English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Buradan mı

Buradan mı tradutor Português

11,189 parallel translation
Buradan çıkalım mı?
vamos sair daqui?
Buradan gidip, hayatımıza geri dönelim.
Deixa-me tirar-te daqui e podemos voltar às nossas vidas.
Gelin hadi, çıkalım buradan!
Retirar!
- Dedim ki... En iyi arkadaşımı bulup buradan gidelim dedim.
- Sabe o que eu disse precisamos de encontrar o meu melhor amigo e ir embora.
Sanırım Sleepy Hollow dışında da keşfedecek büyük bir dünya olduğunu ve istersek buradan gidebileceğimizi anlatmaya çalışıyordu.
Acho que ele queria que soubéssemos que existia um mundo enorme fora de Sleepy Hollow para explorar e ir embora se quiséssemos.
Seni buradan çıkaracağım Fangster.
Vou tirar-te daí, Fangy!
Beş ya da yirmi vahşi Gronckle'ın buradan koşarak geçtiğini görme şansınız var mı?
Não viste cinco ou vinte Gronkels selvagens passarem por aqui?
Meatlug, hadi buradan çıkalım.
Meatlug, vamos sair daqui.
Senin yerinde olsam buradan uçar ve bir daha arkama bakmazdım.
Se fosse a ti, voava e não olhava para trás.
Beni buradan çıkaracak mısınız?
Temos de ajudá-los?
Bunu için zamanım yok. Onu buradan çıkarın.
- Não tenho tempo para isto.
Şimdi buradan çıkalım da bu evreni yok edelim.
Vamos sair daqui e destruir este universo.
Jerry, bence sen kendi başına saklanırsan hayatta kalabilirsin benim de kendi başımayken buradan kurtulma şansım var ama ikimiz beraberken bilemiyorum.
Jerry, acredito que, se te esconderes sozinho, és capaz de sobreviver. E acredito que eu, sozinha, tenho alguma hipótese de sair daqui. Mas nós os dois?
Buradan hemen gitmen gerek, tamam mı?
Tens de sair daqui, está bem?
Buradan odadan tükeniyor ı'm.
Estou a ficar sem espaço. Senhor.
Bak, buradan gitmemiz lazım.
- Temos de sair daqui.
Buradan gitmemiz lazım.
- Temos de sair daqui.
- Bu eski yatağımız Lois. - Götür onu buradan.
Isto, Lois, é o nosso antigo colchão.
Buradan çıktığımızda Bonnie'yi arayacağız.
Quando sairmos daqui, ligamos à Bonnie.
Bunun bir anlamı var mı bilemem ama her veri transferi olduğunda buradan bir Portland numarası aranmış.
Talvez isto seja relevante. Sempre que houve uma transferência, uma chamada foi feita daqui para um número de Portland.
Cezaevi'nin güvenlik kameralarına erişim sağladım, seni buradan görebiliyoruz infaz korumaların ekranlarında seni görüp görmediğini kontrol edebiliriz.
Tenho acesso às câmaras de segurança. Podemos ver daqui, podemos controlar os monitores dos guardas.
Sonra da buradan gideceğim, tamam mı?
E depois vou-me embora daqui, certo?
Buradan şutlanacağım diye çok korkuyorum.
Tenho pavor de ser expulso.
Buyur kanıtla bunu ama buradan iki yıl içinde çıkacağım ve o zamana kadar avukatlığın bütün gücü onda var.
Fique à vontade para provar isso. Mas ele tem plenos poderes de representação até que eu saia, daqui a dois anos.
Seni buradan çıkaracağım.
- Sim. Vou tirar-te daqui.
O benim kardeşim ve onu buradan çıkaracağım.
Ele é meu irmão e vou tirá-lo daqui.
- Onu buradan çıkaralım.
- Vamos tirá-la daqui.
Sizin yerinizde olsaydım zombi uzaylılar geri dönüp hepimizi zehirlemeden buradan kaçardım.
Se eu fosse a vocês, sairia daqui, antes que os aliens zombies voltem e infectem todos.
Ölürsem atımı al ve buradan uzaklaş.
Se eu cair, vós e Hild devereis pegar no meu cavalo e partir daqui.
O yüzden şu defteri alalım ve buradan defolup gidelim.
Apanhamos o registo e fugimos daqui.
Yaklaştığımızı buradan anlıyorum.
Por isso é que eu sei que estamos mais perto.
Arkadaşlarımı da yemeden buradan gitmeliyim.
E o Bob. Tenho de sair daqui antes que coma os meus amigos.
Şimdi, bazılarınızın benim davranışlarım ve aldığım risklerden dolayı, onun taraflı davrandığını düşündüğünüzü biliyorum, ama onu buradan göndermek risklerin en büyüğü olacaktır.
Eu sei que alguns acham que ela fechou os olhos ao meu comportamento e ao riscos que eu tomei. Mas removerem-na seria o maior de todos os riscos.
Buradan çıkınca sana içki ısmarlayacağım.
Pago-te uma bebida, quando isto acabar.
Belki kurbanımızı buradan götürmüştür, onu belli bir mesafeden vurmuştur... ve dikkatlice planlanmış bir saldırıdır.
Talvez ele simplesmente seguiu a vítima ate aqui, disparou de longe, e foi realmente um assassinato cuidadosamente planeado.
Sanırım dört buçuk dakika sonra buradan çıkacağız.
Temos de sair daqui em 4 minutos e meio.
Bak, elimden gelen tüm yazılım desteğini buradan verebilirim ve sizi yüz üstü bırakmam.
Posso fornecer o suporte aos programas remotamente e não vou desapontar-te.
Buradan çıkmak istiyor olabiliriz ama o füze... er ya da geç karşımıza çıkacak, garanti veriyorum Atlanta'yı, Chicago'yu ya da Los Angeles'i vurduğunda.
Podemos querer sair daqui, mas aquele míssil... Vamos vê-lo novamente quando atingir Atlanta, Chicago ou LA
Çıkalım buradan!
Tira-nos daqui!
Buradan git ve bir daha bunu tartışmayalım.
vai-te embora e não voltaremos a falar sobre isto.
Hayatta kalalım. Murphy'le buradan beraber çıkıp gidelim.
Ficamos vivos e saímos daqui quando for possível, com o Murphy.
Hadi, bir an önce bulalım da gidelim buradan.
Vamos encontrá-los depressa e sair daqui.
Bunu buradan kırdım ki buradan elimi sokup...
Parto isto, enfio a minha mão e...
Hey, Cass? Hala buradan çıkacak bir yol bulmadın mı?
Cass, já encontraste uma maneira de sair daqui?
Çıkaralım şunları buradan.
Vamos tirar isto daqui.
Buradan başlayalım.
Comecemos por aqui.
Sanırım onu buradan çıkarabilirim.
Acho que posso tirá-lo daqui.
Şimdi söylersen ikimizi de buradan çıkarırım.
É só dizeres o que queres e eu tiro-nos daqui.
- Yardıma ihtiyacım var. Buradan başka bir çıkış yolu var mı?
- Preciso de ajuda.
Şey, Josh'ı evine götürmek için buradan ayrıldığım zaman,... onlar beni orada buldu. Yada beni oraya kadar takip ettiler.
Quando fui embora e levei o Josh para casa, eles encontraram-me lá ou seguiram-me.
500 birim alalım ve fikrini değiştirmeden buradan toz olalım.
Vamos aceitar as 500 unidades e sair daqui antes que ele mude de ideias.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]