English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Bira mı

Bira mı tradutor Português

2,096 parallel translation
- İki bira mı?
- Duas cervejas?
bir çeşit iskeleti et ve organ kalıntılarından ayırma yöntemi bira mı?
É a maneira mais amável, mais delicada de eliminar os últimos vestígios de carne e cartilagem do esqueleto. Isso é cerveja?
Umarım cennette yeterince bira vardır. Bardağın hiç boş kalmasın, sevgili dostum.
Que haja muito hidromel no céu... para que o teu copo nunca fique seco, velho amigo.
Bütün ödül paranı gerçekten bira ve oyunlara mı harcadın?
Gastaste a tua recompensa toda em cerveja e jogos de vídeo?
Rahatlayıp birer bira içeceğiz ve tüm gün denizin tadını çıkaracağız, tamam mı?
Vamos relaxar, beber cerveja e gozar a água. Está bem?
Sana bir bira hazırlayayım mı?
Quer uma cerveja?
Biraz bira çalalım Sammy!
Vamos gamar alguma cerveja, Sammy!
Sanırım bira logosunu bitirdim.
Acho que já acabei o logo da cerveja.
Buraya bira ve bardak yolla mösyö, sallanma ağzım bir rahibeninki kadar kuru.
Cerveja e shots para aqui, monsieur. E que seja rápido. Tenho a boca seca como o deserto.
Hayatta soğuk suyla durulamayacağım için bütün gün bira fabrikası gibi kokacağım.
Agora vou passar o dia a cheirar a cerveja, porque não vou lavá-lo com água gelada.
Seni tanımıyorum ama eminim senden de iyiyimdir, çünkü sarışınsın ve Dr. Bira Kokar'la takılıyorsun.
Não a conheço, mas presumo que saiba mais do que você, porque é loura e anda com a Dra. Tresanda a Cerveja.
Yani şey gibi "2 bira lütfen" "benim kız arkadaşımın süt ürünlerini karşı alerjisi var" gibi.
Só "2 cervejas, por favor! Minha namorada é alérgica à lactose!"
Buraya ilk geldiğinde, nefesinden bira kokusunu almıştım.
Na primeira vez que veio, senti cheiro de cerveja no seu hálito.
Malcolm'un bira fabrikasına yatırım yapıp kahraman olmak, günü kurtarmak istiyordu.
Era para investir na cervejaria do Malcolm, ser o grande herói, salvar o dia.
Sana bir bira borçluyum, tamam mı?
Pago uma cerveja, certo?
Sana bir bira borçluyum, tamam mı?
Devo uma cerveja, está bem?
Bütün paramı bira işine yatırdım ve Master kartımı Visa kartımla Visamı da Amex kartımla ödüyorum ve çok fazla açıldım.
Investi tudo na cervejaria. Pago o Mastercard com o Visa que é pago com o Amex. - Estou muito mal.
20 kasa bira aldım Topher'ın kardeşi de votka, cin, viski, bourbon...
Comprei 20 caixas de cerveja e o irmão do Topher trouxe Vodca, Gin, whiskey, Bourbon...
Yaklaşık 20 kasa bira aldım... ve Topher'ın kardeşi... votka, cin, viski, burbon getirdi.
- Tenho 20 caixas de cerveja e o irmão do Topher trouxe Vodka, Gin, Whiskey...
Ben bir bira alırım.
Adoraria uma cerveja. O quê?
Siz çocuklar susarsanız, Salsipuedes'te bira içiyor olacağım.
Se vocês ficarem com sede, estarei a beber cervejas em Salsipuedes.
Bira ısmarlarım bir ara.
Pago-te uma cerveja.
Bir bira daha alayım, hemen geliyorum.
Deixa-me ir buscar outra cerveja e já venho ter contigo.
Bir bira daha alacağım.
Vou buscar outra cerveja.
Uh, ben bira alacağım... Yeni bir tane... garajdakilerden.
Vou buscar uma cerveja, fresca, da garagem.
Hadi bir bira kapalım ve eskileri konuşalım.
Vamos tomar uma cerveja e conversar.
Sonra hatırladığım kadarıyla kocası geldi ve... ona da bir bira almamı istedi.
