Em tradutor Português
885,615 parallel translation
Sarnia'dayken herkes hep Kerrie'yi severdi.
Quando éramos novas em Sarnia, toda a gente gostava da Kerrie.
Sarnia'daki ikinci yılımızda, o yıl için akademik hedeflerinizi yazmanız gerekiyordu, benimki şuydu :
No segundo ano da escola em Sarnia, tivemos de definir as metas escolares para o ano e a minha foi :
Oyun şu, Kerrie'yi evde herhangi bir noktada görürdüm ve oynamak istersem "Hey Kerrie, rahatla." derdim.
Ora bem, era assim : eu via a Kerrie em qualquer lugar da casa e, se quisesse jogar, dizia : "Kerrie, relaxa."
Bu noktada iri, haşin ve İrlandalı olan, evde bağırmayı yasaklayan babam ayaklarını vurarak merdiveni çıkıp "Kim evde bağırıyor?" derdi.
Nessa altura, o meu pai, que é grande, mau, irlandês e não nos deixava gritar em casa, ia lá a cima e dizia : "Quem é que está aos gritos em casa?"
Neden bilmiyorum ama şöyle dedim : " Ürünlerimizi hayvanlarda denemeyiz.
Não sei porquê, mas disse : " Não testamos os nossos produtos em animais.
Onun yerine Filipinli çocukları kullanırız. "
Em vez disso, usamos crianças filipinas. "
Ama Londra'da insanlar sokakta yanıma gelip onu giydiğim için pisliğin teki olduğumu söylüyor.
Mas, em Londres, as pessoas abordam-me na rua e dizem que sou uma cretina por o usar.
Yaşadığımız dünyayı biliyorum ve kürk giydiğim için pislik olduğumu da ama şu anda yasadışı değil.
Conheço o mundo em que vivemos e sei que sou uma cretina por usar peles, mas neste momento não é ilegal.
"Nerede yaşıyorsun? !" dediler.
"Em que planeta é que moras?"
Hiçbir noktada o kadar iyi aydınlanmış... ve ayrıntılı bir bakış attığını fark etmedim. Göt deliğime bakmış. Deliğe.
Em momento nenhum eu sabia que ele tinha um olhar tão cirúrgico e observador relativamente ao meu olho do cu.
Sonra kızlar, bizim gibi başını çevirmek yerine, odaklanmış.
Em vez de desviar o olhar, como nós faríamos, miúdas, ele fixou o olhar.
"Evde kalmayı ve bazı fikirleri seviyorsan seksi olabilirim." dedim.
Disse : "Posso ser sensual, se gostares de noites em casa e opiniões."
"Bu yüzden evden ayrıldım, yazlıklarda ve arkadaşların kanepelerinde kaldım."
Por isso, saí de casa e fiquei em casas de verão e no sofá de amigos. "
Sonunda o içki almaya giderken salon bir saniye sessizliğe gömüldü ve altı yaşındaki kızım o yaştakiler gibi yüksek sesle " Of!
Por fim, faz-se silêncio na sala, só enquanto ele tomava uma bebida, e a minha filha de seis anos, em alto e bom som, disse : " Eca!
Çünkü evde öğrettiğim budur.
Porque é isso que eu ensino lá em casa.
Londra'da bu çok fazla hayvan demek.
Em Londres, são demasiados animais.
Yaklaşık olarak protez bacağınız olduğunu söyleyeceğiniz zamanda söylemelisiniz.
Tem de ser na mesma altura em que diríamos que temos uma perna prostética.
Ve o senin yaşındayken Lara, 17 yaşında olmak çok zormuş.
E ela tinha a tua idade, Lara, numa época em que era difícil ter 17 anos.
"Size öldüğü günü söyleyebilirim."
Disse-lhe : " Posso dizer-lhe o dia em que morreu.
Londra'da korkak olmanın cezası o.
Essa é a multa por ser cobarde em Londres.
Ama burası Sarnia, bu yüzden kuzeniniz olacaktır.
Mas estamos em Sarnia, por isso vai ser um primo.
Tamam. Salonun bu tarafındaki siz güzel insanlar ve siz yukarıdakiler gelinin arkadaşları ve ailesisiniz.
Ora bem, este lado da sala, esta malta maravilhosa, e lá em cima, vocês são os amigos e familiares da noiva.
Kız kardeşim Kerrie'yi göreli çok uzun zaman oldu, kabul, ama doğduğu günü çok iyi hatırlıyorum.
Admito que já se passou muito tempo desde que vi a Kerrie pela última vez, mas lembro-me claramente do dia em que ela nasceu.
O günden sonra Kerrie benim bebeğim oldu.
Dali em diante, a Kerrie era a minha bebé.
