Dışarı mı tradutor Português
13,730 parallel translation
Müvekkilini görmek istiyor musun yoksa seni dışarı mı atalım?
Quer ver o seu cliente ou ser expulso?
Naz, dışarıda anlamadığımızı söyledin.
Naz, disse lá fora que eu não entendia.
Senin gibiler burayı hem içten hem dışarıdan bozuyor. Senin gibi değersiz sıçanların lafına karnım tok benim.
Vocês corromperam esse povo até á medula, e eu não aceito mentiras de pássaros pequenos como tu.
Dışarı çıkmayacağım ve sen birilerinin içeri girmesine izin vermeyeceksin.
Eu não saio, e tu não deixas ninguém entrar.
Ne, bunu dışarıda mı halletmek istiyorsun?
Queres acertar as contas lá fora?
Seni dışarı çıkaracağım.
Eu tiro-te daqui!
Henry beni dışarı gönderdiği için, çok şanslısın. Yoksa, şimdi seni fena halde beceriyor olacaktım.
Tiveste muita sorte do Henry mandar-me aqui fora Ou eu estaria a fazer parvoíces, agora.
O kızı da, dışarı çıkart, tamam mı?
Tira este corpo daqui, sim?
Her zaman indiğinde mesaj atar, Fakat dışarıda çalışırken mesaj geldiğini duymadım.
Ele mandava sempre uma mensagem quando podia, mas não o ouvi-a entrar quando fazia exercícios.
- Selam, dışarıdayım.
- Estou a chegar é importante.
Fikrini değiştirirsen dışarıda olacağım.
Eu vou estar lá fora, caso mudes de ideia.
Geçen gece dışarıdaydım. Kulüpteydim.
A uma discoteca.
Dışarı çıkmalıyım.
Tenho de ir lá para fora.
Dışarıda babam dâhil tanıdığım herkesi öldürmeye çalışan bir adam var!
Está um homem lá fora a tentar matar sistematicamente todos os que conheço, incluindo o meu pai!
Onu, o gece, dışarıda sokakta mı gördün?
Viu-o na rua naquela noite?
Dışarıda neler oluyor aklım almıyor, Calvin.
Não sei o que está a acontecer, Calvin.
Dışarıyı oyun parkı mı sanıyorsun sen?
Achas que são todos iguais aqui?
Tanrım ateş ediyor birileri! Dışarıda ateş ediyorlar!
Meu Deus, estão aos tiros lá fora!
Öylece dışarıda bırakamazdım onu.
Não a deixava ir sozinha.
Dışarısının ne kadar tehlikeli olduğunu ve bizim takıldığını kişileri onaylamadığımızı neden anlamıyorsun aklım almıyor bir türlü.
Não sei por que não entendes como lá fora é perigoso e que não aprovamos com quem te estás a juntar.
Ve bende onu dışarıda sen, sen veya bu dükkan için başına bir şey gelsin diye bırakmayacağım.
E não vou deixá-lo aqui para te ferires nestas ruas por ti, tu, ou esta merda de loja!
Yarın tüm gün dışarıdayım.
Amanhã vou estar fora todo o dia.
- Dışarı alalım, tatlıların yanında durmasını istemiyorum.
Não os quero perto da sobremesa.
Dışarı çıkıp sana inanmalarını sağlamalıyım.
Tenho de sair para te promover.
Sanırım dışarı çıkmaları bir ya da iki saat sürerdi.
Penso que levaram umas duas horas para saírem.
Daha sonra ikimizden biri dışarı çıkıp yardım arayacak.
e então um de nós... apenas... Sai daqui, e pede ajuda.
Bir yıldır kodesten dışarıdaydım, şimdi de Meksikalı dolu kamyonun içindeyim.
Faz um ano que sai da cadeia, e aqui estou eu numa carrinha cheia de mexicanos.
Dışarıdalar mı?
Estão aí fora?
Bu saatte dışarıda ne yapıyorsun, balkabağım?
