English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ A ] / Avukat bey

Avukat bey tradutor Português

394 parallel translation
Giyindin mi avukat bey?
Advogado, já está vestido?
- Avukat bey inkar mı...
- O advogado de defesa nega que...
Uşak Broome'un, boşanma davalarında kullandığı dedektif Broome... olduğunu avukat bey inkar mı ediyor?
Nega que o mordomo Broome era o detective Broome, usado por si em casos de divórcio?
Haydi, içeri git. Avukat Bey, işiniz daha sürer mi?
Mestre, ainda falta muito?
Lütfen acele edin Avukat Bey, içeride rahip bekliyor.
- Rápido, o sacerdote está à espera.
- Kapı kilitli, anahtar Avukat Bey'de.
- Quero sair.
Önemli değil. Schneider'dan ne haber avukat bey?
O que se passa com o Schneider?
Avukat bey, kaç yıldır bu işi yapıyorsunuz?
Há quanto tempo tem esta profissão?
Avukat bey, teğmen sizinle yalnız görüşmek istiyor.
Sr. Advogado, o Tenente quer vê-lo a sós.
Teğmen sizi bekliyor avukat bey, içeri geçin.
O Tenente está à sua espera, Sr. Advogado, pode entrar.
Tabii seni de avukat bey.
E a você também.
- Avukat bey...
- Sr. Advogado...
- Başka zaman avukat bey.
- Outro dia, Sr. Advogado.
Avukat bey, nasılsınız?
Advogado! Como está?
- İyidir. Avukat Bey, ne zaman çıkıyorum?
Advogado, agora vai tudo bem?
- Sen ne dersin avukat bey?
- Que diz, Advogado?
- İçine bir bakabilir miyim? - Buyur bak avukat bey.
- Posso dar uma espreitadela?
İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır avukat bey.
Deite fora a pedra. Tem telhados de vidro.
Bu akşam ne okuyacağız avukat bey?
O que vamos ler esta noite?
Avukat bey yanlış anlayacak şimdi.
Queres que o advogado pense mal dela?
Avukat bey, sana söylemiştim, yine söyleyeyim :
Advogado, já lhe disse e volto a dizer :
Avukat bey, bu dava yarın saat 19.30'da karara bağlanacaktır.
Vou marcar o meu depoimento final para amanhão às 7 : 30 da tarde.
Valizlerini yukarı çıkarıyorum, avukat bey. Teşekkür ederim.
Subirei com a sua bagagem, conselheiro.
Bize öneriniz nedir, avukat bey?
O que a defesa sugere que façamos?
Görünüşe göre çarpışarak, onurlu bir şekilde yeniliyorsun, avukat bey.
Parece que você ganhou fama e glória como advogado de defesa.
- Avukat bey gitti mi?
E o advogado, foi-se já?
Avukat bey? Boşanmadan bahsedilirse bu ağır bir darbe olur.
Mas se tivéssemos que negociar Um divórcio, isso nos... nos jodería a porca...
Alo? Avukat bey, ne sandınız!
Que tenho a mentalidade de uma burguesita de províncias?
Alo, avukat bey?
Advogado?
Bay Kingston ve avukat bey toplantıya katılmamda sakınca görmediler.
O Sr. Kingston e o advogado disseram que eu podia passar por cá.
Avukat Bey!
Sr. advogado!
- Avukat Bey!
- Sr. advogado!
Avukat Bey, ağırlığı ne olur?
Sr. advogado, quanto pesará?
Mahkemede değiliz avukat bey, orada itiraz edersiniz.
Poupe-nos às suas objecções, isto não é um tribunal.
Avukat bey...
Doutor...
Değil mi Avukat Bey?
Näo é assim, Sr. Advogado?
Avukat Bey bay Blatz, her bir cömert teklifi iletecektir bir parça toprağınızıdan bir kısım yeri kiralayabilme ihtimalini yakalayacaktır, sizin eski kabilenizin kontrolündeki.
O meu advogado, o Sr. Blatz,... tem transmitido a si a minha oferta muito generosa para obter um contrato de uma porção da terra que você, como um dos últimos membros da sua tribo, controle.
Avukat bey, müvekkilinize temyiz hakkının bulunduğunu hatırlatın.
Sr. advogado, informe o seu cliente do direito a recurso.
Avukat bey, ona haklarını okuduk ve o da ifade vermeyi seçti.
Lemos-Ihe os direitos e ele optou por falar.
Avukat Bey, yarın sabah ilk iş olarak zanlıyı görgü tanıklarının önüne çıkartacağız.
Dr. Queremos que o suspeito seja visto pela testemunha amanhã cedo.
Ee, avukat bey, bu durum muvacehesinde, sence şansım nedir?
Então, advogado, com essa estratégia na mente, quais são as minhas chances?
Her şey bitti mi avukat bey?
Já acabou, Sr. Balicki?
Evet avukat bey. Yarım saatiniz var.
Sr. Advogado... vai ter meia hora.
- Günaydın avukat bey. - Günaydın efendim.
- Olha, Sr. Advogado.
Efendim, lütfen jüriye şunu açıklar mısınız? Savcı bey beni tanık kürsüsüne oturttuğuna göre... savunma avukatı olarak, kendi kendimi sorgulamaya da hakkım olmalı.
O Meritíssimo importa-se de explicar ao júri que, uma vez que o procurador público me colocou na posição de testemunha, tenho o direito, como advogado de defesa, de me interrogar a mim próprio?
- Pardon avukat bey ama bir müşteri beni çağırıyor.
- Desculpe, advogado... - um cliente está a chamar. - Faça-me um favor.
- Tamam, olacağım. - Hayır, siz değil avukat bey.
Não, não dizia ao senhor, advogado.
Memnun oldum Avukat bey.
Muito prazer, advogado!
Güle güle Avukat bey!
Adeus, advogado.
Yani bu bey Bay Wagner'in avukatıydı. Bence bir mahzuru yok.
Este senhor era advogado do Sr. Wagner e não me pareceu haver mal.
Memur bey, ben özellikle bir avukat istedim.
Sr. Agente, pedi especificamente a presença de um advogado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]