anne, geldi!
Mãe, ela veio!
- Teşekkürler anne.
- Obrigado, mamã.
Küçük, güzel, mavi gözleriyle bana baktı ve şöyle dedi : "Anne, sen en iyi arkadaşımsın."
Ele olha para mim com aqueles olhinhos azuis lindos e disse : "Mamã, és a minha melhor amiga."
- Anne.
- Mãe!
Merhaba, anne.
Olá, mãe.
Sorun değil, anne.
Tudo bem, mãe.
Reese Witherspoon da bir anne ama gayet iyi durumda.
A Reese Witherspoon é mãe e tem-se safado.
Anne olma hayalim yoktu.
Eu não sonhava ser mãe.
Hoşça kal, anne.
Adeus, mãe.
Bütün anne babalar, başaramamaktan korkar.
Todos os pais têm medo de fazer asneira.
Bir hediye verildi.. oğlunu seven bir anne tarafından.
Um presente dado com o amor de uma mãe pelo seu filho.
Anne. - Sakin ol.
- Deixa-te disso.
İyi yapıyorsun anne.
Fazes bem, mãe.
Anne ile benim gibi.
O mesmo tempo que a Anne e eu.
Ben de seni seviyorum, anne.
Também te adoro, mãe.
annette 90
anneciğim 396
annem 830
annecim 120
annem hasta 26
annemin 46
annesi 120
anneni 25
annem ve babam 43
annemi 40
anneciğim 396
annem 830
annecim 120
annem hasta 26
annemin 46
annesi 120
anneni 25
annem ve babam 43
annemi 40
annen 326
annem nerede 136
annem geldi 21
anneme 47
annenin 20
annesini 19
annen evde mi 29
annen mi 76
annemle 28
annen nerede 107
annem nerede 136
annem geldi 21
anneme 47
annenin 20
annesini 19
annen evde mi 29
annen mi 76
annemle 28
annen nerede 107
annem mi 79
anneanne 37
annemle babam 17
annecik 27
annem öldü 65
annene 36
annemden 22
annene iyi bak 17
annem nasıl 49
annesi mi 18
anneanne 37
annemle babam 17
annecik 27
annem öldü 65
annene 36
annemden 22
annene iyi bak 17
annem nasıl 49
annesi mi 18