Bir yıl mı tradutor Português
5,006 parallel translation
Şu andan itibaren altı ay mı, bir yıl mı?
Daqui a 6 meses? Um ano?
Evet hayatımın son bir buçuk yılı gibi.
Sim, tal como o último ano e meio da minha vida.
Görüyorsun, hayatımın ilk 40 yılında,... Paul adında bir erkektim ben.
Sabes, nos primeiros 40 anos da minha vida, eu era um homem chamado Paul.
Onu havaya uçurmak çok eğlenceli olurdu, sonra bir Yıldırım Atar ile bize vahşi savaşçı nasıl olur gösterirdin.
Fazê-lo explodir ia deixar-me emocionado, e então podias usar o teu Skrill. E mostrar-nos como ser... Um bom Berserker.
Sosyal yardım üyesi çalışanlarınızdan birisi, Onu bir yıl kadar önceki bir organizasyondan Tanımış.
Um membro da seu staff conheceu-o num evento que a sua ONG organizou há um ano.
Cevaplarım bir yıl öncekilerle aynısı.
Todas as minhas respostas são as mesmas que dei há um ano atrás.
Harika bir futbol takımı var, art arda iki yıl eyâlet şampiyonluğu, bastır Bulldogs.
Óptima equipa de futebol, campeão estadual dois anos seguidos. Vão, "Bulldogs".
Seninle birlikte ve getirmeyi umduğum diğer zenci oyuncularla gelecek yıl dünya şampiyonasını kazanabilecek bir takım kurabilirim.
Contigo e com os outros jogadores negros que espero trazer no ano que vem, posso formar uma equipa capaz de ganhar a World Series.
Boğa Takımyıldızına 400 ışık yılı uzaklığında ücra, M-Sınıfı bir gezegen.
Um remoto planeta M-classe localizado a 400 anos-luz além da nuvem molecular de Taurus.
Ama ne haber dostum, bir yıl oldu ve bak bakalım kim burada?
Bem, palerma, já passou um ano... e veja quem ainda cá está?
Ama şimdi yaptığım her şey... beş bin yıl önce, pisliğin teki tarafından heyecan uğruna... şekil verilmiş antik bir totem yüzünden tehdit ediliyor.
Agora, tudo o que fiz está a ser ameaçado por causa de um totem antigo forjado por diversão por algum cretino há 5.000 anos?
Onlara kaçakçıları yakalamada yardım edersen, cezanı 10 yıldan 2 yıla indirecekler. Bir yılı da askıya alınacak.
Ajuda-os a prender os traficantes, e eles reduzirão a tua sentença de dez para dois anos, um ano suspenso.
Bir iki yıl önce, şoförlerimden ikisini bir şeyler naklederken yakaladım.
Há alguns anos, apanhei dois motoristas que estavam a transportar umas coisas.
Karşılığında Nevada'da hiç duymadığım bir cehennemin dibinde 3 yıl geçirdim.
E por isso, cumpri três anos num buraco no Nevada.
Ben asfaltta bir yerlerde bayılıp kalmış olmalıyım.
Eu devo ter desmaiado algures no meio da estrada.
İngilizce dersine yazıldım, bir yıl sonra bölge üniversitesine gidip ön lisans diplomamı aldım, şimdi de Teksas State'te lisans eğitimi görüyorum.
Um ano depois, fui para a universidade local e consegui terminar o curso. Agora, estou a tirar o bacharelato na Texas State.
20 yıl önce bir şey yaptım. Bunlar için.
Há 20 anos fiz algo para estes...
Yaklaşık bir yıl kadar, kendimi ulusal refahımızın merkezini vuran, bu soruna artan ilgiye adadım.
Há quase um ano, eu venho a Dedicar a maior atenção. - a um problema que atinge o cerne de nosso bem-estar :
Bakın, bunca yıl boyunca bir sürü insanı kızdırdığımı biliyorum.
Olha, eu sei que eu chateei um monte de gente ao longo dos anos.
