Aynen senin gibi tradutor Português
204 parallel translation
- Aynen senin gibi.
- É exactamente como tu.
Aynen senin gibi.
Adeus, pequeno Cascarrabias.
Aynen senin gibi, Henry'nin sofrasında baş köşeye oturdu.
Tal como tu, sentava-se à cabeceira da mesa de Henry.
Aynen senin gibi ; Uzay gemisi, maymunlar şehri, metro..
Nave, Cidade dos Macacos, metro...
Hep aynı Clouseau aynen senin gibi oturuyor..... ve ellerimi boğazına koyup sıkmaya başlıyorum.
Clouseau está sentado numa cadeira, como você, de espaldas e de repente as minhas mãos rodeiam o pescoço e começo a apertar.
Benim adım Fred ve ben de insanım, aynen senin gibi.
Chamo-me Fred e sou um homem como tu.
Aynen senin gibi. Dinle. Balıkları nehre atacağım.
Mas não posso ser o quero, tal como tu.
- Evet aynen senin gibi, garip çocuk.
Sim, é o que és! Uma criança esquisita!
Bunca dinleme, bu davadaki aylarca çalışma, gitti. Aynen senin gibi, gitti.
Toda a vigilância, todos os meses de trabalho neste caso, foram-se.
Beni istediğin gibi avlayabilirsin, ama bu sevimli mor duvar kağıtları olan, içinde kocaman yeşil yastıkların olduğu, kapısında da Carrigan adında aynen senin gibi... fahişe bir köpeğin bulunduğu, görkemli, büyük ve pahalı bir evin içinde olacak.
Aparece quando quiseres... mas será num casarão, grande e caro. Com as paredes forradas de papel roxo e tapetes verdes! E haverá uma cadela chamada Carrigan.
Aynen senin gibi ha?
Como tu?
Onunkiler de aynen senin gibi. Onun senden olduğunu böyle anladım.
Lembras-te das tuas orelhas de abano quando eras miúdo?
Ben aynen senin gibi hissediyorum.
Eu sinto o mesmo que tu.
Bana kalırsa, şu, ana kapılardan aynen senin gibi, yeni subayların girmesi, beni çok memnun eder.
Se me é permitido dizer, tem sido o meu prazer especial de ver bastantes oficias novos como você virem até estes portais.
Aynen senin gibi, istasyon tarafından kaçırılıp, buraya getirildim.
Fui raptado da estação tal como você foi.
Görüyorsun ya, aynen senin gibi, o da benim bir canavar olduğumu düşünüyordu.
Entende? Como você, pensou que me tinha tornado num monstro.
Genç adamlar... Karen'a olanları söylemek için gelenler, aynen senin gibi giyinmişlerdi.
Os jovens, aqueles que nos vieram contar o que aconteceu à Karen, vinham vestidos como o senhor.
O gerginliği ben de aynen senin gibi hissediyorum.
Sinto a indiferença tal como você sente. Sim, senhor.
Aynen senin gibi, dört göz.
Ele é igualzinho a ti, marrão!
Aynen senin gibi, acımasız ve merhametsiz olacağım.
Eu serei inexorável e impiedosa assim como você.
Aynen senin gibi, geri dönebilmenin bir yolunu buldu, ve tam olarak kim olduğumuz konusunu keşfedebildik.
Todos nós encontramos o caminho de casa, como você, e descobrimos que não somos bem quem nós pensávamos que éramos.
Hoşa gidilen bir olmak iyi, ama bir çok zaman, kadınlar konusunda daha arsız olmayı isterdim- - aynen senin gibi.
Ser agradável é bom, mas algumas vezes eu queria ser mais corajoso, confiante com as mulheres... assim como você.
Aynen senin gibi, et ve kandan.
Carne e osso. Como você.
Aynen senin gibi, bir yapay zekâydı, ama itiraf etmeliyim ki, onun kişiliği seni Bay Uyumlu yapmış gibi görünüyor.
"Aquilo", era uma inteligência artificial, como você, mas tenho que admitir, sua personalidade fazia você parecer o Senhor Simpatia.
O bir kopyaydı... aynen senin gibi, Harry.
Era uma duplicata, igual a você, Harry.
Aynen senin gibi, benim de hiç olmadı.
Como você, nunca me deram isso.
Bu Kyvan'la halledecek bir meselem olduğunu düşünmüyor musun, aynen senin gibi?
Não acha que também tenho um acerto, assim como você?
Nereden gelirlerse gelsinler, şu anda aynen senin gibi bu mürettebatın birer üyesiler.
De onde quer que eles tenham vindo, eles fazem parte desta tripulação agora, assim como você.
Aynen senin gibi pek çok kişi dönüş yapamaz... dönemez... sola... dönemez...
