Dünya tradutor Português
33,762 parallel translation
Alımların çoğunu Dünya Sağlık Örgütü yapacak ve Üçüncü Dünya ülkelerine yardımda bulunacak.
A Organização Mundial de Saúde fará a maior parte das aquisições e subsidiará para os países do Terceiro Mundo.
Yaşadığımız dünya şirketler tarafından yönetiliyor, hükûmetler değil.
O mundo em que vivemos é dirigido por empresas, não por governos.
Dünya, bazı keşişlerin düşündüğünden çok daha karmaşık.
O mundo é mais complicado do que pensam uns monges.
Dünya ayaklarımızın altındaydı.
Tínhamos o mundo aos nossos pés.
Dünya dalış şampiyonları nefeslerini 8 dakikadan fazla tutabiliyorlar.
Os mergulhadores campeões do mundo podem prender a sua respiração por mais de 8 minutos.
Çin arkeolojisi için önemli bir keşif. Tabii tüm dünya için de!
Outra façanha para a arqueologia da China e o mundo inteiro!
Modern dünya bu fikirler üzerine inşa edilmiştir.
O mundo moderno foi construído por essas idéias.
Dünya sarsıldı Foggy.
A terra tremeu, Foggy.
- Dünya çapında paravan şirket kurmuşlar.
- Criam empresas de fachada no mundo todo.
Şuanda dünya üzerinde bu kameralardan taşıyan düzinelerce yardırcım var.
Tenho uma dúzia de ajudantes em todo o mundo a transportar estas câmaras.
Yani şuan, tüm dünya izliyor.
Portanto, agora, o mundo inteiro está a observar.
Bugünden itibaren, her mitingim telefonumun her araması ve maillerim seçmenlerim ve tüm dünya tarafından ulaşılabilir olacak.
A partir de hoje, todas as minhas reuniões, todas as minhas chamadas telefónicas e o meu e-mail estarão acessíveis aos meus eleitores e ao mundo.
Dünya üzerindeki her insan.
Cada humano na Terra.
Saniyeler içinde bilgisayar Dünya toplumuna karşı suçu kanıtlanmış bir kanun kaçağı seçecek.
Em segundos, o computador seleccionará, ao acaso, um fugitivo da justiça, uma ameaça comprovada à nossa comunidade global.
Sizce, 14 milyon İngiliz ve bir milyar dünya geneli katılımcı Fiona Highbridge'i 20 dakika içinde bulabilir mi?
Acham que 14 milhões de britânicos e um bilião de participantes em todo o mundo conseguem encontrar a Fiona Highbridge em menos de 20 minutos?
İki gece önce bana dediği, "Almanya avroyu bıraksa bile dünya çapında depresyon yaşanabilirdi."
Há duas noites, disse-me que mesmo que a Alemanha saísse do euro, mesmo assim, poderia haver uma depressão mundial.
Bunu dünya ile paylaşırdı.
Ela tê-lo-ia partilhado com o mundo.
İnsanlar ise kendi başına ayrı bir dünya.
Isso já é uma história diferente.
Uzun zaman önce, zamanın başlangıcındayken bütün tarih henüz yaşanmamışken Dünya'yı Tanrılar yönetirdi kralları ise Zeus'tu.
Há muito tempo, quando o tempo era novo... e toda a história ainda era um sonho... os Deuses governavam a Terra. Zeus era o Rei.
Bu yüzden, Tanrılar bizleri yarattı Amazonları. İnsanların kalbini sevgiyle doldurup Dünya'da tekrar barışı sağlamak için.
Portanto, os Deuses criaram-nos, as Amazonas, para influenciar o coração dos homens com amor e restaurar a paz à Terra.
Dünya sona erecek gibiydi.
Parecia que o mundo ia acabar.
- Anlıyorum. Ares'i yok ettiğimde Alman orduları onun etkisinden kurtulacak tekrar iyi insanlar olacaklar. Dünya ise daha iyi bir yer olacak.
E assim que encontrar e destruir o Ares... os exércitos Alemães ficarão livres da sua influência... e voltarão a ser bons homens novamente e o mundo tornar-se-á melhor.
... ve dünya barışını sağlamanın tek yolu bir ateşkes imzalamak.
E restaurar a paz mundial... É para negociar... um armistício.
Bu dünya üzerindeki gazabın bitti artık.
E a tua fúria sobre este mundo acabou.
Bu yüzden burada kalıp daha iyi olabileceğine inandığım dünya için savaşıp fedakârlık ediyorum.