Sanırım her geçen günle babanı zayıf ve güçsüz bir hasta olarak daha az onca yıl evli kaldığım güçlü ve hayat dolu adam olarak daha çok hatırlıyorum.
Acho que, a cada dia que passa, me lembro menos do teu pai como um doente fraco e mais como aquele homem forte e vibrante com quem casei há tantos anos.
Yani, ben aslında evvelsi gün bir oyundaydım. Ve ben... Repliklerimi söylüyordum ama replikler on yıl önce oynadığım çok farklı bir oyuna aitti.
Eu estaria numa peça, ainda no outro dia, e eu... iria recitar falas de uma peça que fiz à dez anos atrás, e que era uma peça totalmente diferente.
Aslında ikinci yılın ilkbahar sonlarına doğru orada bir geziye çıkmıştım.
Por acaso, andei por lá durante as férias do 2º ano da faculdade.
Aslında orada oturup zihnimde 10 yıl ileriye alıp lisemizin yeniden buluşma partisini düşünüyordum. Justin şişman, kel, spor malzemeleri satan mağazasında yönetici asistanı olarak çalışıyor ve ben ise Los Angeles'da ya da New York'ta yaşayan ünlü bir aktörüm ve çok hoş bir erkek arkadaşım var.
E, na verdade, sentava-me, avançava 10 anos no futuro e pensava no encontro de alunos do liceu e via o Justin como um tipo gordo e careca, como gerente-adjunto de uma loja de desporto,
Şansımız varsa, burada bir yıl geçiririz.
Com sorte, passamos aqui um ano.
Sizinle bu buluşmayı yapmak bile bir yılımızı aldı. Bir buçuk saat geciktiniz.
Demorámos um ano a ter está reunião e aparece com 1h30 de atraso.
Şansın yaver gidip bizi yakalayana kadar bir yıl boyunca prensesi güvende tutup sakladım.
Sabe, eu mantive a princesa segura e escondida durante um ano inteiro antes de você ter sorte.
Karımla geçen yıl küçük bir sorun yaşadık. Ne yaptım biliyor musun?
O ano passado tive uns problemas com a minha mulher.
Oyun için bir yıl yardım etmişti bana.
Ele está ajudar-me com a peça à um ano.
Bir milyon yıl düşünsem burada olacağım aklıma gelmezdi.
Nunca na vida pensei estar aqui.
Bunca yılı o şeytani şeyi öldürmek için daha iyi bir yol bulmaya harcadım.
Passei todos estes anos a tentar encontrar uma pista para destruir essa coisa diabólica.
Sanırım 3-4 yıl kadar önceydi, bir eve gittiğimi hatırlıyorum.
Lembro-me de uma casa onde fui há uns 3 ou 4 anos atrás.
Ben bir buçuk yıl nişanlıyım ama..
Eu fiquei noiva por um ano e meio.
Ne güzel ki sadece bir kaç yıl içinde bu işte bize yardım edecek üçüncü birisi olacak.
O melhor é que, daqui a uns anos, teremos mais uma pessoa para nos ajudar.
Şehir merkezine gidip de hayatımın en güzel yirmi yılını günün on saatini sıkıcı ve hayalgücünden yoksun ve muhtemelen egoist zihniyetli bir işte çalışarak geçirmeyeceğim Hayır teşekkür ederim
Bem, com certeza que não vou deslocar-me até à baixa e trabalhar dez horas por dia durante os melhores 20 anos da minha vida a fazer um trabalho aborrecido e sem imaginação, certamente um trabalho não altruísta, não obrigado.
Conrad, bir meslektaşımın bir kaç yıl önce yapmış olduğu ilgi çekici bir çalışması vardı.
Conrad, há um caso estudado interessante que um colega meu fez à uns anos.
40 yıl telekomünikasyon, beş para etmez bir evlilik, bazen hayranı olduğum kontrolcü bir evlat, bir iki arkadaş, işte benim 80 yılım.
40 anos em telecomunicações, uma porcaria de casamento, uma filha pé no saco, que eu encontrava de vez em quando, um ou dois amigos, Estes são os meus 80 anos.