Annemiz vardı ama beni daha çok seviyordu, bu yüzden bana hep Kathanne diyordu ama "Ketamme" diye çıkıyordu, bu yüzden evde adım öyle kaldı.
Ela tinha a minha mãe, mas gostava mais de mim e chamava-me Kathmãe, mas saía "Kathpumba", que se tornou o meu nome em casa desde então.
Scorpion'un önceki bölümlerinde...
Anteriormente, em Scorpion.
- Bu empatiydi. Walter bir başkasındaki duygusal acıyı tanımladı ve empati gösterdi.
O Walter identificou uma dor emocional em alguém e demonstrou empatia.
Her şeyden önce, Valor Taşı'nı takıyorum.
Em primeiro lugar, carrego a Pedra de Valentia.
Aşınma yok. Bunlar yeni bıçaksız türbinlerin dayanıklılığını % 60'ın üstünde artıracak.
Vai aumentar a longevidade das novas turbinas sem lâminas em mais de 60 %.
Ve yakında, bir Scorpion dehası dokunuşu.
E, em breve, um toque do brilho da Scorpion. - Está bem, terminei.
Kadeh kaldırırken iyi giden bir şakaydı.
É o tipo de humor que vai bem em brindes.
Topluluğa hitap etmenin bir formülü vardır Toby.
Falar em público tem uma fórmula, Toby.
Bunun üretildiği yer Windsor, Ohio.
Ela foi fabricada em Windsor, Ohio.
Sly'ın kalbinin kılmasına hazırlan ; üç, iki, bir...
Prepara-te para a decepção do Sly em três, dois, um.
Bana milyonlarda dolarlık ekipmanı takip etmekte güvenip düğün elbiseni seçmekte güvenmemene hayret ediyorum.
Confias em mim para monitorizar um material caríssimo, mas não para escolher um vestido.
İhtiyacınız olan tüm bileşenler yukarıda yanınızdaki makinede.
Tudo o que precisas está disponível aí em cima.
- Ekip çalışması için ise harika bir zaman.
É hora de trabalhar em equipa.
Az sonra burada olurlar.
Eles vão chegar em breve.
Çok mesafe var.
É um longo caminho até lá em baixo.
Madem bir kaç dakika sonra daha sağlam bir zemine basacağız sana birkaç şey söylemek istiyorum. Telsizleri çıkartalım.
Como em alguns minutos estaremos no chão, queria dizer algumas coisas.
Anlamadığım her buluşta çözemediğim her formülde, farkına varamadığım her atıfta...
Em cada invenção que não entendo, cada fórmula que não resolvo, cada referência que não apanho.
Yanlış anladığım bir şey daha.
Outra coisa em que errei.
Felaket tellallığı yapmak istemem ama takviyeli örgülü çelik adına...
Odeio ser quem faz as perguntas más, mas como é que, em nome do aço trançado,
Klanımdan iki kişi büyük tehlikede ve yardımını rica ediyoruz.
Dois do meu clã estão em grande perigo e suplicamos por sua ajuda.
Sen de ayağıma basıp geriye yatacaksın.
Põe o teu pé em cima do meu e inclina-te, também.
Doğum günü partilerinde daha iyi sihirler görmüştüm.
Já vi magia melhor em festas de aniversário.
Halattaki çekme yükünün azalması aeroelastik sallanma başlattı.
Tirar a pressão da tracção do cabo resultou em flutuação aeroelástica.
Walt, bu lastik örtünün üstünde kal ve ben söyleyene kadar metal hiçbir şeye dokunma.
Walt, fica nesse tapete de borracha e não toques em nada de metal até eu avisar.
Şu anda 16 mili amperdeyiz ;
Estamos em 16 miliamperes.
Göz açıp kapayıncaya kadar yeryüzüne inmiş olacaksınız.
Estarão em terra firme antes que percebam.
Yukarıda birbirinize bayağı sağlam tutunmuşsunuz.
Vocês realmente seguraram-se lá em cima.
emin 22
emiliano 26
emmanuelle 36
emmet 30
emmett 59
emin değilim 1019
emin misin 2639
eminim 1847
emin ol 169
emredersiniz 1880
emiliano 26
emmanuelle 36
emmet 30
emmett 59
emin değilim 1019
emin misin 2639
eminim 1847
emin ol 169
emredersiniz 1880
emory 25
eminim ki 169
eminim öyledir 355
emin olmak istiyorum 28
emin olmak istedim 23
emin olun 89
emin olmak için 34
emin olabilirsin 152
emin misiniz 577
emin olabilirsiniz 33
eminim ki 169
eminim öyledir 355
emin olmak istiyorum 28
emin olmak istedim 23
emin olun 89
emin olmak için 34
emin olabilirsin 152
emin misiniz 577
emin olabilirsiniz 33