A próxima coisa que me lembro, foi do marido dela a pedir-me para não só pagar uma cerveja à mulher, mas para lhe pagar uma a ele também.
Bira bir dolar olduğundan hepsine bira ve burger aldım.
Bem... já que a cerveja era só 1 euro, paguei uma a cada um e um hamburguer também.
İnsanlar eski, bira sarhoşu tutarsızlıklarıma para vermeye razı mı?
As pessoas estão dispostas a pagar para ler as minhas divagações iniciais de bêbado?
Pekala, şu an gerçekten beceremem. Bira ısmarlarsan, elimden geleni yaparım.
- Agora não preciso, mas se me pagar uma cerveja vejo o que posso fazer.
Bana bira lazım.
Olha para mim, a tremer que nem varas verdes.
Her zaman ki gibi 7-11'ın dışında biri bana bira almayı teklif edene kadar, bunalım bir şekilde takılacağım, ama...
O normal. Ia ficar parado à porta da 7 - Eleven a fingir estar deprimido, até que alguém se oferecesse para me pagar uma cerveja, mas...
Ama bir grup zengin kadını bira fabrikasından kurtarma zamanı geldiğinde,... bir adım geri çekilsen iyi edersin.
Mas quando chegar a altura de salvar um grupo de mulheres ricas presas numa cervejaria, é bom que aceites.
Bu hafta birer bira içmeye çıkıp Benny Gomez hakkında ne yapacağımızı konuşmaya ne dersin?
Que me dizes a irmos beber uma cerveja esta semana, descobrir como apanhar o Benny Gomez a seguir.
- Alkolsüz bira. - Tanrım.
- É cerveja sem álcool.
İş sonrası bir vakit bira içmeye gitsek, sana uyar mı?
Era fixe bebermos umas cervejas depois do trabalho um dia destes?
Hadi bir bira alalım.
Vamos beber uma cerveja.
Çok komikmiş. Bakın, buraya bira almak için çıkmıştım ve masanın üstünde duruyordu.
Vim aqui beber umas cervejas e estava em cima da secretária.
Bütün arkadaşlarım kovulmuşken nasıl bira içerim?
Como posso beber cerveja quando todos os meus amigos foram despedidos? Desculpem.
Sana bira alacam demiştim ya almayacağım.
Sabem daquela cerveja, que eu disse que pagava esta manhã?
- Seni de dostum. - Bir ara bira içmeye çıkalım.
- Vamos beber qualquer dia.
Beş şişe bira içtikten sonra sızmana rağmen rozetini almadılar mı? - Hayret...
Apagaste, ao fim de 5 bebidas, e deixam-te conservar o teu distintivo?
Bira afallaması ve fıskiye yogası ve... Sanırım... Bir bakalım.
Acho que conseguimos, deixa ver.
Diyorum ki, belki bira içmeyi bırakırsanız tuvaletten çıkarsınız ve ilaç yardımı olmadan kadınlarınızı tatmin edebilirsiniz.
Só estou a dizer que, se bebessem menos cerveja, talvez conseguissem sair da casa de banho e satisfazer as mulheres sem a ajuda de fármacos.
Bir uçağın arkasında geçen 18 saatten sonra 3 aptal film, 2 plastik gibi yemek, 6 bira ve kesinlikle uykusuz kaldıktan sonra nihayet ulaştım.
Depois de 18 horas encafuado num avião, de 3 filmes idiotas, duas refeições de plástico, 6 cervejas, sem dormir, aterro enfim... em Bangkok.
Bir bira alır mısın?
Vais numa bejeca?
Şuradaki beylere birer bira ısmarlayacağım, olur mu?
Quando tempo, pode levar uma rodada de cerveja àqueles cavalheiros ali?
Güvertede radyoyu açtım ve bir şişe bira bıraktım.
Deixei o rádio ligado e uma cerveja aberta.
Tatlım, sana bira aldım.
Ei, ó boa, eu tenho uma cerveja.
Başka zencefilli bira isteyen var mı?
- Parece que foi ele.
Tanrım, o kadına bira ısmarlayacağım.
O "Fantasma" é real. Meu Deus, vou pagar uma cerveja àquela mulher.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]