Deve haver gente no mundo como você, que não consegue virar... virar... à esquerda...
Bir kaç yıl önce bir başkasına aşık oldu... ve onun bir hata olduğunu anlayınca... tekrar bana aşık oldu... aynen senin botun tekrar çalışması gibi.
Há alguns anos, ela apaixonou-se por um individuo... e quando reconheceu aquilo ter sido um erro... voltou a apaixonar-se por mim... precisamente como o motor do barco a arrancar de novo.
Aynen senin önemini anladığım gibi.
Quão querida... Como tu és para mim.
Okula annem geldi ve bana : "Aynen baban ve büyükbabanın yaptığı gibi senin West Point'e gitmeni istiyoruz." dedi.
A minha mãe veio visitar-me à escola e disse-me "Esperávamos que fosses para West Point como o teu pai e o teu avô."
Senin o Sakson derebeylerine. Şimdi onları "oğullarım" diye çağıracağım. Aynen benden istediğin gibi.
Eu os chamo de filhos como você quis.
Aynen, senin yaşlı adam gibi.
Como o teu velho.
Hepsi değişiklik arıyor, aynen senin ve benim gibi.
Querem todas bizarria, tal como eu e tu.
O aynen senin bana baktığın gibi baktı.
Era mesmo parecida consigo.
Doğrudur. Fakat ilacı hastalık numarası yapmak için kullanıyormuş. Aynen senin dediğin gibi Coop.
Sim, mas os médicos acharam que ele tomava a droga para fingir a doença... tal como suspeitavas, Coop.
Belki de yapmam gereken, aynen senin de yaptığın gibi,... sanattan para kazanmak, insanlarla tanışmak ve bir ofiste çalışmamak yani.
Estava a pensar que era isso que eu devia fazer, o teu trabalho, fazendo dinheiro com isso, sem trabalhar num escritório.
Aynen senin de bir fakirle evlenemeyeceğini bildiğin gibi. - - Hep March ailesinin bir parçası olmam gerektiğini düşündüm.
Tal como sempre soube que nunca casaria com um pobre, eu sempre soube que devia fazer parte da família March.
Ama belki de, beni bana karşı kullanıyorlardır, aynen senin dediğin gibi.
Mas talvez eles me estejam a usar contra mim próprio, como tu tinhas dito.
Aynen senin resmindeki gibi asılmıştı.
A forma como a penduraram era igualzinha ao teu quadro.
Aynen senin benim yanımda olduğun gibi.
Como me apoiaste.
Tersa, Senin Maj'ın sağ kulağı olduğunu biliyorum, aynen benim, Kaptanın olduğum gibi.
Tersa, sei que você tem a atenção de seu primeiro maje, assim como eu tenho de nossa capitã.
Aynen senin ve benim gibi bir gemide çalışıyor.
Ele trabalha numa nave, da mesma forma que você e eu.
Bu aynen senin anlattığın gibi.
Foi exactamente como disseste que eu ia entalar-me.
Peki ala, aynen senin daha önce dediğin gibi, bu şey heyecanlandırıcı olmalı.
Bem, é como você disse antes, isto poderia ser excitante.
- Evet,... aynen senin bana geçit üzerinde 1945'te deneyler yapıldığını söyleyebileceğin gibi.
- Sim, tal como me podia ter dito que houve experiências feitas com o portal em 1945.
İsterim... aynen senin de yaptığın gibi.
Eu pedirei... do mesmo jeito que você.
O zaman senin o tepkin teknolojik bir geliştirmenin sonucu oluyor ki, aynen benin teknolojik arıza sonucu ağlamam gibi.
Sua reacção foi resultado de um aperfeiçoamento tecnológico... A minha é resultado de uma imperfeição tecnológica.
Oh, evet. Senin de gözlerin bazen aynen böyle gözüküyor. Sanki Down sendromu varmış gibi bakıyorsun.
E tu ás vezes ficas com os olhos piscos, como se tivesses Síndroma de Down.
Aynen senin olduğun gibi zarif bir şekilde yaşlanmasını umut ederim.
Eu posso apenas esperar que ela envelheça tão graciosamente como você.
senin gibi 304
senin gibi biri 17
senin gibi değil 30
senin gibi mi 26
senin gibi değilim 20
senin gibileri bilirim 21
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
senin gibi biri 17
senin gibi değil 30
senin gibi mi 26
senin gibi değilim 20
senin gibileri bilirim 21
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
aynen öyle 1574
aynen 1036
aynen böyle 179
aynen dediğin gibi 18
aynen dediğim gibi 19
aynen böyle oldu 18
aynen öyle 1574
aynen 1036
aynen böyle 179
aynen dediğin gibi 18
aynen dediğim gibi 19
aynen böyle oldu 18