Canımı sıkıyor tradutor Português
561 parallel translation
Sonra da başkaları ölürken burada olmak canımı sıkıyor.
Aborrece-me estar aqui enquanto os outros lutam.
Canımı sıkıyor. Ama savaş bu. Duygulara yer yok.
Aborrece-me, mas a guerra é assim e os sentimentos estão fora de questão.
Ama kalan kısmı canımı sıkıyor.
Mas o resto me preocupa.
Bu bekleyiş canımı sıkıyor.
Não agüento mais esta espera.
- Canımı sıkıyor...
- Ele é um chato...
Alçaklık yapan her kadın ve erkek için aynı acıma duygularını hissetmen canımı sıkıyor.
Terei de ouvir mais da tua ridícula compaixão por todos os bandidos, homens ou mulheres?
Bu çıngırağın sesi canımı sıkıyor.
Estou cansado de ouvir este sino.
Ayakta durmanız canımı sıkıyor.
Está a deixar-me inquieto.
O konu beni üzüyor, epey canımı sıkıyor.
De certo modo, isso preocupava-me. Atormentava-me.
Sizin ofisinizin yarısını almak canımı sıkıyor Bayan Michaels.
Envergonha-me ter de lhe tirar metade do seu escritório.
Bu da benim canımı sıkıyor.
Acaba enjoando.
Şunu görmek nasıl canımı sıkıyor.
É realmente uma imagem lamentável.
Evin etrafında gizemli şeyler uçuşup mezarlıkta tuhaf şeyler olurken onun evde tek başına olduğunu düşünmek canımı sıkıyor.
- Oh não, nada disso. Eu apenas estou preocupado, pois ela está lá só e essas coisas estranhas que voam em cima da casa e esses incidentes no cemitério nos últimos dias. É estou certo em estar preocupado.
Senin gibi sözüm ona demokratik Amerikalılar canımı sıkıyor.
O vosso tipo de americano democrático dá-me conta do juízo. O Capitão é um caso de insanidade.
Bütün bunlar canımı sıkıyor.
Tudo isto me aborrece.
Sizlerle iş yaparım fakat sahte tavırlarınız ve kendinizi ve, kahrolası ailenizi şerefliymiş gibi tanıtmanız canımı sıkıyor.
Faço negócio consigo, mas desprezo o seu disfarce, a sua desonestidade e a de toda a família.
Amatörler canımı sıkıyor.
Os amadores chateiam-me.
Çok canımı sıkıyor.
Incomodou-me bastante.
Show'unun adı : "Doğal Konuşma" Canımı sıkıyor bu.
Dizer que esta emissão se chama "um neutral fala-vos" é insuportável.
Senin olsun. Zaten atacaktım. Canımı sıkıyor.
Podes ficar com ele, Não o quero mais, deprime-me.
Ama bu benim canımı sıkıyor
Isso é o que dá cabo de mim
Bu devriye uzmanları canımı sıkıyor.
Estes batedores irritam-me como tudo!
Sadece iyi bir makineyi suistimal eden birini görmek canımı sıkıyor.
Mas chateia-me ver alguém a maltratar uma boa peça de maquinaria.
Öyleydi, ama şimdi konuşmaları canımı sıkıyor.
Sim, mas agora incomodam-me quando conversam.
Canımı sıkıyor.
Aquilo faz-me mesmo confusão.
Bir kamyonet görüyorum. Canımı sıkıyor.
Há o camião, que me incomoda.
Sana yardım edememek canımı sıkıyor yüzbaşı, ama durum böyle.
lncomoda-me, capitão... não poder ajudar, mas é mesmo assim.
Canımı sıkıyor, tamam mı?
Estou cheio!
Bu aptallar canımı sıkıyor.
Vamos embora, para estes patetas não nos incomodarem.
Burada kısılı kalmak canımı sıkıyor.
Esta espera enerva-me.
Çok canımı sıkıyor.
- Não quero ver isto, venha.
Bir şey canını mı sıkıyor, Maxim?
Algum problema, Maxim?
Senin bu ahlaki kızgınlığın canımı sıkmaya başlıyor.
A tua indignação moral está a começar a aborrecer-me.
Canım sıkılıyor. Hadi uyu artık.
Sim, quero um pouco de companhia, estou solitário.
Sorun nedir? Willie Amca canını mı sıkıyor?
- O tío Willie causa-lhe problemas?
Birşey canımı çok sıkıyor.
Uma coisa ainda pesa no meu coração.
Evlilik ve boşanma konuşmak canını mı sıkıyor?
Incomoda-o, falar de casamento e de divórcio?
Başınızdaki kesik canınızı mı sıkıyor?
O golpe está a incomodá-la?
Lütfen, ışık canımı yakıyor.
Por favor, essa luz. Está incomodando, por favor.
Canım öyle sıkılıyor ki...
Fico tão aborrecida que você nem imagina.
- Seni izlemek canımı sıkıyor.
Envergonha-me observá-lo.
Fareler canınızı mı sıkıyor?
Os ratos deixam-no em baixo?
Nikotin lekelerim canımı çok sıkıyor.
Estou tão preocupada com minhas manchas de nicotina.
Bak birşey senin canını mı sıkıyor dostum?
Olha, está alguma coisa a incomodar-te?
- Hayır, canım sıkılıyor!
Não é melhor que eu conduza Senhor?
Benim çekim yaparken canım sıkılıyor.
Quando estou a filmar, fico ansioso...
Al, kamu haklarını bilmek bazen canımı çok sıkıyor.
Al, às vezes o direito do público ser informado irrita-me imenso.
En ufak ışık huzmesi bile canımı yakıyor.
A mais ligeira luz directa provoca-me uma dor intensa.
Burnumu sokmam canını mı sıkıyor, Noel?
lmporta-se, Noel?
Üzgünüm ama bu senin kadar bizim de canımızı sıkıyor.
Isto chateia-nos tanto como te chateia a ti.
Sanırım genç arkadaşımız şunu söylemek istiyor : Doğanın mevsimlerini... ister istemez kabulleniyoruz... ama ekonomimizin mevsimleri canımızı sıkıyor.
Creio que o que o nosso perspicaz jovem amigo está a dizer, é que acolhemos bem as inevitáveis... estações da natureza,
canımı sıkıyorsun 28
canım 2922
canim 19
canım benim 155
canımın içi 23
canım kızım 16
canım arkadaşım 16
canım istemiyor 59
canım acıyor 40
canım yanıyor 88
canım 2922
canim 19
canım benim 155
canımın içi 23
canım kızım 16
canım arkadaşım 16
canım istemiyor 59
canım acıyor 40
canım yanıyor 88