Bilmelisin tradutor Português
1,871 parallel translation
Ve içine bile boşalmadığını bilmelisin
E se tens de saber, ele nem se veio dentro dela.
Aradaki farkı hiç olmazsa sen bilmelisin.
Você, ácerca das pessoas, deve saber a diferença.
Bak, şunu bilmelisin David :
Devia... Devia saber, David, que esta noite.
Bilmelisin ki, verdiği mesajı konuşmama dahil edeceğim.
Deve saber que estou a pensar pôr essa mensagem na minha campanha.
Dönmenin bir yolu var... sadece ne zaman o yola koyulacağını bilmelisin.
Há um caminho de volta... só tens de saber quando deves tomá-lo.
Sadece nasıl kontrol edileceğini bilmelisin.
Basta saberes como lidar com ele.
Sadece nereye bakacağını bilmelisin, ki ben bunu biliyorum.
Apenas tem que saber procurar, e eu sei.
Ancak şunu bilmelisin ki Ejder Kemiği ulusumuzun kaynağıdır.
Se perdemos a espinha. Não haverá paz nas Planícies Centrais.
Kadınlar hakkındaki böyle şeyleri bilmelisin.
Pare de implicar comigo.
Sanırım adımın Rosalinda Marie Montoya Fiore olduğunu ve - Asil bir prenses olduğumu bilmelisin.
Tens de saber que o meu nome é Rosalinda Marie Montoya Fiore e que sou uma princesa.
Ama sana söylüyorum. Lanet olası numaranı anladım. O pisliği senin yaptığını bildiğimi bilmelisin.
Mas tenho o teu número, por isso, fica sabendo que sei que foste tu!
Ama hayallerinin peşine düşmenin utanılacak yanı olmadığını bilmelisin.
Mas acho que deverias saber que não é vergonha irmos atrás dos nossos sonhos.
Sadece lafını dinletmeyi bilmelisin
- Ele é selvagem? - Só precisas de saber domá-lo.
Bilmelisin ki, o buralarda bir efsanedir.
Tem de saber que ele aqui é uma lenda.
O anların değerini bilmelisin.
Tens de encarar esses momentos como algo especial.
Bunu bilmelisin.
Devias saber isso.
Ama sen de bilmelisin ki, sanırım birbirimize aşığız.
Também devias saber, que estamos apaixonados.
Evet ama o zamana kadar gebeyken yapman ve yapmaman gereken şeyleri bilmelisin.
Sim, mas até lá devias saber tudo o que há a saber sobre grávidas.
Oraya girdiğinde, ne aradığını tam olarak bilmelisin.
Tens de saber exactamente o que queres descobrir ao entrares ali.
"Buna her baktığında seni düşünüp, sevdiğimi bilmelisin" demiştim.
E disse-lhe que quando olhasse para ele deveria saber que naquele exacto momento, Eu estaria a pensar nela e a amá-la.
Ama şunu bilmelisin, profesyonel tartışmalar böyle durumlarda hesaba katılmaz.
Mas sabe que as discussões profissionais não contam numa situação como esta.
Olanları bilmelisin.
Tu tens de sabê-lo.
Sesini kestiğinde neler olacağını bilmelisin.
Você deve saber quando calar a boca.
"Bazen bilmelisin... ne zaman çeneni kapalı tutman gerektiğini."
"Às vezes você deve saber... quando manter a boca fechada."
Nerede olduğunu bilmelisin ki olayı tekrar tekrar yaşayabilesin.
Precisa de saber ao certo onde está o corpo para voltar atrás e reviver o momento vezes sem conta.
Ama bilmelisin, ilk 10 atlayış her zaman bir eğitmen eşliğinde yaptırılır.
Mas para que saiba, os primeiros 10 saltos são sempre acompanhados.
Bu yalnızca, Bilmelisin, Melinda'nın kocası... arkadaşlarımdan biriydi.
É só porque, tens de saber, que o marido da Melinda era meu amigo.
- Cesur olup ne zaman blöf yapacağını bilmelisin.
O quê? É que precisas de te impor, ser duro, saber quando fazer bluff.
Kim, lütfen, senden bana güvenmeni bekleyemem, fakat seni hiç bir zaman incitmeyeceğimi bilmelisin.
Kim, por favor. Não esperava que confiasses em mim, mas tens de saber que magoar-te de qualquer maneira era a última coisa no mundo que queria fazer.
