Arkadaşınız mı tradutor Português
4,594 parallel translation
Bu adam sizin arkadaşınız mı?
Este homem é seu amigo?
Biraz önce yenmiş olan arkadaşın Hal benden emirlere karşı gelmemi, yaptığımız şeyi durdurup şurada bulunan kırmızı pijamalıyı o dev robot cesedinin içine göndermemizi mi istiyor?
Hal, o teu amigo que acabou de ser devorado? Ele quer que ignore ordens, pare o que estou a fazer... e tente pôr o pijama vermelho dentro do robot gigante? !
Babanın arkadaşına gidip ne yaptığımızı söylemeyecek misin?
Não vai dizer ao amigo do seu pai o que vamos fazer?
Yaşadığımız onca şeyden sonra arkadaşın olduğunu sanmıştım.
Estou ocupado. Após tudo o que passámos, pensei que ele era seu amigo.
Sırrını sakladığımız sürece hepimizin seninle arkadaş olabileceğini söyledin.
Bem, disseste que podíamos todos ser teus amigos, desde que guardássemos o teu segredo.
Arkadaşımız Violet'i hatırlarsın.
E lembraste da nossa amiga, a Violet?
İyi arkadaş mıydınız?
Eram bons amigos?
Ash, arkadaşımız Violet'i hatırlarsın.
Ash, lembraste da nossa amiga, a Violet?
Arkadaşımız Violet'i hatırladın mı?
Lembras-te da nossa amiga Violet?
Arkadaşımız Violet'i hatırladın mı?
Lembras-te da nossa amiga, a Violet?
- Arkadaşımız Violet'i hatırlarsın. - Selam.
- Lembras-te da nossa amiga Violet...
- Arkadaşımız Violet'i hatırlarsın.
Lembras-te da nossa amiga, a Violet? - Olá.
Arkadaşımız Violet'i hatırlar mısın? - Selam.
- Lembras-te da nossa amiga, a Violet?
- Arkadaşımız Violet'i hatırlar mısın? - Selam.
- Lembras-te da nossa amiga, a Violet?
- Ash, arkadaşımız Violet'i hatırlarsın.
Ash, lembras-te da nossa amiga Violet?
Ve arkadaşımız Violet'i hatırlarsın.
E lembras-te da nossa amiga, a Violet.
Sürekli'Arkadaşımız Violet'i hatırlarsın'demen biraz çılgınca değil mi?
É meio louco, não achas, diz sempre "Lembras-te da nossa amiga Violet?"
Daha erken gelirdim ama bir arkadaşımız uğrayıp dün akşamki sohbetinizden ne kadar keyif aldığını söyledi.
Eu tinha vindo antes, mas uma sua amiga apareceu para dizer o quanto gostou da falar consigo naquela noite.
Ama bu akşam iyi yaşamış çok sevilmiş iyi bir kadının çok iyi bir annenin kendisini çok özleyeceğimiz bir arkadaşımızın hayatını kutluyoruz.
Mas esta noite... Celebramos uma vida bem vivida... Bem amada...
Siz ve Astsubay arkadaş mıydınız?
Você e o sargento eram amigos?
Çünkü ajansta dediklerine göre son zamanlarda birçok arkadaşımın vaktini harcamışsınız.
O boato na agência é que está a desperdiçar o tempo dos meus amigos ultimamente.
O sırada önümüzdeki üç yıl boyunca sınıf arkadaşı olacağımızı bilmiyordu tabii.
Ele não sabia que íamos estudar juntos durante três anos.
Beni hatırlamıyorsun ama ben senin kız arkadaşınım.
Não te lembras de mim, mas sou tua namorada.
- Evet. Kız arkadaşımın...
- Sim, a minha namorada...
Bunu anlamalısınız. Kız arkadaşımı çaldı.
Têm de compreender que ele me roubou a namorada.
Evet, erkek arkadaşımın burada olamaması çok berbat bir şey ama üçümüz hayatımızın en iyi gecesini geçireceğiz.
- Sim. - Sim é uma treta que o meu namorado não possa estar cá, mas nós os três iremos divertirmo-nos imenso.
Kız arkadaşının kızıyla mı yattın yani?
Espera. Dormiste com a filha da tua namorada?
