Bilmeni isterim ki tradutor Português
866 parallel translation
Bilmeni isterim ki, gitmemi sağlamakta haklıydın.
Quero que saibas que fizeste bem ao obrigar-me a partir.
Ama bilmeni isterim ki asla ihanet etmem, sana veya takipçilerine. Hiçkimseye yani.
Deve saber que nunca o trairia, como a nenhum seguidor de... de qualquer.
Bilmeni isterim ki onunla tanışmak fikrimi bir nebze bile değiştirmedi.
Quero que saiba que conhecê-lo não me fez mudar de opinião.
Şunu bilmeni isterim ki...
Eu quero...
Şimdi, şunu bilmeni isterim ki, benim hakkımda ne düşünürsen düşün,... Ben katil değilim.
Só quero que saibas, que não é importante o que pensas de mim, mas não sou um assassino.
Bu galakside gezmediğim yer kalmadı, ama bilmeni isterim ki sen gördüğüm en anlayışlı kişisin.
Já andei por todo o lado nesta galáxia, mas quero que saibas que és a alma mais compreensiva que já conheci.
Martin, bilmeni isterim ki...
Martin, quero que saibas...
Şunu bilmeni isterim ki... evimi kendi evin gibi kabul edebilirsin.
Quero que saiba que minha casa é sua casa.
Dinle. bilmeni isterim ki, bu yatakta yatmamın sebebi, senin küçük kardeşin Billy'dir. Oh.
Escute... para sua informação, quero que saiba... que dormi nesta cama, e sózinha... devido ao seu irmão mais novo Billy.
sunu bilmeni isterim ki, ne olursa olsun ben sana her zaman minnettar kalacagim.
Só quero que saibas que, aconteça o que acontecer, estou-te muito grata. Não, não. E eu a ti.
Eğer şu an ölüyorsam, şunu bilmeni isterim ki Levius... Lucila'yı derhal öldürmeleri için emir vermiştim.
Se eu morrer, Lívio, fique sabendo... que dei ordens para matar Lucila!
Beni tutmadan önce bilmeni isterim ki karın tokluğuna çalışmam.
Devo informá-lo antes de me contratar, que o preço é alto!
- Tatlım, bilmeni isterim ki bana her zaman güvenebilirsin.
Quero que saibas que podes sempre contar comigo.
Ama bilmeni isterim ki uzun zamandır uçuyorum ve bundan daha iyi kıyafetlerim oldu.
Quero que saiba que voei muito tempo... e não para linhas más como esta.
Sadece bilmeni isterim ki, bizim öldürme ile alakamız yok.
Quero que saiba que não tivemos nada a ver com estas mortes.
Bilmeni isterim ki bu olanlardan ötürü seni suçlamıyorum senin için böyle olmamalıydı..
Só quero dizer que não te censuro. Embora não valha de muito...
Bilmeni isterim ki, bundan biraz tedirgin oldum.
Tenho de lhe dizer que estou um pouco apreensivo com isto.
Şunu iyi bilmeni isterim ki :
Lamento o que aconteceu.
Ve bilmeni isterim ki, bir şeylerin peşinde değilim.
E para que saibas que não estou à procura de nada agora.
Doğum gününde seninle tartışmak istemiyorum fakat bilmeni isterim ki ;
Não quero discutir com você no dia de seu aniversário...
Ayrıca bilmeni isterim ki yarın New York şehri de size arka çıkacak.
Quero que saiba... que amanhã a cidade de Nova Iorque apoiá-lo-á.
Eger kurtulamazsam bilmeni isterim ki verdigimiz mücadele için horoz gibi gururluyum.
Se eu näo me safar desta quero que saiba que fiquei orgulhoso como um galo por ter cavalgado consigo.
Şunu bilmeni isterim ki...
Só quero que saibas...
Yardımı olacaksa, bilmeni isterim ki, eğer başaramazsak, kimse sağ kalmayacak.
Se isso te conforta, deixa-me dizer-te... que se falharmos, ninguém sobreviverá.
Evet. Bilmeni isterim ki- -
Pois, quero que saiba...
Bilmeni isterim ki, bu yüzden... diğerleriyle ilişkini kesmene gerek yok.
Quero que saibas que por causa disto... não tens de deixar de te dar com outras pessoas.
Şunu bilmeni isterim ki korktuğumdan veya başka birşey yüzünden değil.
