Büyük gün tradutor Português
1,898 parallel translation
Bugün büyük gün.
É hoje o grande dia?
Eee, büyük gün ne zaman, ha?
Então, uh, quando é o seu grande dia, hmm?
Wow, büyük gün geldi.
- Isto é importante.
Pekiala... bugün beklediğiniz büyük gün.
Digo o mesmo de ti, men. Bem, esta é a parte principal da nossa cerimónia. É o momento alto do baile.
Sen de mi büyük gün için kolları sıvadın?
Então, estás excitada para o grande dia?
Büyük gün olacak.
Hoje é um dia importante.
Bugün büyük gün değil mi?
Então hoje é o grande dia, huh?
- Büyük gün.
- Um grande dia.
Uzun bir gündü. Büyük gün.
Foi um dia longo e cheio.
Haydi ama yarın büyük gün.
Vamos lá, temos um grande dia amanhã.
Büyük gün yaklaşıyor.
O grande dia está aí a chegar.
Yarın büyük gün.
Amanhã temos um grande dia.
Yarın büyük gün, Sam.
Tens um dia em cheio amanhã, Sam.
Bu, bizim için büyük gün.
O nosso momento chegou.
Bugün benim için büyük gün. Hey, Angie.
- É um dia em cheio para mim.
Bugün büyük gün, Bella.
Hoje é o grande dia, Bella.
Şu, normal bir gün gibi başlayanlardan. İşte hayatının en büyük günü olarak bitenler o günlerdir.
Aqueles que... começam por ser normais... são os que acabam por se tornar os mais importantes.
Büyük gün.
O grande dia.
Gerald'la daha yeni nişanlandık ev Eleanor Waldorf'un büyük gün için bir şeyler tasarlaması gerek.
O Gerald e eu ficamos noivos, e preciso de um modelo Elanor Waldorf para o grande dia.
Büyük gün için dinlenmeliyim
Tenho de descansar para o grande dia.
Üzgünüm, benim altı gün süren büyük, parlak bir savaşım olmadı...
Desculpa, eu não tive uma grande e vistosa guerra que durasse apenas seis dias mas...
Bugün demokratlar için büyük bir gün. Bugün Maryland için büyük bir gün.
É um grande dia para os Democratas, e um grande dia para Maryland.
Bugün büyük bir gün olacak.
Este vai ser um grande dia.
Kardeşlerim, bizim için büyük bir gün.
Irmãos e irmãs, este é um grande dia para nós.
Hangi büyük gün o?
Que dia é esse?
Bir kız sana gün doğumunun büyük ve çekici olduğunu söylediğinde ona ne söylersin biliyor musun?
Quando uma rapariga diz que o nascer do sol é grande ou bonito... sabes o que deves dizer?
Onun için büyük bir gün.
Um grande dia para ele.
" ta ki Mark Bellison isimli büyük bir yazar, bir gün bu yazılanları
" até que um dia, um grande argumentista chamado Mark Bellison,
2 gün sonra büyük bir damar tıkanıklığı oluşmuş.
Dois dias depois, ele tem um enfarte fulminante.
- Büyük şehirlerde olmayan bir gün
Não venhas com essas coisas da grande cidade, bonequinha Barbie.
Bir gün bütün eskileri atıyoruz, ertesi gün zengin ve ismini vermeyen bir bağışçı, büyük bir bağış yapıyor.
Um dia, temos de nos livrar das velharias, no seguinte, um dador anónimo faz uma grande contribuição.
Büyük ihtimalle bir gün içinde bitiririz.
- Vá lá. Provavelmente, tratamos do assunto num dia.
Starkwood içinde büyük bir gün.
Um grande dia para a Starkwood.
Büyük gün.
Grande dia.
Babam beni o gün şehrin öteki tarafında bulunan büyük annemlerin evine yollamıştı.
Naquele dia o meu pai mandou-me a casa da minha avó no outro lado da cidade.
- Büyük gün!
- Um grande dia!
Evlendiğim gün kadar büyük bu.
É quase tão grande como o meu dia de casamento.
Bence pek çok büyük yazar gibi sen de bir sürü kötü tecrübe yaşayacaksın ama bir gün eserlerin tanınacak ve bu harika olacak.
Bem, sabes, como os grandes escritores, vais ter que ultrapassar um monte de tretas, mas um dia a tua tralha vai ser vista por toda a gente e vai ser formidável.
O taksiye atlayıp uzaklaştığında 3 şey hafızalarda yerini aldı. 1 ) Bir gün önce en büyük Vali adayı olarak gösterilen Mark Hunter'ın yükselişi, dibe vuruşu ve hapse girişi.
Enquanto o seu táxi se afastava da prisão não podíamos deixar de ser surpreendidos por três coisa... a ascensão e espectacular queda de Mark Hunter que antes desta tarde estava destinado a ser o nosso próximo governador e que agora está detido ;
Sadece dört gün sonra, Torino'da, kulüp tarihinin en büyük gecesi yaşanacak.
E é claro, eles têm a maior noite da história do clube a chegar em Turim no espaço de apenas quatro dias.
Tamam, uyu bakalım. Büyük gün.
Vê se dormes, amanhã é um dia importante.
Citigroup'a göre, bunun nedeni oy kullananların büyük bir çoğunluğunun eğer yeteri kadar fazlaca denemeye devam ederlerse bir gün değişimin kendiliğinden başlayacağına olan inançlarıymış.
De acordo com a "Citigroup", é porque a maioria do eleitorado acredita que um dia eles terão uma oportunidade de se tornarem ricos se eles simplesmente continuam a tentar.
Bob : Bir gün en büyük patronlardan birisi beni ofisine çağırdı.
Um dia, um dos chefões telefonou-me para o escritório e disse-me :
Ve biliyorsun ki, bugün burada hepimiz büyük bir gün yaşayacağız.
E, sabe, vamos todos ter um dia importante.
Tüm gün gördüğümden daha büyük bir saygı gösterisi oldu bu. Alt mukavele berbattı.
Foi o máximo de respeito que tive hoje, os pedreiros não prestam.
Johnny Mo Bugün büyük gün.
Hoje é um dia importante.
Hayattaki en büyük korkum bir gün yalnız başıma kalmak.
O que mais temo na vida, é vir a acabar sozinho.
Yarın büyük gün.
Amanhã tens um grande dia.
- Biliyorum, bugün büyük bir gün.
- Eu sei. É um dia importante.
Bugün büyük bir gün Meredith.
É grande dia, Meredith.
Bir gün sonra emlak sahtekârı Ryan Morton'u arayan bir özel dedektif... onun kardeşi Gareth'le karşılaşıyor, ve büyük ihtimalle de kaza eseri, Gareth dedektifi arabasında öldürüyor.
Um dia depois, um detective privado que procurava o imobiliário fraudulento, Ryan Morton, encontra o seu irmão Gareth, e, provavelmente, por acidente, o Gareth mata o detective privado no seu carro.
gunther 50
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın tatlım 25
günahkar 29
günah 39
günler 45
günaydın hayatım 17
günaydın hanımefendi 52
günaydın çocuklar 50
güneş ışığı 22
güneşte 16
günaydın efendim 192
günahkar 29
günah 39
günler 45
günaydın hayatım 17
günaydın hanımefendi 52
günaydın çocuklar 50
güneş ışığı 22
güneşte 16
günaydın efendim 192