English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Buna

Buna tradutor Português

88,006 parallel translation
- Buna dahil olmak istemiyorum.
- Não quero participar nisso.
Buna inanırım.
Acredito.
- Vay, buna evet dediğine inanamıyorum.
- Não acredito que ele aceitou. - Tens razão.
Buna inanabiliyor musun?
Acreditas nisto?
Buna alışacaksın.
Habituas-te.
Beni affet, peder ama buna cevap vermem gerek.
Perdoe-me, Senhor, mas eu tenho de me meter.
Moderatör olarak, buna izin vereceğim.
Como moderadora, vou deixar passar.
Buna, yeni bir hesap açma işlemi de dahildir. "
Isto inclui o registo de uma nova conta. "
- Çünkü insanlar buna bayılıyor.
- As pessoas adoram essa cena.
O berbat yerde buna benzer bir şey de gördüm.
E também vi uma peça parecida com esta naquele sítio horrível.
Tur neredeyse tüm gün sürüyor, ama buna bayılacaksın.
A visita demora o dia quase todo, mas vais adorar.
Bana kaltak de ve buna bir son ver.
Chama-me cabra para podermos acabar com isto.
Buna profesyonellik denir.
Chama-se profissionalismo.
Eğer buna devam ederseniz avukatlık büronuza öyle bir evrak işi yığarım ki başınızı kaşıyacak vaktiniz olmaz.
Se continuar, enterro a clínica em tanta papelada que vos sufocará.
- Seni buraya çağırdım ki buna devam edersen o adamların ve senin elinizde hiçbir şey bırakmayacağımı gör.
Para lhe mostrar que, se continuar, aqueles homens ficarão sem nada. E o senhor também.
Bir şeyler dönüyor ve buna adım gibi eminim.
Passa-se algo.
Buna tuhaf denmezse ben bilmeden tanımını değiştirmişler demektir.
Se não é estranho, mudaram a definição - enquanto eu não estava a olhar.
Bütün Kuzey Amerika buna çok sevinir.
A América do Norte inteira ficaria agradecida.
Denis buna bayılır. - Ama ben istemiyorum...
O Denis ia adorar isso.
- Akıllı olmak deniyor buna.
- Chama-se ser-se prudente.
İki gündür buna kafa patlatıyoruz.
Estamos nisto há dois dias.
Bu insanları kurtarmanın buna değdiğini düşündüğünü söyle.
Diz-me apenas que achas que valeu a pena salvar estas pessoas.
Ama A.L.I.E'yi kapattığımda buna birlikte göğüs gereceğimiz bir yol olduğunu biliyordum.
Mas quando eu desliguei a A.L.I.E., sabia que havia uma forma de ultrapassarmos isto juntos.
Buna ihtiyacım var.
Preciso disto!
Buna neden ihtiyacımız olsun ki? Mia internet erişiminin olmadığı bir hapishanede.
A Mia está presa numa instalação federal, sem acesso à internet.
Sana güzel bir mizah anlayışı kodlasalardı buna gülerdin. Ah, üzgünüm.
Se tivesses bom humor, rias-te.
Buna inanabiliyor musun? Hala bekletiliyorum.
Acreditas que ainda estou à espera?
Buna Darkhold'un neden olduğu belli.
Isto é... claramente, culpa do "Darkhold".
Ki maalesef buna izleme programı da dâhil.
O que, infelizmente, incluí o programa de localização.
- Buna gerek yok.
- Isso não será necessário.
- Buna Darkhold'un neden olduğu belli.
Isto é, claramente, culpa do "Darkhold".
Sadece anlamanı istiyorum. Tek istediğim şey - Buna engel olmak.
Apenas quero que compreendas... que eu só queria...
Hayatının buna bağlı olduğu zamanlarda alıştırma yapmaktan iyisi yok.
Não há melhor altura para praticar do que quando a nossa vida está em jogo.
Bana danışsaydın muhtemelen buna karşı çıkardım.
Se me tivesse consultado eu, provavelmente, não teria recomendado isso.
- Buna cüret etmem zaten. Canımı okursun.
Podias dar-me uma sova.
Evet, buna ayıracak vaktim yok.
Sim, mas... acho que não tenho tempo para isto.
- Biz buna Framework diyoruz.
Chamamos-lhe "Framework".
Bu takıntından kurtulmana yardım etmek isterdim ama eğer buna devam -
- Quero ajudar-te a superar essa tua obsessão, - mas, se continuares a...
Buna ihtiyacın yok.
Não precisa.
Buna hiç gerek yok.
Isso... Isso não será necessário.
Belki buna kadeh kaldırmalıyız.
Talvez devêssemos brindar a isso.
Buna şüphe yok.
Sem sombra de dúvida.
Öldü. Buna rağmen her yerde.
Ele está morto... no entanto, está em todos os sítios.
- Buna gerek olmayacak.
- Não será necessário.
Darkhold için ödediğimiz bedel her ne olursa olsun buna değdi.
Qualquer que tenha sido o preço que precisamos de pagar pelo "Darkhold"... valeu a pena.
Biz de buna güveniyoruz.
Estamos a contar com isso.
Tıpkı buna benzeyen bir dünya.
Um mundo exactamente igual a este.
Buna karşılık gelen insan özelliği pişmanlık gibi görünüyor. Ya da ben öyle gözlemledim.
Uma característica determinante do ser humano parece ser o arrependimento, pelo que me foi dado a observar.
Buna inanmayabilirler.
Eles podem não acreditar nisso.
- Evet, buna eminim.
- Sim, tenho a certeza que sim.
Artık buna sahip olabiliriz.
Agora... podemos ter isso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]