Bilirsiniz işte, kız arkadaşımın beni ziyarete gelebileceği bir yer.
Um sítio em que a minha namorada me pudesse vir visitar.
Ayrıca fotoğraflarımızı asmış olabilirim, ama senin arkadaşın olamam.
E posso ter as fotografias, mas...
Ve eski kız arkadaşımın düğünüyle ilgili olan vakada ne kadar kıskançlık yaptığını da unutma,
E não te esqueças do quanto ela ficou com ciúmes quando trabalhamos no caso da minha ex-namorada.
Yeni En iyi arkadaşımın yanında çalışmanız harika olacak, Culliverton.
Vai ser óptimo trabalharem com o meu novo melhor amigo, Coverton.
Ortak bir arkadaşımız söyledi elbette bir sır olarak yakın zamanda genç bir bayanın kalbini kırmışsın.
Outra coisa... Um amigo em comum disse-me com grande discrição, claro está, que se separou recentemente de uma jovem mulher.
Sen Charlie'nin kız arkadaşı mısın?
É a namorada do Charlie?
Kardeşimin polis kız arkadaşıyla kahvaltı yapacağım günü göreceğim aklımın ucundan bile geçmezdi.
Eu nunca pensei que chegaria o dia em que estaria a tomar o pequeno-almoço com a namorada polícia dele.
Adamlarımı geri alacağım yoksa kız arkadaşını bir daha asla göremeyeceksin.
Quero o meu pessoal de volta, ou a sua namorada nunca mais será vista.
Ben sizin rahibiniz, psikoloğunuz, kuaförünüz, yatak arkadaşınız, en iyi arkadaşınızım.
Sou o seu padre, terapeuta, cabeleireiro, companheiro e melhor amigo.
Priya... Sen benim kız arkadaşım mısın?
Priya você é minha namorada?
Tara'yla arkadaş mısınız?
Tu e a Tara... são amigas?
Kız arkadaşını ödünç almalıyım.
Preciso que me emprestes a tua namorada.
Bir şeyler bana, sen ve eski arkadaşım iyi anlaşacaksınız diyor.
Alguma coisa me diz que tu e o meu velho amigo vão dar-se bem.
- Sayende kız arkadaşımın cinayetinde baş zanlıyım.
- Graças a ti, sou o principal suspeito da morte da minha namorada.
Eşelemeye devam edersen, seni aynı erkek arkadaşına yaptığımız gibi toprağın altına gömeceğiz.
Se continuares a investigar... vamos dar-te um fim. Como fizemos com o teu namorado.
Kampanyamın kahramanı Jack Porter'ın kardeşi ve kızım Charlotte'un çok sevdiği bir arkadaşıydı.
Ele é o irmão do herói da minha campanha... Jack Porter. E grande amigo da minha filha Charlotte.
Seni bekleyen bir kız arkadaşın var mı?
- Não há namorada... e não há casa. - Alguma namorada em casa?
Eğer gerçek kız arkadaşınla birlikte olacaksan hayali kız arkadaşını görmeyi bırakmalısın. Anlatacağım da...
Se vais ter um relacionamento com a tua namorada real, precisas de parar de ver a tua imaginária.
Eğer hoşlanmayacağım bir şey görürsem arkadaşınızın kafasında bir delik açarım.
E se vir alguma coisa que não goste, meto uma bala na cabeça da tua amiga.
Eğer kız arkadaşınızla işler yolunda gitmezse, işte kartım.
Se as coisas não derem certo com a sua amiga, aqui está o meu cartão.
"Yani sonuçta ben bir ağacım ama yerinizde olsam hayalet arkadaşınızı dinlerdim!"
"Bem, eu sou apenas uma árvore, mas se fosse vocês, dava ouvidos ao vosso amigo fantasma!"
Selam Fitch. Kız arkadaşımla tanıştın mı?
Olá, Fitch, já conheces a minha namorada?
Şimdi de kız arkadaşının beni kovmasına kızdığım kısma geçeyim.
Acho que vou passar para a parte do discurso onde estou furioso que a tua namorada me tenha despedido.
Bakar mısınız? Bir arkadaşımızı arıyoruz da :
Com licença, andamos à procura do nosso amigo.