English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Ben alırım

Ben alırım tradutor Português

3,349 parallel translation
Ben alırım.
Eu levo essa.
Ben alırım.
Eu vou buscar aquele.
- Ben alırım.
- Eu quero.
Ben alırım.
Não, Chef, deixe que eu levo.
Tamam, ben alırım. Aldım, aldım.
Eu dou-lhe, eu dou.
Althea'nın davası hakkındaki her şey burada. - Bunları ben alırım.
Tudo o que gastámos no caso da Althea até agora.
Ben alırım Kutsal Babamız.
Deixe-me, Santo Padre.
- Ben alırım, bana bırak, ısrar ediyorum.
- Eu levo-a, eu insisto.
İlk vardiyayı ben alırım.
Eu fico com o primeiro turno.
Bebeği ben alırım.
Eu levo o bebé.
- İçeri giriyoruz, ön tarafı ben alırım.
- Vamos entrar. Vou pela frente. - Sim.
Tamam, bunu ben alırım.
OK, os guardo.
Ben alırım.
- Açúcar. Eu vou buscá-lo.
Ben alırım anne.
Eu levo isso, mãe.
Gerek yok, ben alırım.
Não, não é preciso. Eu trato disso.
- İlk nöbeti ben alırım, siz de Gaijin, turist falan gibi davranın.
Eu fico com o primeiro turno. Vocês finjam ser turistas ou assim. Vamos embora.
Bütün sorumluluğu ben alırım.
Eu posso arcar com as consequências.
- Bu sefer ben alırım.
- Eu trago.
- Ben alırım.
Eu trato disso.
Ben alırım.
Eu vou buscá-la.
- Evet, ben sıcak bir tarçın donut alırım.
- Sim, quero um chá de limão.
- Ben değil... İçeri olmayacak olan onlar. Bana kalsa alırım ama yapacak bir şey yok.
Não tenho culpa, eles é que não vão deixar, se fosse eu deixava, mas não acho que deixem...
Ben zaten yedim, yani bir kahve ve ya başka bir şey alırım.
Eu já comi. Vou só tomar um café ou assim.
- Elbette, ben alıyorum. - Ve sanırım filmimi de buldum.
- E encontrei o meu próximo filme.
Hayır, ben tuhaflıktan zevk alırım çünkü değişik bir şey ve bazen delice.
Gosto do Estranho porque é muito interessante e... "Anormal".
Kalanını alırım ben.
Vocês não vão gostar. Vou ficar com o resto.
- Ben sağlam bir şeyler alırım.
A mim caia-me bem uma fresquinha.
Joanie, ben alırım.
Joanie, eu já vou buscar isso.
Ben sana alırım. Haydi gidelim.
Eu compro-te uns.
Ben Julia ile iletişime geçip, yeni sayfalar hakkında bilgi alırım.
Vou falar com a Julia sobre as novas páginas. Espera, Eileen.
O zaman, ben de alırım.
Então vou aceitar.
Kendi tacımı alırım. Ben böyle biriyim.
Tomarei a minha coroa, pois é assim que eu sou.
Sanırım birlikte gidebiliriz. Sana yiyecek bir şeyler alırız. Ben de parayı veririm, onlar da benim olduğunu sanır.
Costumava contar-me a história de Dick Whittington e do gato e de como vieram para Londres e ele ouviu os sinos...
Ben de "Dick Whittington'ın kitabından bir yaprak alırım." diye düşündüm.
- Dá para ver que estás de bebé. - Vê-se?
Ben kraldan emir alırım!
Recebo as minhas ordens do Rei.
Ben sadece payıma düşeni alırım.
Só recebi uma percentagem!
Takımımın sorumluluğunun sadece ben de olmasına alıştım sanırım.
Acho que me habituei a estar no comando da minha equipa.
Tamam. Ben Yul'u alırım.
- Eu agarro o Yul.
Her yıl, giderler için bir ödenek alırız ve çok dikkatle planlarız. Ama ben hepsini helyuma yatırdım.
Todos os anos recebemos uma quantia para despesas e é tudo cuidadosamente planeado exceto a parte onde eu gasto tudo em hélio.
Geçen sene yanlışlıkla aşırı doz alınca ben de yatmıştım orada.
Estava lá no ano passado, depois da minha overdose acidental.
Sen diplomanı alırsan ben de benimkini alırım.
Recebes o teu diploma, eu recebo o meu.
Bebekler için bir piyasa varsa ben de payıma düşeni alırım.
Se há mercados para bebés por aí, vou abrir a minha esquina.
Ben siyahlıyı alırım!
Eu apanho o de preto!
Tamam, ben gelip vatandaşlık belgemi alırım.
Tudo bem, vou buscar o certificado de naturalização.
O zaman bu akşam önce sen götür sonra ben 21 : 30 gibi gelir alırım?
Estava a pensar que podias levá-lo hoje e eu apanho-o amanhã, por volta das 9h30?
Ben bilgi satın alırım, insanları öldürmem.
Negoceio informação, não morte.
Ben arka tarafı alırım.
- Eu tomo conta das traseiras.
Ben gidip alırım patron.
Vou buscá-la, chefe.
- Ben de seve seve alırım.
- E eu de boa vontade a aceitaria.
Ben alırım.
Eu trato disto.
Bak, evime alırdım seni ama benim kızlar genç ve gürültücü... ve ben de yaşlı ve sağır.
Olhe, gostava de lhe oferecer um quarto em minha casa, mas as minhas filhas são novas e barulhentas... E eu sou velho e surdo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]