Aynaya bak tradutor Português
390 parallel translation
Eski bir resmime bakıp aynaya baktığımı hayal ediyorum.
Eu olho para a minha velha foto... e imagino ser um espelho!
Hiçbir şey hatırlamıyorum, sanki aynaya bakıyorum ve kendimi göremiyorum.
Não tenho memória, é como olhar para um espelho e só ver o espelho.
Hiç aynaya bakıyor musun?
Alguma vez olhas para o espelho?
Şimdi, yalnızca aynaya bakın.
Certifiquem-se que olham apenas para o espelho.
Her sabah aynaya bakıp,..
Todos os días faço a pergunta :...
Şu aynaya bakıp, bir erkek değil, bir enkaz görmekten hoşlandığımı mı sanıyorsun?
Acha que gosto de me olhar neste espelho e não ver um homem, Mas os seus destroços?
Peki bu aynaya bakınca görüp masaya bakınca görmeyişimi açıklar mı?
Isso explica por que consigo vê-lo no espelho mas não consigo vê-lo na mesa?
Şimdi, aynaya bak lütfen.
Agora, olhe o espelho, por favor.
Bu aynaya bakın, ve eski görüntüleriniz tekrar canlansın.
Olhem para este espelho e vejam as vossas imagens antigas que renascerão.
- Aynaya bak.
Olha para ti. Vê-te ao espelho.
Aynaya bakınca gözlerinizi mi kapatıyorsunuz?
Fechas os olhos quando te olhas ao espelho?
Sonra tekrar gözlerimi açıyorum ve aynaya bakıyorum. Fiziksel olarak da.
Mesmo fisicamente.
Son üç gündür sanki öyle bir aynaya bakıyormuşum gibi geliyor.
Sinto que estive a olhar para um espelho assim nos últimos três dias.
Aynaya bakıyorum ve korktuğum şeyi görüyorum.
Olha para o espelho E vejo aquilo que temo
Hiç aynaya bakıyormusun sen?
Tens te visto ao espelho ultimamente?
Her aynaya bakışımda, farklı, iğrenç biri var.
Sempre que olho para o espelho, vejo uma pessoa hedionda, repulsiva.
- Güzellik görmek için aynaya bak.
- Se queres ver uma coisa bonita, olha para o espelho.
Hadi aynaya bak. Ne görüyorsun?
Olha para o espelho!
Aynaya bak dedim. Ne görüyorsun?
Olha para o espelho!
Aynaya bak.
Olhem para o espelho.
Aynaya bakıp kendini tanımaman müthiş bir şey.
É porreiro não me reconhecer quando me vejo ao espelho.
Sana bakınca aynaya bakıyorum zanettim.
É óbvio. Assim que me sentei, pensei que me estava a ver ao espelho.
Sen aynaya bak da kendinle eğlen.
Vai ver-te ao espelho e estremece.
Ve sabahları aynaya bakarken, o zekası yüzünden dışlanmış sevimli bakışları olan adamı görürsün.
Tive um sonho horrível. Sonhei que era a Dorothy de O Feiticeiro de Oz.
Şu aynaya bak.
Olhe para esse espelho.
Cadı aynaya bakıyor ve şarkı söylüyordu.
A bruxa! Olhando-se ao espelho... E cantava com a voz que roubou!
Aynaya bakıp kendimi gördüm. Yani otostop çekiyorum ve bir hatunum, kendimi görüyorum "Yok canım" diyorum.
Eu olhei no espelho e vi-me a mim mesmo, quer dizer... com o dedo espetado e fosse uma tipa e me visse a mim, de jeito nenhum!
Aynaya bak, çünkü senin yardıma ihtiyacın var, Jerry. Yardıma ihtiyacın var.
Olha bem para o espelho porque precisas de ajuda, Jerry!
Ve aynaya bakıp, onun adını beş kez söylersen, ensende soluğunu hissedersin.
E se olhares no espelho e disseres o seu nome 5 vezes ele aparece atrás de ti, e parte-te o pescoço.
Aynaya bakıp, adını beş kez söylersen, soluğunu ensende hissedersin.
Se olhares no espelho e disseres o seu nome 5 vezes ele aparece atrás de ti, e parte-te o pescoço.
Aynaya bak ve ne gördüğünü söyle!
Agora, olha para o espelho e diz-me o que vês.
Şimdi aynaya bak ve bana yeniden ne gördüğünü söyle.
Agora, olha para o espelho e diz-me de novo o que vês.
Bu, aynaya bakıp... o günü boşa geçirmediklerini bilmelerindendir.
É olhar para o espelho... e saber que se fez alguma coisa útil nesse dia.
Kaç kez bir aynaya bakıp "Bugün kim olacağım?" diye kendinize sordunuz?
Quantas vezes você se viu ao espelho... e se perguntou, "Quem vou ser eu hoje?"
Bak sana bir şey diyeyim : Ponce aynaya bakıp değişmediğini görüp yanağından yaş süzülünce ben o noktada bittim.
Deixa-me que te diga : quando o Ponce se olhou no espelho e viu que não tinha mudado, e a lágrima começou a correr-lhe pela cara abaixo eu perdi-me.
Bir gün aynaya bakıp da kaybeden birinin yüzünü görene kadar kendimin hep kazanan olduğunu sanırdım.
Sempre me achei vencedora até que um dia olhei para o espelho e vi o rosto de uma perdedora.
Neden aynaya bakıp öğrenmiyorsun?
Porque não olhas para um espelho e descobres?
Çünkü Barneys'te aynaya bakıyordum. İnanılmaz gözüküyordum.
Porque nos espelhos da Barneys ficava fabulosa!
Sonra aynaya bakıyorum.
Depois olho pelo espelho. Ok.
Beş yıldan fazla oldu ve... Aynaya bakıyorum.
Já se passaram cinco anos e ainda olho o espelho...
İlk kez bir aynaya bakıyordu.
Ele pôs o dedo na boca e viu a si mesmo pela primeira vez. Pelo reflexo da lente.
Aynaya tekrar bak.
Olhe no espelho de novo.
Aynaya bakıp somurtuyor musun?
O que se passa?
Nasıl oluyor da aynaya her bakışında kendinden geçiyorsun?
Por que entra em transe sempre que olha no espelho?
Aynaya bak.
Vê-te ao espelho.
Aynaya bir bak, Taffy.
Olhe-se no espelho, Taffy.
Senin kaderinde ölüm var, eğer bana inanmıyorsan, git aynaya kendine iyice bir bak.
O seu destino é a morte e, se não acreditar em mim, vá ver-se ao espelho.
Aynaya yaklaşıp ne kadar yakıştığına bak, Billy.
Aproxima-te mais para te ver melhor ao espelho, Billy.
Hey, aynaya bir bak, güero.
Ei, Olha-te ao espelho, guero.
- Aynaya bir bak, Michelle.
- Olha-te no espelho, Michelle.
Önce sen aynaya bir bak. Sonra Tyrone'a bir şey yapmadım de.
Consegues olhar-te no espelho e dizer-me que não tiveste nada a ver com o que o Tyrone fez?
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakmadım 27
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakmadım 27