Ben ne olduğunu biliyorum tradutor Português
256 parallel translation
Ama ben ne olduğunu biliyorum.
Mas eu sei qual é a razão.
- Ben ne olduğunu biliyorum.
- Eu sei o que aconteceu.
Ben ne olduğunu biliyorum.
Eu sei o que te deu.
Ama sanırım ben ne olduğunu biliyorum.
Mas eu tenho algumas idéias.
Ben ne olduğunu biliyorum.
Eu sei o que é.
- Fıstık. - Ben ne olduğunu biliyorum.
Que tens no bolso?
Ben ne olduğunu biliyorum.
Porque não vou, está bem? Sô os falhados é que vão a coisas dessas.
Ben ne olduğunu biliyorum.
- Eu sei o quê.
Zayıf bir noktası var ve ben ne olduğunu biliyorum.
Ele tem uma fraqueza, e eu sei qual ela é.
- Ben aşkın ne olduğunu biliyorum.
Eu sei o que é o amor.
Ben onsuz ne kadar yalnız olduğunu biliyorum.
- Sente a solidão sem ela?
Ben ne olduğunu biliyorum.
- Eu sei o que é.
Biliyorum. Ben sadece - ben - yapılması gereken doğru şeyin ne olduğunu bilmiyorum.
Não sei qual é a melhor coisa a fazer.
Ben de senin kadar biliyorum unutmanın ne olduğunu.
Como tu, eu sei o que é o esquecimento.
Ne kadar harika olduğunu biliyorum çünkü inşaatını ben idare ettim.
Eu sei que é esplêndido, supervisionei a sua construção.
- Sen istedigini de. - Ben ne oldugunu biliyorum.
Diz o que quiseres, mas eu sei o que era.
- Ben ne olduğunu biliyorum!
- Sei o que sou.
Bir tek ben senin ne kadar çürümüş olduğunu biliyorum.
Todos menos eu, porque sei o quão podre tu és.
- Ne olduğunu ben biliyorum.
- Sei o que aconteceu! - Está na transcrição!
- Ne olduğunu ben biliyorum.
- Sei o que aconteceu!
Bazı insanların sıkıldığını biliyorum ama ben sıkıntının ne demek olduğunu bilmem!
Já ouvi as pessoas a falarem nisso, mas não sei o que é.
Birisi bir şeylere burnumu sokmamı istemiyor. Ben de bu şeyin ne olduğunu biliyorum.
Alguém não quer que eu ande a meter o nariz em alguma coisa... e acontece que sei que coisa é.
Ben Emir 4'ün ne olduğunu biliyorum.
Eu sei o que é a Directiva Quatro.
Ama sadece ben neyin ne olduğunu biliyorum.
Mas eu é que sei do que falo.
Sözün ne olduğunu biliyorum. Ve ben söz vermedim!
Eu sei o que é uma promessa e não fiz nenhuma.
Hans, bu bok kafa senin ne tür bir adam olduğunu bilmiyor, ama ben biliyorum. Güzel.
Hans, este merdas não sabe que tipo de homem tu és... mas eu sei.
Ben neyin ne olduğunu biliyorum.
E ainda sei o que sei.
Çünkü ben, senin ne oldugunu biliyorum.
Eu sei o que és por dentro.
Ben bunun ne kadar zor olduğunu biliyorum.
Eu sei como é difícil para ti, mas tu consegues.
Ama, ben seni tanıyorum, kim ve gerçekten ne olduğunu biliyorum.
Sei quem tu és e o que tu és.
Bana sorunumu söyleme, çünkü ne olduğunu ben biliyorum.
Não dizer qual é o meu problema. Eu sei qual é...
Ben kaderimin ne olduğunu biliyorum.
Eu sei qual é o meu destino.
Ama ben zaten ne olduğunu biliyorum.
Mas já sei o que é.
Ne olduğunu ben biliyorum. Buldum, eminim.
Já sei o que é.
Her zamanki haliniz olduğunu söyledi ama ben seni tanıyorum ve ne kadar üzüldüğünü biliyorum.
Ele insistiu que era esse o teu estado natural, mas eu, que te conheço melhor, imaginava como te sentias.
Ben hariç herkes inanıyor. Ama ben senin ne denli kokuşmuş olduğunu biliyorum.
Todos menos eu, porque eu sei como é podre.
Ne olduğunu biliyorum- - ben bir erkeğim ve kız meselelerini anlamayacak kadar kalın kafalıyım.
Já percebi o que querem dizer. Eu homem, eu burro para perceber.
Genç adam, ben de senin gibi öfke, acı ve acizliğin ne olduğunu biliyorum.
Jovem, tal como tu sei sentir o ódio... o sofrimento e a impotência.
Saygısızlık etmek istemem, Kaptan, ama ben onun manevi babasıyım. Onun için en iyisinin ne olduğunu biliyorum.
Com todo respeito Capitã, sou seu padrinho.
Ama ben onun ne olduğunu biliyorum.
Mas eu sei o que ele é.
Ben çamurun ne olduğunu biliyorum!
Eu sei sobre lama!
Ben ne tür biri olduğunu biliyorum Doktor Künstler. Ve size söz veriyorum. Bu ona pahalıya patlayacak
Sei exactamente o tipo, Dra. Kunstler, e prometo-lhe que ele irá pagar caro por isto...
- Evet, bunun ne demek olduğunu biliyorum. Fakat bilirsin, Ben..
Sei que pode parecer isso mas é como deixar de fumar.
Çünkü ben aşkın ne olduğunu biliyorum,
Porque eu sei o que é amor.
Babam senin ne olduğunu bilmiyor olabilir ama ben biliyorum.
Ao contrário do meu pai, sei o que vocês são.
Ben... Bilmiyorum... Biliyorum... ondan sonra ne olduğunu
Eu não sei... o que houve depois disso.
Ben sorunun ne olduğunu biliyorum.
Sei exatamente o que se passa comigo.
Ben, bu sesin ne olduğunu biliyorum
Conheço aquele som.
- Daha önce hiç görmedim. Ben de hiç bris'e gitmedim ama ne olduğunu biliyorum.
Nunca assisti a uma circuncisão, mas sei o que é.
Bak, kim olduğunu bilmiyorum ve başka ne hakkında yalan söylediğini de,... Fakat birşeyi biliyorum... Mobile'de bir Lear Jet var, ve ben onunla gidiyor olacağım.
Olha, não sei quem és nem que mentiras andaste a dizer... mas sei uma coisa... há um avião á minha espera, e eu vou apanhá-lo.
Ben acının ne demek olduğunu biliyorum. Kesinlikle acı yüzünden bağırmıyordu, inan bana.
Eu já ouvi sofrer, e acredite, ela não estava a sofrer.
ben ne yapabilirim ki 27
ben new york 51
ben neredeyim 43
ben ne 49
ben ne bileyim 29
ben ne yapabilirim 58
ben ne olacağım 76
ben ne yapayım 50
ben neysem oyum 16
ben ne dedim 35
ben new york 51
ben neredeyim 43
ben ne 49
ben ne bileyim 29
ben ne yapabilirim 58
ben ne olacağım 76
ben ne yapayım 50
ben neysem oyum 16
ben ne dedim 35