Portanto, fiquei cá, luto e perdoo. Porque sei que tipo de mundo poderá ser.
Yani sahtekarın biri, bir bankada kapana kısılmış ve tüm dünya ona karşı duruyor.
Lá estão eles, pobres criminosos, encurralados num banco ou em nalguma beirada, do mundo todo contra eles.
Bütün dünya uçakta hidrolik bir hata meydana geldiğini sanacak.
Para o mundo todo, este avião só sofreu falha hidráulica.
"Anarşi sarmış dünya etrafını."
"Mera anarquia é libertada sobre o mundo."
Çok yakında tüm dünya bir dahi olduğumu, bir hain olmadığımı anlayacak.
Em breve, todo o mundo... saberá que eu sou um génio. Não um traidor.
Hammer, Dünya'nın yörüngesine doğru ilerliyor.
A Hammer dirige-se para a órbita da Terra.
Yani, Dünya'nın yörüngesinde öylece süzülüyordur.
Tornou-se apenas em mais um objecto em órbita da Terra.
Sanırım planı dünya yörüngesindeki tüm İletişim Uyduları'nı ele geçirmek.
Aparentemente o plano é controlar todos os satélites em órbita da Terra.
O şeyi alırsan ben dâhil tüm dünya peşine düşer.
Se pegares nisso, vais ter o mundo inteiro a caçar-te, incluindo eu.
Yani o, gölgelerden dünya sistemlerini kurcalayabilir.
Eles... Bem, ela consegue manipular sistemas mundiais na sombra.
Dijital kimliği, dünya çapında birkaç saniyede bir siliniyor.
A identidade digital dela é apagada a cada poucos segundos, em todo o mundo.
Tüm dünya çevresindeki uydu ve radar kapsama alanları okyanus gibi yer değiştirir.
As redes de satélites e radares por todo o mundo oscilam como um oceano.
Çünkü gerçek şu ki Dom dış dünya için ben suyun başında bekleyen timsahım.
Porque a verdade, Dom, é que para o mundo... eu sou o crocodilo no bebedouro.
Dünya Savaşı'nı durduracağız.
- É impedir a 3ª Guerra Mundial.
Dosyalarım, dünya hakkındaki kitabım için soruyorum.
Para os meus arquivos... o meu livro sobre o mundo.
Senin de hatırlayacağın gibi dünya hakkındaki tüm bildiklerimle günün birinde bir kitap yazacağım.
Como te deves recordar, um dia escreverei um livro de tudo o que sei sobre o mundo.
Bilmenizi isterim ki Yeni Dünya'ya yelken açtığımızda gemimde o adama yer yok.
E quero que saibam que não haverá espaço para esse homem no meu navio quando navegarmos para o Novo Mundo.
Ne dünya amına koyayım.
Mas que mundo.
Eli, bir 2. Dünya Savaşı purosu kavrarmış gibi kıvrılmış bir pençeyi andırırdı. Fakat sağlık düşkünü olduğu için puro falan içmezdi.
A mão dele fazia sempre uma garra, como se agarrasse um charuto da Segunda Guerra Mundial que o ego fanático por aptidão física não o deixava fumar.
O bir dünya lideri.
Ele é um chefe de Estado.
- Çünkü ABD Kongresi dünya pazarında ABD çiftçileriyle rekabet edecek bir ürün için ABD fonlarının kullanılmasına izin vermez.
- Porque o Congresso dos EUA não permite a aplicação de verbas americanas no cultivo de um produto que acabará no mercado mundial a concorrer com agricultores americanos.
Yani, soracak bir dünya sorunuz olduğunu biliyorum.
Quero dizer, sei que tem as suas próprias perguntas a fazer ali.
Dünya sahnesi.
A cena mundial.
Gerçek dünya içeri sızmaya başladığında.
Quando o mundo real se começa a infiltrar.
Hangi dünya liderinin odasında telefon olmaz?
Que chefe de Estado não tem um telefone no quarto?
Bart'ın gösteriş budalalığı dünya çapına ulaştığında saygısızlığı da iyice arttı.
A medida que o exibicionismo do Bart se desviava para cada vez mais próximo de um globetrotter, o desrespeito aumentava.
- Vay anasını, dünya demek!
- Terra. Ena! - Sim!
dünyanın 28
dünyayı 22
dünyada 53
dünyaya 17
dünyalı 32
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünya küçük 47
dünya değişiyor 17
dünyanın sonu 17
dünyayı 22
dünyada 53
dünyaya 17
dünyalı 32
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünya küçük 47
dünya değişiyor 17
dünyanın sonu 17