Belki ben tradutor Português
5,354 parallel translation
Ben de fotoğrafta olmadığım için belki ben de gitmeliyim.
Pois e eu... também não estou na foto, portanto... Se calhar era melhor sair.
Belki ben yardım edebilirim.
Talvez possa ajudar.
Belki ben resmimi göndermeliyim.
- Talvez devesse enviar a minha foto.
- Belki ben onu durdurabilirdim.
- Talvez pudesse tê-lo feito parar.
Belki ben de taktırmalıyım.
Se calhar eu devia meter implantes.
Evliliğinden dolayı bitmez de belki ben kendimi bitirmeye karar verdiğimden bitebilir.
Por causa do casamento, talvez não, mas sim porque eu decidi pôr-lhe um fim.
Şey bu durumda, belki ben yardımcı olabilirim.
Bem, quanto a isso, talvez eu possa ajudar.
Ama sen ve ben, belki de aynı şeyler üzerinde.
Mas tu e eu talvez tropecemos nas mesmas coisas.
Belki de bir aylık. Ne bileyim ben.
Ou talvez um mês, eu sei lá.
Peki, belki de ben koç Nolan'ın kulağına fısıIdarım ve ona bir hata yaptığını söylerim.
Talvez eu possa dar uma palavrinha ao treinador Nolan. Dizer-lhe que se enganou. - Podes fazer isso?
Belki bir 3 yıl kadar önce danışmana gitme fikri vardı. Ama ben gerçekten ne olduğunu bile hatırlamıyorum.
Talvez há 3 anos atrás, houvesse alguma sugestão de ir num conselheiro mas eu não lembro-me o que ser... tornou nisso.
Yani, aynı şeyi tekrar yaşarmıyım bilmiyorum. Ama belki de sadece ben... Boşta olduğum için miydi?
Quero dizer, eu não sei se isso voltará acontecer novamente mas acho que foi apenas talvez porquê estou disponível?
Belki de Paris ya da Apollo'da ben de söyleyebilirim.
Talvez possa tocar em Paris ou no Apollo.
Belki, ben de fazlasıyla körüm.
Bem, talvez eu também seja cego.
Ben de düşündüm ki belki bebeği aldırmadan önce bu konuyu tartışmak istersin.
Então pensei, antes de ter que fazer um aborto, tu gostasses de discutir isto.
Bak dostum, ben belki sadece bir kokteyl sallayıcı olabilirim tamam mı?
Olha, meu, posso ser apenas só fazedor de cocktéis drogado, certo?
Belki ben yanıldım, Nick.
Talvez eu esteja errada, Nick.
Belki de sadece ben özlüyorumdur cidden, bilemiyorum.
Talvez eu seja mesmo a única, não sei.
Biz böyle iyiyiz. Gail ve ben. Belki de kendi işime baksam iyi olacak.
Obrigado, mas a Gudrun e eu estamos bem... e preferimos o nosso próprio negócio.
O zaman belki şu "zavallı ben" ayaklarını kesersin.
Assim, deixas de te fazer de coitadinha?
Belki onlar ikramiye olmadan idare edebilir ama ben edemem.
Não sei como é que eles podem dispensar o prémio, mas eu não posso.
Ciddiyim, Ryan, Biliyorum seni harekete geçiren ben oldum, fakat, buna son vermemizin zamanı geldi belki de.
A sério, Ryan, eu sei que te autorizei, mas,... talvez esteja na hora de pararmos com isto.
Tamam, pekala, ben, uh, belki birlikte kahvaltı etmek ve evimi turlamak hoşuna gider diye düşündüm.
Okay, eu... pensei que gostaria de um pequeno almoço! e um passeio pela minha casa!
Belki sen ve ben.
Talvez os dois.
Belki sen ve ben birlikte dans bile edebiliriz.
Talvez até possamos dançar juntos.
Ben eski fikirliyim. Ben iyi kazanır, belki belirli bir yaşam düzeyine ulaşırsam o zaman çevremdekilerin düzeyini de yükselttiğime inanmak isterim.
Gosto de pensar que, se for bem sucedido, talvez atingir um certo estilo de vida, posso elevar o nível à minha volta.
Belki bu günlerde ben de bir trene atlarım.
Talvez um dia destes, eu mesmo vou estar a apanhar esse comboio.
