English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ D ] / Dışarı çıkarın

Dışarı çıkarın tradutor Português

967 parallel translation
Cephaneleri dışarı çıkarın. Haydi, çocuklar.
Levem estas munições.
Yarın sandığı dışarı çıkarın da ben içeri gireyim.
Amanhã pode tirar o baú e eu entro.
- Onu bebek odasından dışarı çıkarın hemen!
Saiam pelo quarto das crianças. Rápido!
Beni dışarı çıkarın!
Deixe-me sair!
Bunu dışarı çıkarın.
Arraste-o para fora daqui.
Pekala, atı dışarı çıkarın.
Certo, tragam-no.
Onları dışarı çıkarın ve Baron Gruda'nın takdirine bırakalım.
Levem-nos lá para fora e entreguem-nos ao barão Gruda.
Dışarı çıkarın.
Tirem-no daqui!
Çalışanları da dışarı çıkarın.
Ponha os operários fora.
- Dışarı çıkarın onu.
- Levem-na para fora.
Onu dışarı çıkarın.
Ensacado.
Şu cesetleri dışarı çıkarın!
Tirem os corpos daqui.
Müfettiş, burayı kapatıp, herkesi dışarı çıkarın.
Fechem o jardim zoológico.
Lütfen beni dışarı çıkarın.
Por favor, me deixem sair.
Fili dışarı çıkarın!
Tirem o elefante daí!
Bu insanları dışarı çıkarın!
Tirem estas pessoas daqui!
Öldürmeden onu dışarı çıkarın!
Levem-no daqui, antes que o mate!
Dışarı çıkarın.
Leve-me daqui.
Deneği derhal dışarı çıkarın!
Rápido! Libertem o sujeito depressa!
Kızı dışarı çıkarın da temiz hava alsın.
A rapariga sente-se mal. Saiam com ela para apanhar ar.
Onu dışarı çıkarın.
Fique fora disto.
Onu dışarı çıkarın hanımefendi.
Mande-o embora, senhorita. Que aqui estamos todos saudáveis.
Gökbilimciler dışarı çıkar ve bu yeni manzaranın tadını çıkarırlar.
Os astrónomos saem e estão encantados com a paisagem, que é nova para eles.
Şey, bu klasörleri gözden geçiriyordum. Bunlar soygunlarda baş şüpheli olan kişiler ve Duffy klasörlerin bürosundan dışarı çıkarılmasını istemedi.
Precisava de ver estes ficheiros, são os suspeitos dos assaltos, e o Tenente Duffy não queria que eles saíssem do gabinete.
Şimdi, ayaklarını dışarı çıkar.
Tira os pés para fora...
Lütfen dışarı çıkar mısın!
- Importa-se de sair daqui?
Dışarı çıkarıp ayıltın onu.
Levem-no para ali.
Sizden onlara yardım etmenizi istiyorum. Siz üçünüz, oraya gidin ve herkesi dışarı çıkarın.
Tu, o que fazes aqui?
Şuraya bakın, bu pislikler hastaları da dışarı çıkarıyor.
Meu filho, meu filho...
Dışarı çıkar mısın?
Importa-se de sair daqui?
Hadi elini içeri sok da altını dışarı çıkar bakalım.
Enfia lá a mão e tira o teu ouro.
Dışarı çıkar mısınız, başkanım?
Vai à recepção, meu Presidente?
Çıkarın adamı dışarı!
Ajudem este homem a sair!
Sonra, o bahçeyi kolaçan etmek için falan dışarı çıkınca anahtarı halının altından alıp karımın çantasına geri koyacağım. Tabii polis gelmeden önce.
Então, enquanto ele estiver lá fora a procurar no jardim, ou algo, eu tiro a chave de debaixo do tapete e ponho-a de novo na mala dela, antes da polícia chegar.
Bak, yukarı çıkıp şu üzerindeki hemşire formasını değiştirdikten sonra, dışarı çıkar güzel bir yerde birşeyler içeriz.
Porque não vais tirar essa farda e vamos tomar uma bebida?
Seni güzelce kaşımalarını istersin ve, " Şu köpeği dışarı çıkar!
Você sente aquela vontade de dar uma coçadinha e... " Tire esse cão daqui!
Dışarı çıkarıp yakın şı cadıyı!
Levem-na e queimem-na!
Domuzu dışarı çıkarıp asın!
Enforquem-no!
Yanınızda getirdiğiniz mücevherler dışında dışarıya altın, gümüş, platin yada değerleri taşlar çıkarıyor musunuz?
vai tirar ouro, prata, platina... pedra preciosas ou semipreciosas... distintas às joias que trouxe consigo?
Bu çok kabaca olabilir, ama çocukların hatırına, lütfen dışarı çıkar mısınız!
Isso pode parecer muito cruel, mas temos três jovens no carro, por isso, peço que desçam.
Karın sevdiği için senin dışarı çıkmanı istemiyor. Benimki benden nefret ettiği için.
A tua esposa não quer que saias, porque te ama, a minha, porque me odeia.
Karınız dışarı çıkacak.
A sua esposa pode sair.
Eğer oradan dışarı çıkmazsan, karını öldürürüm.
Se você não sair daí, mato a sua esposa.
Genç adam, bu, kızımı son kez dışarı çıkarışın!
Jovem, esta é a última vez que levas a minha filha a sair!
Dışarı çıkarıp yakın.
Leva lá para fora e queima-o.
Bak, bira falan içmek için dışarı çıkacağını karına niçin söylemiyorsun?
Por que não diz à sua esposa que vamos tomar uma cerveja.
Lütfen dışarı çıkar mısın, Frenchy?
Pode sair por favor, Frenchy?
Dostlarınızla dışarı çıkar mısınız?
Não sai com os amigos?
Bu mahkemedeki askerin yaşamı, mahkemeden önce ve sonrasında da doğal olarak suçlamaların sonuna kadar, mahkemenin koruması altındadır... bundan dolayı bu gürültücü bay ve bayanların dışarı çıkarılmasını talep ediyorum.
Um soldado está em luta pela sua vida ante esta corte. E além disso, pela natureza pesada das acusações apresentadas, este não é certamente um lugar para senhoras.
- Dışarı. Çıkarın bunları.
- Levem-nos daqui!
Babam dışarı çıktı ya, hemen ardından onun kutularını karıştırmaya başladım.
Quando o papá saiu, agora mesmo, fui vasculhar a secretária dele.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]