Bana öyle geliyor ki tradutor Português
466 parallel translation
- Bana öyle geliyor ki karımın umurunda.
- Parece que a mulherzinha se preocupa.
Judy, bana öyle geliyor ki... ... çok acele bir karar veriyoruz.
Judy, parece-me, se me permites que esta decisäo é precipitada.
Bana öyle geliyor ki, çok erken karar vermişsin.
Parece-me que formou a sua opinião muito cedo.
Bana öyle geliyor ki kalıntı bırakmayan arsenik şimdiye kadar keşfedilmiştir.
Parece-me nesta altura que alguém já terá descoberto um veneno que não possa ser identificado.
Bana öyle geliyor ki, Dude'la ben her dönümden iki balya kaldırırız çünkü şu anda kendimi, eskiden her bahar hissettiğim gibi hissediyorum.
Parece-me que o Dude e eu vamos cultivar à volta de um fardo, porque a forma como me sinto, Ada, é como me sentia todas as Primaveras.
Onun için elden artık bir şey gelmez ama bana öyle geliyor ki hiç böyle hırsız görmemişsindir.
É tarde demais para fazer alguma coisa quanto a isso, mas parece-me que nunca viste um ladräo como este desde que eu nasci.
Pekala, bana öyle geliyor ki, eğer bu hatları zamanında bitirip germek istiyorsak artık şimdiye kadar olandan daha farklı haraket etmeliyiz.
Creio que se queremos acabar de estender esse cabo, teremos que agir de maneira diferente.
Belki önyargılıyım ama, bana öyle geliyor ki Suzy cana yakın genç bir bayan oldu.
Não deveria ser eu a dizê-lo, mas a Susie é uma menina muito gira.
Bana öyle geliyor ki, dördümüzün birkaç yüz adamı oyalaması... mucizeden pek farksız değil.
Parece-me que quatro de nós a reter várias centenas deles não é nada menos... do que um milagre.
Biliyor musun, bana öyle geliyor ki...
Acho que...
- Yine de bana öyle geliyor ki..
- No entanto, ocorreu-me...
Bana öyle geliyor ki Bayan Fairfax, çok kıymetli zamanınızı çalıyorum.
Parece-me, Miss Fairfax... que estou a usar demasiado do seu valioso tempo.
Bana öyle geliyor ki, böyle söyleyerek bizi aptal yerine koyuyor.
Às vezes, acho que ele está a enganar-nos!
Bana öyle geliyor ki, bir bilim adamında hem önsezi hem de kendine güven olmalı.
Parece-me que um cientista precisa de visão e confiança.
Bana öyle geliyor ki şimdilik bundan daha öteye gidemeyiz.
Parece-me que fomos o mais longe possível por hoje.
Sadece bana öyle geliyor ki Amerika'da buna benzer kasaba pek yok.
Só que me parece que não há muitas cidades como esta na América.
¶ Hey, ortak bana öyle geliyor ki ¶ ¶ Bu gece büyük geceymiş gibi ¶
Hei, amigo, parece-me que esta noite é uma grande noite
Başından beri sizi dikkatle dinledim bana öyle geliyor ki bu beyefendinin dikkat çektiği konular çok önemli.
Ouvi com muita atenção e... parece-me que este senhor trouxe alguns pontos pertinentes.
Bana öyle geliyor ki, dostumuz, bir türün... mutasyona uğramış bir çeşidi. Bilemiyorum.
Sabes, ocorreu-me que o nosso amigo talvez seja uma mutação, mas não sei de que espécie.
Ama bana öyle geliyor ki bir Lord olarak, asaletten düşüşün seni kıç üstü oturtmuş.
Agora, a minha opinião... você não leva nenhum jeito de ter sido um Lorde.
Bana öyle geliyor ki, sen zaten bunun nasıl yapılacağını biliyorsun
Parece-me que já sabes como fazer isso.
Bana öyle geliyor ki, bir sonraki çayı kımın içtiği umurunda değildi.
Palpita-me que ela não queria saber de quem ia beber o chá.
Yine de bana öyle geliyor ki, bu küçük yanlış adımın kurbanı koca değil kadındı.
No entanto, isto indica-me que foi a esposa e não o marido que foi a vítima deste pequeno passo em falso.
Bakın, bana öyle geliyor ki, burada genel olarak'ın yeri yok.
Tenho o pressentimento de que a generalidade, não se aplica aqui.
Biliyor musun, Komiser, bana öyle geliyor ki, şöyle ya da böyle, yasa değiştirilmeli.
Sabe, Tenente, parece-me que, de uma forma ou de outra, a lei deve ser mudada.
Bana öyle geliyor ki, ceset muhtemelen Bayan Wilkinson olabilir.
Ocorreu-me que o corpo pode, eventualmente, ser da M.na Wilkinson.