O que fazes aqui fora tão tarde, abobrinha?
- Camdan dışarı çıkmaz mıyız?
Podemos sair por uma janela?
- Dışarı çıkın küçük hanım.
Garota, saia agora.
Eğer sıradan biri olsaydım beni çoktan kapı dışarı etmiştin.
Maldito seja se deixar um covarde como você me matar.
Lütfen onu dışarı atıp beni biraz daha sonra arar mısın?
Podes apagá-lo, por favor, e ligares-me depois?
Çocuklarımı dışarı yemeğe bile götüremiyorum.
Nem posso levar os meus filhos a jantar fora.
Eşyalarımı pencereden dışarı at.
Atira as minhas coisas pela janela.
Onu dışarı çıkaralım mı? Kıyıya kadar götürürüz.
Podíamos dar um passeio de barco.
- Ben dışarıda olacağım.
- Eu espero lá fora.
Muhtemelen çok göz dikkat çektiğimizi düşünüyorsunuzdur haksız da değilsiniz, dışarıdan çok sayıda kişiyi işe aldık ama harika bir kılıfımı vardı.
Sei que provavelmente pensas que é demasiada exposição, e que o risco de trazer pessoas de fora é muito alto, mas já temos o disfarce perfeito.
Dışarıda birinin beklemesi gerekmiyor mu dışarı çıktığımız anda...
Quem mais esperaria fora do estúdio, e depois...
Adamı dışarı çıkardım. Bunun için para bile almamıştım.
Dei conta do tipo e nem sequer tinha sido pago.
Devam edebilirim. Tüm kartlarım klozetin üst kısmındaydı, fakat dışarı çıkarılıp havay maruz kalınca,
Todos os cromos têm proteções de plástico, mas, se forem tirados e expostos aos elementos...
İnsanlara karşı tehlikeli olduğunu bildiğin hâlde oğlunu dışarıya bırakmak mantıklı mı sence?
É seguro deixar o seu míudo por ai Sabendo que ele é perigoso para as pessoas?
Ekipmanlarımı dışarıda bıraktım ve ıslanırlarsa 4000 dolarım çöpe gider.
Deixei todas as minhas artes para fora e se molhar será 4.000 destruido.
Hadi dışarı çık ve bize yardım et.
Saia e nos ajude.
Anlatmaya çalıştığım şey, dışarıdan görünen her ne olursa olsun bizim oğlumuz burada.
Estou a dizer que, por mais que pareça estranho, o nosso filho está aqui.
Akşam yemeğini her gece dışarıdan mı yiyeceğiz? Mağazadan bir şeyler almam gerek.
Vamos comer comida de plástico todas as noites? Preciso de ir buscar algumas coisas à loja.
Bir hafta için okul kampıyla dışarıda olmam gerekiyordu ama ikinci gün hastalandım.
Devia passar uma semana fora num acampamento da escola, mas fiquei doente ao segundo dia.
Ben Risotto alacağım. Limuzinim dışarıda bekliyor.
Tenho a limousine à espera.
Uzun zaman önce yumuşadığını biliyorum ama her asker gibi biz de ülkemizi içeriden ve dışarıdan gelebilecek tüm düşmanlara karşı koruyacağımıza dair birlikte yemin ettik.
Sei que amuleceste à muito tempo, mas tu e eu fizemos um juramento, juntamente como todos os outros soldados, de defender o nosso país de todos os inimigos, externos e domésticos.
- Kızlar dışarı çıkın. - İç bakalım.
Vocês aí, saiam.
Doğrusunu istersen, dışarıdaki herkes dünyanın sonuymuş gibi eğleniyor. Mghb, dmt, mollies ve kimyasal kokain veya bunların bir karışımı sanırım.
Bem, sinceramente, todos lá fora estão a festejar como se fosse o fim do mundo, então eu presumi MGHB, DMT, mollies, e cocaína farmacêutica ou algum combo disso tudo.