English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Bana öyle geldi

Bana öyle geldi tradutor Português

264 parallel translation
Bana öyle geldi ki, annen çok erken aradı.
Telefonou terrívelmente cedo parece-me.
Sanırım bana öyle geldi.
Estou um pouco nervoso, acho.
Sabah bana öyle geldi.
Talvez uns dois unidades. Foi o que me pareceu, de manhã.
- Bana öyle geldi.
- Foi o que achei.
- Bana öyle geldi o herhâlde.
- Deve ter sido imaginação.
Bana öyle geldi ki... sanki arabayı o ağaca bilerek sürdü.
A mim pareceu-me que ela... foi deliberadamente contra a árvore.
Özellikle bulunmuş değil, ama bana öyle geldi ki, insanda en çekici bulduğu nokta buydu.
Não especificamente, mas fiquei com a impressão de que as achava a parte humana mais atraente.
Ne bileyim, bana öyle geldi belki de.
Longe, meu.
- Bana öyle geldi.
- Foi o que me pareceu.
- Bana öyle geldi de ondan. Değil mi? - Evet.
Foi demais, não foi?
Bunlar vardı... ama bana öyle geldi ki, dahası da vardı ve bunu hepimiz biliyorduk.
Claro que também se referia a isso, mas... parece-me, hoje, que havia algo mais que todos sabíamos.
Bana öyle geldi ki... bir sahte hikaye uydurulmaktaydı.
Tive a sensação duma história inventada de cima a baixo.
Bana öyle geldi.
Foi isso que eu vi.
- Kesinlikle bana öyle geldi.
- Era o que me parecia.
Adam oldukça tatlı. Böyle cefakâr ve esaslı gibi. En azından bana öyle geldi.
Era simpático, de uma maneira áspera e aventureira mas isso agradou-me.
Bi çeşit iksir. Bana öyle geldi.
Foi uma poção que me era destinada.
Bana öyle geldi, o zaman.
Então, devo ser eu.
Bana öyle geldi.
Senti como se o tivesse feito.
Bana öyle geldi ki tek istediği, onu evladın olarak kabul etmen.
A mim parece-me que ele só quer que o aceite.
- Bana da öyle geldi.
- A mim também me parece.
Bana da öyle geldi.
Foi isso que me pareceu.
- Bana da öyle geldi.
- Reparei nisso.
Bana hep öyle gibi geldi.
Sinto como se ela fosse.
- Bana da öyle geldi.
Assim me pareceu.
Öyle mi? Bana büyük bir pürüz gibi geldi ama!
Para mim foi um "grande" problema.
- E vitamini gibi geldi bana. - Öyle, Bay Rosen.
- Me parece vitamina E.
Hareketlenmeye mi başladın, yoksa bana mı öyle geldi?
Vamos lá a isto, está bem? É da minha imaginação, ou estás só a fazer o jeito?
Bana öyle geldi.
- Não me digas!
Bana öyle geliyor ki, birşeyleri düzeltmenin zamanı geldi.
Chegou a hora da verdade.
- Veda mı ettin, bana mı öyle geldi?
- Acho que acabou de se despedir.
Öyle mi? Pardon ama bana değişime uğramış gibi geldi, kanka.
Desculpa, mas tenho de me preocupar.
Sıra bana geldi, öyle değil mi?
É a minha vez, não é?
Bana öyle gibi geldi.
- Adoraria saber.
Önceden çıkma teklifi almıştım ve bu da bana öyle gibi geldi.
Já fui convidado a sair por raparigas, é igual.
Bana öyle gibi geldi.
A mim, pareceu-me.
Bana mı öyle geldi yoksa şimdiye kadar gördüğün en çirkin bebek miydi?
Será impressão minha, ou trata-se do bebé mais feio que já viste?
Bana mı öyle geldi yoksa kibarca kovulduk mu?
É impressão minha ou fomos corridos?
- Bana öyle geldi.
- Parece que sim.
Eminim, onlar çok harika insanlar, ve kesinlikle bana da öyle görünüyorlar ama... onlar ile bizlerin arasında ki farkı kabul etme zamanı geldi.
Estou certo que eles são pessoas maravilhosas, e eles certamente acham o mesmo de mim, mas... está na hora de você começar a aceitar o quanto você é diferente deles.
Bana da öyle geldi.
É o que me parece.
- Burası sıcak mı yoksa bana mı öyle geldi?
Está calor, ou será que sou eu?
Evet, bana da öyle geldi.
Também achei subtil.
Bana mı öyle geldi, yoksa biraz hayal kırıklığına mı uğradı?
É impressão minha, ou ele ficou um bocadinho desapontado?
Bana öyle geldi işte.
É como a queria Juan de Marcos.
Bana mı öyle geldi yoksa içerisi gerçekten soğudu mu?
É impressão minha, ou arrefeceu muito aqui?
O sırada o koltuk bana öyle büyük geldi ki,.. ... bu işi şimdiye kadar hiç kimsenin batıramadığı kadar batıracağımı düşündüm.
A cadeira parecia tão grande, que achava que podia me afundar nela até ninguém me ver.
- Bana da öyle geldi.
- Isso me ocorreu, sim.
Öyle mi? Bana sanki topluma uyum göstermeye cesareti olmayan yirmi sekiz yaşındaki bir uyuşturucu satıcısı... benden bir şey yapmamı istiyormuş gibi geldi.
Porque parece que me está a ser pedido que faça algo por um traficante de erva de 28 anos que não tem a coragem para progredir com o resto da sociedade.
- Bana öyle geldi.
De repente, é tudo por minha causa.
Bana mı öyle geldi, yoksa kan örneği alan adam çok mu hoştu?
É impressão minha ou o tipo que me tirou sangue é mesmo giro?
- Bugün bana ilginç bir telefon geldi. - Öyle mi?
- Tive um telefonema interessante hoje.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]