Ben de düşünmeye başladım. Belki de son zamanlarda aranızda olan bitenler sayesinde belki de bildiğimden daha derin bir ilişkiniz vardır.
Então, comecei a pensar, que talvez com o que se passou entre vós recentemente, talvez tenha mais alguma coisa a ver com ele, do que eu saiba.
Belki senin kafayı sıyırdığını düşündüğüm kadar ben de kafayı sıyırmışımdır.
Talvez eu tenha ficado louca como o caralho, como eu acho que tu estás.
Ben nasıl doktorsam sen de bir balina avcısıydın belki de.
Podes ter sido um baleeiro, como eu sou um médico.
Belki de ben senin yerine de umursuyordum.
Talvez eu me tenha importado por si.
Ben de "belki" dedim.
Eu disse "talvez".
Ben de belki birkaç günlüğüne şehirden uzaklaşırız diye düşünüyordum.
Então, estive a pensar se não poderiamos sair da cidade por uns dias.
Belki Duff'tan esinlenilmiş olabilir ama ben farklı bir yönden bakmak istiyorum.
Pode ter sido inspirada pela Duff, mas eu... gosto de pensar que vai numa direcção diferente.
Belki genetiktir. Belki sırada ben varım.
Talvez seja hereditário e eu seja o próximo.
Bilmiyorum, belki öyleydi. Ben...
Não sei, talvez tivesse.
Sen ev sahibiyle uğraşırken Malcolm'ı ben alabilirim belki.
Talvez eu possa ir buscar o Malcolm enquanto te resolves com o senhorio.
Düşünüyordum da belki sen ve ben bir ara bir şeyler yiyebiliriz.
Estava a pensar que talvez pudéssemos partilhar uma refeição um dia destes.
Yani sarımsaklı ekmek istiyorsan belki de ben lazanya istemeliyim.
Se queres pão de alho, talvez seja melhor pedir lasanha?
Ben öldürmüşsem bile, iyi bir nedenim vardır belki.
Se eu o tiver feito, talvez tenha tido uma boa razão.
Belki de ben eşcinselimdir.
- Talvez seja gay.
Belki de ben sürmeliyim.
Talvez eu deva conduzir.
Sen belki öldürmeyi bıraktın ama ben bırakmadım.
Podes ter acabado com as mortes, mas eu não.
Ben de Mabel Belki ile yakınlaşırdım.
E eu acho que talvez tenha uma hipótese com a Mabel Talvez.
Hey dinle, annen diyor ki... belki bir ara sen ve ben... beraber bir yemeğe gitmeliymişiz.
Ei, ouve, a tua mãe acha que talvez tu e eu devêssemos jantar juntos um dia destes.
Belki de ben...
Talvez eu possa...
Belki bunu ben yapmalıyım.
Talvez eu deva fazer isto.
Belki de ben ona ulaşmıyorumdur.
Talvez não seja eu quem acede.
Sen, ben, patlamış mısır, biraz korku belki biraz kucaklaşma.
Tu, eu, um balde de pipocas, alguns sustos... e, talvez, alguns abraços.
Belki sen ve ben, birleşmeyi sağlamak için daha iyi bir yol bulabiliriz.
Talvez haja uma forma melhor para conseguirmos a integração, talvez ambos a possamos encontrar.
Belki o zamandan kalan bazı tıbbi dosyalar vardır... -... böylece ben...
Eu... talvez haja algum ficheiro médico daquela época, que eu pudesse...
belki ben yardımcı olabilirim 21
beni 794
benoit 19
benjamin 230
bender 52
benedict 20
benny 335
bennett 94
bentley 21
benes 21
beni 794
benoit 19
benjamin 230
bender 52
benedict 20
benny 335
bennett 94
bentley 21
benes 21
ben seni seviyorum 69
bennet 26
benson 89
benton 317
benito 18
ben öldüm 53
ben oldum 16
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
ben seni istiyorum 18
bennet 26
benson 89
benton 317
benito 18
ben öldüm 53
ben oldum 16
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
ben seni istiyorum 18
ben de seni seviyorum 508
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
bence 1190
bende seni seviyorum 38
beni bırakma 249
ben de seni özledim 83
benim için fark etmez 98
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
bence 1190
bende seni seviyorum 38
beni bırakma 249
ben de seni özledim 83
benim için fark etmez 98