Bana öyle geliyor ki, kan basıncımı muhtemelen lastik pompasıyla ölçecek.
Parece que ela poderia medir-me a tensão arterial com um medidor de pressão de pneus.
Bana öyle geliyor ki, işin içinde bundan daha fazlası var.
Suspeito que seja mais que um namorico.
Sadece daha önce böyle bir şey yapmadığımdan değil, ama bana öyle geliyor ki, ben veya bu durumda bir başkası 13 yaşındaki bir kızın içini dökmesiyle ilgilenmez.
Não só porque nunca fiz isso antes... mas porque me parece que, assim como eu... ninguém está interessado nos desabafos de uma menina de 13 anos.
Bana öyle geliyor ki yardıma çok ihtiyacım var.
Parece-me que preciso muito de ajuda.
Bana öyle geliyor ki bu dans böyle yapılmıyor, değil mi?
Esta música se calhar não se dança assim.
Bana öyle geliyor ki, kendisini çok matrak biri sanmaya başlıyor.
Parece-me que ele começa a achar-se um tipo com muita graça.
Bana öyle geliyor ki biz...
Parece-me que se nós...
Yine de bana öyle geliyor ki... her kim beraber bir ömür harcarsa harcasın bizim o kısa anlarda yaşadığımızdan daha fazlasını yaşayamazdı. Daha fazlasını istiyorum, sonsuza dek sürsün istiyorum.
Parece-me que aqueles que levam juntos toda uma vida não tiveram mais que nós.
Bana öyle geliyor ki bu ülkedeki hiçkimse bilmiyordu.
Até onde sei, ninguém neste país sabia.
Nasıl istersen, ama yine de bana öyle geliyor ki birlikte yaşlanacağız.
Asseguro-te que estamos muito bem assim.
Bana öyle geliyor ki gitmek istiyorsunuz, ama gidemiyorsunuz... çünkü ben polis olduğum için bu durumun şüphe uyandıracağını düşünüyorsunuz.
Tenho a impressão de que você gostaria de ir, mas não quer... porque acha que posso achar suspeito, sendo polícia e tal.
Bana öyle geliyor ki, binbaşı Marco, Kore'de 18 ay boyunca yaşadıklarına gecikmeli bir reaksiyon veriyor.
Parecia-me óbvio que o Major Marco estava a sofrer uma reacção retardada a 18 meses de combate contínuo na Coreia.
Yine de bana öyle geliyor ki Berlin'i benden önce göreceksin.
Parece que você vai mesmo ver Berlim antes de mim.
Bazen bana öyle geliyor ki, sanki benim bir kocam yok sanki ben onun için evin eşyalarından biriyim.
Frequentemente me parece que não tenho marido, é como se eu não existisse para você.
Bana öyle geliyor ki, tehlikeli derecede kötü bir başlangıç yapmaktayız.
Começamos muito mal, querida.
Bana öyle geliyor ki, bir kez sosyal standartları düşürmeniz, akademik standartları da benzer akibete uğratacaktır.
Acho que uma vez que baixas o nível social, o nível acadêmico também baixa.
Bana öyle geliyor ki, efendim, orada olmamızı istemeyenler var.
Acho que são pessoas que não querem que continuamos.
Ama bana öyle geliyor ki...
Mas parece-me que...
Bana öyle geliyor ki bir anlaşmaya varabiliriz, geçici bir uzlaşma sağlanabilir.
Parece-me que podíamos chegar a um acordo, atingir um modus vivendi.
Yanlışsam düzelt ama bana öyle geliyor ki Henry'nin tahtına beni layık görüyorsun.
Posso estar errado, mas julguei que me querias no trono de Henry.
Ne bu gereksiz tartışmaya, ne de artık burada kalmama gerek var. Bana öyle geliyor ki, tabirimi hoş görün, siz baştan aşağı abessiniz.
Não vejo interesse nesta discussão ridícula,... nem em permanecer aqui por mais tempo,... uma vez que é perceptível que você é se me perdoa a expressão...
Bana öyle geliyor ki yıkılmayan köprü kalmamış.
Parece-me que já não há pontes de pé.
- Bana öyle geliyor ki...
Parece-me...
Bana öyle geliyor ki...
O que eu penso é que... porque o Aron nunca teve mãe,
Aslında onu sevdiğimden değil, ama bana öyle geliyor ki onunla evlenirsem, başka çıkarlarım da olur bu işte.
o qual hei de conseguir.
bana öyle bakma 161
bana öyle deme 19
bana öyle geliyor 17
bana öyle geldi 19
bana öyle söyledi 23
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana öyle deme 19
bana öyle geliyor 17
bana öyle geldi 19
bana öyle söyledi 23
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana bak 1395
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19