Bu suçlamayla ilgili değil, ama o gün neyin yanlış gittiğini bilmelisin.
Não tem a ver com culpa. - Tens de saber o que correu mal.
Andrew, Andrew, bak şunu bilmelisin ki, vajinalarda bekâret şeyi vardır, tamam mı?
Andrew, tens de aprender essa treta de virgens e sexo pela rata.
Ve şunu da bilmelisin ki, benim sağlık bilgilerimin kampanyada olumlu etkisi olacak.
E deveria saber que meu registro médico será público na campanha.
Memnuniyetle. Ama, bunun, senin için yapacağım son tamirat olduğunu bilmelisin. Ben emekli oluyorum.
Mas só para que saiba, vai ser a última coisa que lhe vou arranjar.
Ama insanlar seni işte bu yüzden soğuk buluyor, bunu bilmelisin. Çünkü boş verip, eğlencene bakmıyorsun.
Mas devias saber que é por isso que as pessoas te acham tão rígida, porque nunca sabes desprender-te e divertir-te.
Ama oldukça zor zamanlar yaşamış olduğunu bilmelisin. Ve senin anlayamayacağın şeyler var.
Mas devia perceber que ele teve uma vida muito difícil, e que há coisas acerca dele que você não entende.
Onun yaptığı her şeyi savunmuyorum, Travers. Ama seni, tahmin ettiğinden çok daha fazla sevdiğini bilmelisin.
Não estou a defender tudo o que ela fez, Travers, mas tens de saber, ela amava-te, mais do que possas imaginar.
Ama ben böyle biri değilim, üzgün olduğumu bilmelisin, bu tekrar olmayacak.
E eu não sou assim, por isso quero que saibas que lamento, e que não vai voltar a acontecer.
O yüzden, Edie'nin ölümünün, korkunç bir trajedi olduğunu bilmelisin.
E quero que percebas que a morte da Edie foi uma grande tragédia.
Giderek büyüdüğünü bilmelisin.
Bem, para que conste, subiste na minha consideração.
.. Tanrım, benim de seni çok sevdiğimi bilmelisin.
Quero que saibas que também te amo.
O zaman, benim gözümdeki değerini bilmelisin.
Então deves saber como és importante para mim.
Ama yine de şunu bilmelisin konuşmalar iyidir.
E achei que devias saber que o falatório é bom.
-... şunu bilmelisin ki- -
- então acho que devias saber que eu...
Fakat şunu bilmelisin, ödeme öyle hemen olmayacak.
Posso contratar-te em breve, mas tens de ver que não irias ganhar dinheiro rapidamente.
Fakat bilmelisin ki bu durum Chase'le olan ilişkini mahveder.
Mas fica sabendo que ia destruir a tua relação com o Chase.
Şunu bilmelisin ki bu protokollerin bir amacı var.
Há uma razão para haver o protocolo.
Bilmelisin ki, Julian'ın yönetmen konusunda kesin bir görüşü vardı,... tıpkı diğer her şeyde olduğu gibi,... o ve ben tamamen farklı düşünürüz.
Deve saber, o Julian uma opinião muito definida sobre o realizador, e, como em tudo o resto, temos ideias diferentes.
Bak buraya, nasıl yapıldığını bilmelisin
Não desvies o olhar. Precisas de saber fazer isto.
Rogue... mümkünse... kesinlikle şunu bilmelisin ki ama eğer mümkünse... sana bir özür borçluyum.
Vampira, é possível, e não o digo com certeza... mas é possível que te deva uma desculpa.
Senden her zaman nefret edeceğimi bilmelisin.
Sabes que sempre te odiarei.
Ne zaman susman gerektiğini bilmelisin.
Eu já disse isso desde que te conheci, tem que saber quando calar a boca.
bilmelisin ki 23
bilmem 2708
bilmem ki 316
bilmek istiyorum 265
bilmez miyim 74
bilmem anlatabildim mi 75
bilmeni isterim ki 45
bilmem gerek 39
bilmeni istiyorum 26
bilmezsin 18
bilmem 2708
bilmem ki 316
bilmek istiyorum 265
bilmez miyim 74
bilmem anlatabildim mi 75
bilmeni isterim ki 45
bilmem gerek 39
bilmeni istiyorum 26
bilmezsin 18