Şimdi, bu yılın galibi, hakikaten mükemmel bir kulüp üyesi olmak... sadakât, dayanıklılık, direnç, her zaman takımı, kendinin önünde görmek gibi özellikleri temsil ediyor.
O vencedor deste ano exemplifica as qualidades de um verdadeiramente grande Jogador... lealdade, resistência, resiliência, pondo sempre a equipa acima dele.
O yüzden, bilirsin, her yıl doğum günümde bana alacağını düşündüğüm bir kart seçer ondan gibi yazarım.
E agora, todos os anos, antes do meu aniversário, escolho um cartão que penso que ele daria-me, E eu assino por ele.
Sizce bundan 30 yıl sonra bir sanat eseri için ölen bu adamları birileri hatırlayacak mı?
daqui a 30 anos, acha que alguém se lembrará que esses homens morreram por uma peça de arte?
Umarım 26. yıl için göğüslerimle yapacağım şeylerin uzun bir listesine dayanacak gücün vardır Bay Anderson.
Espero que não sejas impotente perante a longa lista de coisas que vou fazer nos nossos 26 anos, Sr. Anderson.
Bir milyon ışık yılı uzaktan gelmiş ve buraya mı gelmek istiyor?
Ele veio de um milhão de anos-luz de distância e quis vir aqui?
Işık yılı uzakta bir arkadaşımızın olması bize şunu öğretti mesafeler kafandadır.
Ter um amigo a anos-luz de distância ensinou-nos que a distância é apenas um estado de alma.
Tahta gibi dümdüz, yüzünün yarısını Meksika haritası şeklinde kocaman bir doğum lekesi kaplıyor. Mendl akıllılık edip kızın üzerine iri kıyım bir goril gibi çökerken o cehennem gibi mutfakta saatlerce ter döküyor.
Lisa que nem uma tábua, uma marca de nascença enorme da forma do México a cobrir-lhe metade da cara, sua durante horas a fio naquela cozinha sufocante, enquanto o Mendl, embora sendo um génio, paira sobre ela como um gorila gigante.
Beyoncé gibi. Diğer Destiny's Children üyeleri de benimle takılırdı ama artık yalnız bir yıldızım.
Costumava ter as Destiny Child à minha volta, mas agora sou...
Bu adamdan, 9 yıl içinde, Carver adında bir çocuğum olacağını ve bir yıl sonra da annemin ismini vereceğim kızım Bobbi'nin doğacağını.
Que, dentro de nove anos, eu e esse homem teríamos um filho chamado Carver e, um ano depois, uma filha que teria o nome da minha mãe : Bobbi.
Ama ben birinci sınıfa başlıyorum. Başka bir bilet bulmak için dört yılım var.
Mas sou uma caloira e tenho mais quatro anos para arranjar outro bilhete.
Son iki yılını ya bizim yanımızda ya da burnu bir kitaba gömülü geçirdi.
Ela passou os últimos dois anos connosco ou a ler.
Aynı yılın bir tablosuna ihtiyacım var. Aynı boyut.
Preciso de uma pintura do mesmo ano, o mesmo tamanho.
Rahiplikteki ilk yılımda Claudia adında bekar bir anne ile tanıştım.
Meu primeiro ano no sacerdócio, Conheci uma jovem mãe chamada claudia.
Dünya gibi yaşanabilir bir gezegenin yüzlerce ışık yılı uzakta bir yerde var olabileceği çıkarımı yapılabilir.
Ele também sugeriu que um Planeta habitável, igual á Terra pode existir a algumas centenas de anos-luz de distância.
Bu gece çok özel bir doğum günümüz var. Ve bu tüm yıl adım adım ilerlediğini gördüğümüz biri için.
Temos um aniversário muito especial esta noite e é por alguém que nós temos... que assistimos na caminhada pelas etapas deste ano.
bir yıl sonra 30
bir yıl önce 51
bir yıldız 18
bir yıl 90
bir yılan 29
bir yıl kadar önce 19
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004
bir yıl önce 51
bir yıldız 18
bir yıl 90
bir yılan 29
bir yıl kadar önce 19
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004