Emin ol tradutor Português
4,508 parallel translation
Ona söyle ben gidiyorum, revize edilmiş bütçe önerilerim masasının üzerinde ve komite toplantısında önce göz attığına emin ol.
Diz que estou a deixar as minhas sugestões de revisão de orçamento na sua mesa. Fá-lo ver antes da reunião do comité.
Dadıyı ara ve kızlarının iyi olduğuna emin ol.
Liga para a ama, garante que a sua filha fique bem.
Emin ol sen ilk olmayacaksın.
Vais ser o único.
Bu konuda bir şeyler söylediğine emin ol.
Fala sobre isso.
Emin ol parayı eline aldığı an sen de kaybedenlerden olacaksın.
Quando ela tiver o dinheiro, ela vai livrar-se de ti.
Norman'ın seni daha önce terk etmesini isteseydim emin ol öyle yapardı.
Se eu quisesse, o Norman deixava-te antes, acredita que sim.
Adamı bir daha yollamadan önce, hayatının onun ellerinde olmasını istediğin biri olduğuna emin ol çünkü ne yaparsa, sana patlayacak.
Antes de o mandares outra vez, certifica-te que o homem é bom. Porque o que ele fizer, vai voltar para ti.
Stet, gırtlaktan söyleme. Oraya bir kurbağa kaçmış gibi bir ses çıkarıyorsun. Havanın diyaframının derinliklerinden gelip karnını şişirdiğinden emin ol.
Stet, não cantes de garganta, pareces lá ter uma rã presa, faz que o ar suba até ao estômago, vindo de baixo, do diafragma.
İltifat etmeye çalışsam emin ol bunu anlarsın.
Acredita, vais saber quando fizer um elogio.
- Biz de geri gelebildiğimize sevindik, emin ol.
Estamos contentes por estar de volta, acredita em mim Conseguiu, Sensei.
Ama emin ol, şuan uyanıksın Gördün mü?
Mas prometo-te, que estás bem acordada. Vês? Completamente real.
Shelley'i arayacağım diye bu civarda yeteri kadar vakit geçirdim ve emin ol Marie'nin içinde olduğu durum hiç de hayır değil.
Já dei muita volta a este sítio à procura da Shelley para saber que a situação da Marie não é benigna.
Bette, konuşacaksan ağzından çıkanların tekrarlanan film konuları olmadığına emin ol.
Bette, se vais falar, certifica-te que o que dizes não é apenas uma intriga rebuscada.
Seninkini ileteceğime emin ol.
Eu transmito-lhe os teus cumprimentos.
Hareket etmediğinden emin ol.
Assegurem-se que ele não foge.
Batı koridorlarının boş olduğundan emin ol.
Façam uma limpeza completa dos restantes pisos do corredor oeste.
Uçağa bindiğinden emin ol.
Assegura-te de que apanha o avião.
Kurt adamlarla yaptığı gizli toplantıları da anlattığından emin ol.
Certifica-te que ele te diz tudo sobre as reuniões secretas com os lobisomens.
Ama lütfen kızımın iyi olduğundan emin ol.
Mas... peço-te que olhes por ela.
Başkasının görmeyeceğinden emin ol.
Assegura-te que ninguém te vê.
Herkeste iki tane oldugundan emin ol.
Ver se todos tem as duas.
Ben daha beterlerini yaptım emin ol.
Já fiz pior, acredita.
Alfred Broughton'ın oy vermediğinden emin ol.
Certifique-se que o Alfred Broughton não vote.
Bu yüzden emin ol, hayallerini takip et.
Portanto, claro. "Seque os teus sonhos."
Ama lütfen bu akşamın konusunu bildiğinden emin ol.
Certifique-se que ele sabe a área de foco de hoje, por favor.
Ve kapıyı tıkladığına emin ol çünkü zil bozuk.
E bate à porta porque a campainha está estragada.
- Emin ol, etmiyorlar. Bu yüzden bu akşam onlarla kapı kapı dolaşacağım beni yanlarında istemeseler bile.
Acredita, não valorizam, por isso é que eu vou fazer campanha com eles esta noite, mesmo que eles não queiram que eu vá.
Ama emin ol, karın ve kızın Pennsylvania Caddesindeki arkadaşımız,... ölür ölmez hemen serbest bırakılacak.
Mas, esteja ciente, a sua esposa e filha serão libertadas, assim que o nosso amigo da Av. Pennsylvania estiver morto.
Gözünü Collins ve adamlarının üzerinde tut,... ameliyat gününe kadar aptalca bir şey yapmadıklarından emin ol.
- Vigia os homens do Collins. Certifica-te que não façam nada estúpido até à cirurgia.
Biz yalnızız. Onun öldüğünden emin ol.
mata-o.
Ön tampondaki yapışkan maddeleri temizlediğine emin ol.
Limpa bem a lama do para-choque dianteiro, certo?
Hey, ön tarafa geri dön, kimsenin silah sesi duymadığından emin ol.
Vai à frente, verifica se alguém ouviu os tiros.
Olanları yeni öğrendim yoksa emin ol daha önce gelirdim.
Teria vindo mais cedo, só que só descobri agora.
Jones, Macey'nin güvende olduğundan emin ol.
Jones, garanta que Macey se acomode.
Kendinden emin ol, dik başlı ol, karşındakini bağırarak birini konuşturtma.
Seja confidente, teimoso e cale a oposição.
Claire ile yalnız kalman yasalarımıza aykırı, Alex. Bir dahaki sefere başka bir korumanın size eşlik ettiğinden emin ol.
Vai contra a nossa lei que esteja só com a Claire, Alex, assim da próxima vez certifica-te de estar acompanhado com outro guarda.
Hiçbir dövmenin görünmediğinden emin ol.
Certifique-se que nenhuma tatuagem apareça.
Dışarda kaldığından emin ol.
Certifique-se de que ela ficará de fora.
İşini bitirdikten sonra temizlendiğinden ve ellerini yıkadığından emin ol, tamam mı?
Tem o cuidado de limpar tudo e lava as mãos.
- Tamam. Hareket ettirmeden önce güvende olduğuna emin ol.
Deixa-o bem amarrado.
Emin ol!
Tu mereces.
Ve onun için sadece para aldığına emin ol.
E certifica-te que recebes dinheiro a sério por ela.
Emin ol, kendince bir amacı var.
Garanto-te que tenho um objetivo.
Eğer beni hemen aramazsan seni kayıp olarak ihbar ederim ve emin ol, hiç hoşuna gitmez.
Se não me ligares, vou dizer que desapareceste e não vais gostar.
- Basına bir şey sızmadığından emin ol.
Assegure-se que a imprensa não receba nada.
Küçük dilimlere ayırdığından emin ol. Yoksa... Tamam mı?
Certifica-te de cortá-la em fatias pequenas, para que eles não...
Ama emin ol ki açıklayacağım.
Mas garanto-te que explicarei.
Herkesin ve her şeyin hazır olduğundan emin ol ve bunu da gerçek sahibine geri götür.
Certifica-te de que tudo e toda a gente está pronta. E devolve isto ao seu devido dono.
Sen kızlarının ne yapacaklarını bildiğinden emin ol yeter.
Certifica-te de que as tuas miúdas sabem o que fazer.
- Devriye tarafından fark edilmeyeceğimize emin ol.
Certificar-me que não somos surpreendidos por uma patrulha.
O zaman yüzde yüz emin ol.
Costumamos hibernar em Ottawa ao primeiro sinal de inverno.