Bundan böyle tradutor Português
1,784 parallel translation
Bundan böyle onu kocan olarak görmeli ve her attığın adımda, ailenden çok, onu dikkate almalısın.
Considerá-lo-ás o teu marido agora, em todas as formas excepto aquela que leva à família.
Bundan böyle itilip kakılmayıp, aşağılanmayacağımızı Roma'ya göstermeliyiz.
Devemos mostrar a Roma que não nos voltarão a humilhar.
Bize katılırsanız, bundan böyle Roma'dan korkmanıza gerek kalmaz.
Se unir-se a nós... Roma não vai voltar a te ameaçar.
Bundan böyle, yerleşik savaş yok!
Chega de batalhas grandiosas.
Haklısın Lisa. Çok geç. Çünkü bundan böyle, hastaları ben dağıtacağım.
Tens razão, já é tarde, porque a partir de agora, vou tratar da atribuição de casos.
Bundan böyle tuvaletten çıkarılmış kolye takan tek kişi annen olmayacak.
Agora a tua mãe não vai ser a única a usar um colar que eu tirei de uma casa de banho
O küçük hanım bir çocuk daha. Seni bundan böyle onun yanında dolanırken görmeyeceğim tamam mı.
Não quero voltar a ver-te de roda dela esta tarde, percebeste?
Bundan böyle, eskisi gibi Owen Kravecki'sin.
Você já só é o velho Owen Kravecki a partir de agora.
Bundan böyle görünmez olmayacağız.
Vamos deixar de ser invisíveis.
Caleb, sanırım bundan böyle sadece sen ve ben olacağız.
Caleb, acho que daqui para a frente vai ser só tu eu.
Bugün Tanrı'yla yüzleştim ve söylemek isterim ki, bundan böyle sana saygı göstereceğim.
Ajustei contas com Deus hoje e só precisei de dizer que a partir de agora vou respeitar a tua autoridade.
Bundan böyle bu işe karışmamalısın "
ou seja, ele não devia continuar a fazer parte disto.
Geçmişteki hareketlerimi kabul ettiğimi bilmenin bundan böyle hayatına daha iyi bir şekilde devam etmeni sağlayacağını umuyorum. "
"sabendo que eu reconheci as minhas acções passadas, " e que esperançosamente lhe permita continuar com a sua vida "de um modo melhor a partir deste momento."
Dr. Hartman, tıp lisansınız bundan böyle geçersizdir.
Dr. Hartman, a sua licença médica está, neste momento, suspensa.
"Bundan böyle bu benim arabam değil."
"Esse não é nada o meu carro."
Bundan böyle yok.
Agora já não.
Bundan böyle hiç olmayacak.
Não haverá. Nunca mais.
Bundan böyle, her akşam özel gecemiz olacak.
A partir de agora, todas as noites são uma ocasião especial.
Ancak bundan böyle okul arazisine fıstık sokmak yasakmış.
Mas agora, não são mais permitidos produtos com amendoim na escola.
Tanrı bilir, eğer seni öldürürsem, bundan böyle... kasabada birinin hamile kalmasından sonra, herkes kaçıp gidecek.
- Não. Não, Deus sabe que se fizéssemos isso nesta cidade sempre que alguém engravidasse, não restava ninguém.
Bundan böyle her şeyi bu tahtaya yazacağım.
A partir de agora, tudo o que eu tenho para fazer está no quadro.
Bundan böyle, dışarı çıktığınızda bir şey görürseniz, bir şey duyarsanız hemen durduracaksınız.
A partir de agora, quando vocês estiverem por aí, se ouvirem algo, se virem algo, vocês irão parar.
Bundan böyle onun gibi herifler defolup gitsinler.
De agora em diante, homens como ele vão ser afastados.
- Bundan böyle şampanyaya verecek paranız yok. - Ah...
Já não tem dinheiro para champanhe.
Bundan böyle her şey benden sorulacak.
Agora, passa tudo por mim.
Bundan böyle yaşamın o çok güvendiğin ceza sisteminin sorumluluğunda olacak.
A sua vida vai ficar nas mãos do sistema de justiça criminal em que confia.