Quero que saiba que não é por medo ou assim...
Bilmeni isterim ki sana hep destek olacağım.
Quero que saibas que poderás contar sempre comigo.
Bilmeni isterim ki, soygun falan olmadı.
Para sua informação não houve nenhum roubo.
Bilmeni isterim ki, soygun falan olmadı.
Para sua informação, não houve roubo algum.
Bilmeni isterim ki, Rio de Janeiro'ya uçtum.
Quero que saibas que fui ao Rio de Janeiro.
Michael, bilmeni isterim ki bu son derece akıllı bir Elektronik Algılama Modülü plastik patlayıcıları algılamak için tasarlandı sadece bir "bomba koklayıcı" değil.
- Michael, deixa-me dizer-te que isto é um aparelho electrónico de detecção altamente sofisticado, especialmente concebido para explosivos de plástico, não é um detector de bombas!
Michael, bu maskaralık daha da ileriye gitmeden bilmeni isterim ki onun üzerinde, ne kırık bir kemik ne bir sıyrık, ne de psikolojik travma belirtisine rastladım.
Antes que este joguinho se prolongue ainda mais, devo dizer-te que não encontro quaisquer fracturas, escoriações ou outras lesões físicas.
Oh, Quatermain, eğer bu oysa, demek istediğim, eğer bu sonsa Quatermain, bilmeni isterim ki...
Quatermain, se é isto... Se este é o fim... Quatermain, só quero que saibas que...
Bilmeni isterim ki senin katılımınla ekibin başarı şansı çok daha yüksek olacaktır.
Graças à sua participação esta missão tem boas possibilidades de êxito.
Ama bilmeni isterim ki, çocuğu bulmak için elimden geleni yapacağım.
Mas darei tudo para encontrar o Menino.
Şunu bilmeni isterim ki...
Quero que saibas que eu...
Dün gece bazı laflar edildi, bunu konuştuk ve bilmeni isterim ki, bunu bilerek yapmadığını düşünüyoruz.
Desta vez, não, porque, desta vez, eu não fiz nada. E quero ouvir-te dizê-la. O quê, Al?
Al, bilmeni isterim ki burada yaptığını takdir ediyorum.
Não faz sentido culpar-me.
Elbette görmeyeceğim ama şunu bilmeni isterim ki bundan sonra yatacağım güzel kadını sana adayacağım.
Claro que vou, Peg. - Vou para a cama. - Óptimo.
Bilmeni isterim ki, seni dinledim.
Ontem. Mas a Marcy disse para não ligar mais. Ela diz que o toque do telefone o faz ladrar.
Sadece bilmeni isterim ki ben herkesle düşüp kalkan birisi değilim.
Quero que saibas que não me deito por aí...
Bilmeni isterim ki bu şey sana olan duygularımı hiç değiştirmedi.
Só quero que saibas que isto não alterou os meus sentimentos.
Ve Al, bilmeni isterim ki, çocuklarla da konuştum, durum ne kadar kötüye giderse gitsin, başlıklarımızı evde takmayacağız.
E quero que saibas que, por muito que as coisas piorem, e acho que falo também pelos nossos filhos, não usaremos os sacos dentro de casa. Certo, meninos?
Bilmeni isterim ki arabanı ödünç vermesen bile sana hiç gücenmedim.
E quero que saibas que mesmo que não emprestes o carro, não estou magoado.
- Bilmeni isterim ki Cliff eğitimi sensiz tamamlayamazdım.
Só te quero dizer, Cliff, que não conseguiria sem ti.
Bilmeni isterim ki barbar adamlardan çok hoşlanırım.
Eu quero que tu saibas... Eu adoro homens barbaros.
İkimizden biri kurtulamazsa, bilmeni isterim ki çalıştığım en iyi polissin.
Se um de nós não se safar, quero que saiba que... ... foste o meu melhor parceiro.
Bundy, bilmeni isterim ki 20 yıllık hizmetten sonra emekli oldum- -
Bundy, quero dizer-lhe que me vou reformar após 20 anos de serviço fiel.
- Şey, ilk olarak, bilmeni isterim ki seni sevdim.
- Bem... Primeiro, quero que saiba que gosto da sua cara.
Evet, biraz gergindim, fakat tam iki gözünün arasından vurdum, ve bilmeni isterim ki o gözler arasında fazla mesafe yok.
Luke, não precisavas de trazer um presente.