Ben getirdim tradutor Português
1,078 parallel translation
Onu bu sabah ben getirdim.
Ainda o trouxe esta manhã.
Onları ben getirdim.
Eu é que os trouxe.
Seni buraya ben getirdim.
Trouxe-o para cá. Trabalho consigo.
- Ben getirdim.
- Fui eu.
- Olabilir, biliyorum ama kütükleri ben getirdim.
Eu sei, mas eu é que trouxe a lenha para dentro.
Görünüşe göre sizi buraya ben getirdim
Bom, olhem trouxe-vos ate aqui.
O ikisini de ben getirdim sana zaten.
Eu levei as outras duas.
Şişeyi ben getirdim, kusura bakma. Bilmiyordum...
Desculpa ter trazido a garrafa.
Onu ben getirdim.
Está tudo bem, enfermeira. Fui eu quem o trouxe.
- Ben getirdim.
Trouxe-o eu.
Partiye ben getirdim.
Levei-a à festa.
- Ben getirdim, Vedek Winn.
- Eu, Vedek Winn.
Ben getirdim...
Trouxe um...
Dün akşamki gösteride evlilik yüzüğünü donuma düşürdü ben de onu geri getirdim.
Perdeu a aliança nas minhas calças, ontem á noite, e só vim entregar-lha.
Seni ben dünyaya getirdim.
Eu criei-te a ti. Tenho criado o Bill.
Hayır, ben yılan getirdim!
Não, trouxe uma cobra.
İşin aslı... burayı ben bu hale getirdim.
A verdade é que... eu próprio destruí a casa toda.
Onu ben getirdim.
Fui eu que o trouxe.
O benden ruhlar istedi, ben de seni getirdim.
Ele queria almas. E eu trouxe-te a ti.
Araba sınırları aşmıştı Onun bir klasik olduğunu söylerdi 10. sınıf, ben 16'yıdım ve Eve A dolu bir karne getirdim.
Eu não podia tocar no carro. Ele dizia, "É um clássico." No décimo ano, trouxe uma data de vintes para casa.
- Ben yanımda getirdim.
Eu trouxe um para ti.
Nereye gidelim? Sana Niki'nin gönderdiklerini getirdim, ama ben taşırım.
Trouxe-lhe o presente do Niki, mas eu levo-o.
Ben de onu buraya getirdim.
- Tinha de a trazer.
Ben de Lal'in beynini yanımda getirdim.
Por isso, eu trouxe o cérebro do Lal comigo.
Ben bu dünyaya yeni bir yaşam getirdim.
Eu trouxe uma nova forma de vida para este mundo.
Ben anlaşmanın şartlarını yerine getirdim.
Cumpri a minha parte do acordo!
Ben Abi, sana İzlanda'nın ağaçsız tundralarından selam getirdim.
Mano Ben, trago-te saudações da desarborizada tundra da Islândia.
Açıkçası ben kek falan yapmadım, böylece kekler yerine... piyango için bu küçük şeyi getirdim.
É óbvio que não gosto de fazer bolos então, venho oferecer isto para as rifas.
Halk Hizmetleri'ne, yani bana getirdiler. Ve ben de yıllar sonra onu buraya getirdim. Kim bilir ne acılar çektiniz.
Disseram-me nos Serviços Humanitários, e eu estou a trazê-lo, depois de todos estes anos, depois de, quem sabe quanta dor, depois do desnudo e da morte, trago-o de regresso a vossa casa.
Benimle olmaya niyetlenen her erkeğe uğursuzluk getirdim ben. Güzel.
Só trouxe problemas aos homens que se apaixonaram por mim.
Ben de onlari konferans odamiza aldim. Dinleme cihazi yerlestirdim ve klimayi son ayara getirdim içerisi Antarktika gibi oldu.
Então, preparei a sala de conferência com escutas e liguei o ar condicionado no máximo, para que assim se sentissem na Antártida.
Sen o lanet kitabı istedin, ben de getirdim.
Querias o livro e eu fui-te buscá-lo.
Ben kaskı getirdim.
Já tenho o capacete.
Vakit ilerleyince nahoş durumlar yaşanabiliyor, ben de Pachanga'yı getirdim. Takviye kuvveti olarak.
As coisas podiam dar para o torto, por isso, levei o Pachanga, como protecção extra.
Ben sevimli oğlunuzu eve getirdim sadece.
Só vim trazer o seu filhinho bonitinho até casa.
Ben de onu bir kaç tane getirdim, sadece o çullanmadı üzerime, değil mi?
Porque, já que eu acertei um bom soco isso já não quer dizer que eu tenha só apanhado.
- Çocuğu ben getirdim.
Eu atraí a criança até aqui.
- Sizi ben geri getirdim.
Fui eu quem as trouxe de volta.
Ben bilimadamı getirdim.
Eu trago cientistas.
Ben düşüncemi dile getirdim.
- Pela minha honra, digo o que penso.
Ben de kendi düşüncemi dile getirdim, Lordum.
- Pela minha fé, também eu. Pela minha honra e pela minha fé, digo o mesmo.
Yani ben, Joe - Joe'yi ya da Josette'i gözümün önüne getirdim.
Quero dizer e eu invento uma, Joe-Joe ou Josette.
Ben mal sahibinin vekiliyim, kira artış mektubunu getirdim.
Represento o proprietário. Ele manda aumentar a renda.
Sana harika haberler getirdim - ben döndüm.
Mas anima-te. Trago-te notícias maravilhosas.
Ben kendi filmimi getirdim.
Eu trago o meu próprio filme.
Ben de sana fotoğraf getirdim.
Arranjei-te uma fotografia da tatuagem no traseiro do Tom Arnold.
Ben Yüzbaşı Thaddeus Harris. Bu vakada kullanmak için Amerikan dinleme cihazları getirdim.
Capitão Thaddeus Harris e nesta mala tenho equipamento de escuta de alta tecnologia americana.
Ben Müdür Skinner müdürünüz, müdürün ofisinden size bir mesaj getirdim.
Fala o Director Skinner o vosso director, com uma mensagem do conselho directivo.
- İşte, ben, biraz çiçek getirdim.
- Toma, trouxe-te umas flores.
Ben... Sana bir şey getirdim... Yani bu bir hediye.
Eu trouxe-te uma coisa Bem, é um presente.
- Kurabiyemiz kalmamış. Ben de size kraker getirdim.
Bem, já não temos bolachas, por isso trouxe leite e bolachas de água e sal.
getirdim 98
ben geldim 457
ben gidiyorum 1233
ben gelirim 46
ben geliyorum 81
ben gelemem 35
ben gittim 40
ben gidemem 24
ben gitmek istiyorum 24
ben gördüm 101
ben geldim 457
ben gidiyorum 1233
ben gelirim 46
ben geliyorum 81
ben gelemem 35
ben gittim 40
ben gidemem 24
ben gitmek istiyorum 24
ben gördüm 101
ben gayet iyiyim 35
ben gidip 27
ben gelmiyorum 98
ben giderim 253
ben gideyim 114
ben gitmek istemiyorum 31
ben görmedim 51
ben gitmiyorum 138
ben gitsem iyi olacak 25
ben görüyorum 25
ben gidip 27
ben gelmiyorum 98
ben giderim 253
ben gideyim 114
ben gitmek istemiyorum 31
ben görmedim 51
ben gitmiyorum 138
ben gitsem iyi olacak 25
ben görüyorum 25