İsmi okunanlar bundan böyle Özel Ajan Lundy'ye rapor verecek.
Devem apresentar-se ao agente especial Lundy.
Bundan böyle Saçı Kesik olarak bileneceksin. - Andy.
Daqui em diante serás conhecido como "grande corte de cabelo".
Bundan böyle mesajlaşabiliriz.
Assim, podemos escrever mensagens.
Bu da demek oluyor ki bundan böyle konuşmak geyik ya da dedikodu yapmak yok.
Isso significa que não haverá mais conversa, perda de tempo e / ou desembaraçar novelos de lã.
Ve tanrı hayalkırıklığına uğradı. O yüzden bundan böyle, ikinizin arkadaş olmanızı istiyor.
Por isso, a partir de agora, Ele quer que vocês sejam amigos.
Sanırım bundan böyle her dakikamı kutlamam gerekir, değil mi?
Devia estar a celebrar todos os minutos, não era?
Bundan böyle bunu yapabilirsin demiyorum, sadece...
Não estou a impor uma fasquia pela qual tens de te reger, mas...
Vakit öldürmüyorum. Sadece yaptığımızı yapıyorum. - Bundan böyle yapma.
Não estou a brincar, só estou a fazer o que nós fazemos.
Ama elektronların pozisyon ve momentum yapılandırılmaları üzerine çalışıyorum. Bundan böyle birleşik değişkenler olmayacaklar. Dolayısıyla Heisenberg'in şüpheli görüşünü çürütecek.
Mas estou a trabalhar na configuração simultânea da posição e energia dos electrões, para deixarem de ser variáveis conjugadas, desmistificando assim o princípio da incerteza de Heisenberg.
Bundan böyle kolayca kurtulamazsın.
Você não vai fugir disto.
Bundan böyle kolayca kurtulamazsın.
Você não vai fugir para longe disto.
Dünyada ki kurbanlardan bundan böyle bihaber olmam...
Eu já não serei uma involuntária vítima do mundo...
Bundan böyle, ona koz vermek yok!
Basta de grandes parafernálias.
Nişanlandım diye bundan sonra aramız böyle mi olacak?
De agora em diante, nós os dois, porque eu fiquei noivo?
da arayip... "Dennis, bundan boyle Charlie isi yapmiyorsun" demen.
"Dennis, já não tens de fazer as tarefas do Charlie."
Bundan böyle de taviz vermeyeceğim.
De agora em diante, vou fazer isso. Não significa que não possamos divertir-nos.
Bundan nefret ediyorum ama böyle.
Detesto que tenha chegado a este ponto.
Bundan böyle daha dikkatli olmalıyız tamam mı?
Nós só... Só temos de ter mais cuidado daqui em diante, está bem?
Ve bundan böyle de alacak.
E vai ter mais, a partir de agora.
Yani bundan kurtulmasına yardım ettim. Artık daha iyiydi. Tekrar böyle olacağını düşünmemiştim.
Quer dizer, eu ajudei-o a ficar limpo.
Bu işler böyle yürüyor ve bundan hoşlandığım söylenemez.
É como isso funciona, e eu não gosto tanto quanto você.
Böyle bir şey yapmış biri sürekli bundan bahseder.
Sabes, a maioria das pessoas que faz algo desse género está sempre a falar disso.
Eğer bunu tek başıma atlatamazsam, bundan sonra böyle zamanlarda kurtulabilecek gücüm asla olmayacak.
Nunca serei suficientemente forte para ultrapassar esta fase da minha vida, se não estiver sozinha.
Ve bundan sonra da böyle kalacak.
E vai manter-se assim desta vez.
Evet, kesinlikle dizimin bundan sonra böyle görünmesini istiyorum.
Quero que a série seja assim mesmo, de agora em diante.
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle bir şey olmayacak 25
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle bir şey olmayacak 25
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böyle gelin 49
böyle mi 243
böylesi 17
böyle bir durumda 32
böyle işte 52
böyle olsun istemedim 34
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böyle gelin 49
böyle mi 243
böylesi 17
böyle bir durumda 32
böyle işte 52
böyle olsun istemedim 34