Endişelendirmiyor beni tradutor Português
99 parallel translation
* Ama endişelendirmiyor beni *
But it don't worry me
* Endişelendirmiyor beni *
It don't worry me
* Ama endişelendirmiyor beni *
- Well, it don't worry me
* Ama endişelendirmiyor beni *
- But it don't worry me
* Endişelendirmiyor beni *
- It don't worry me
* Ama endişelendirmiyor beni *
It don't worry me
* Ama endişelendirmiyor beni *
- It don't worry me - O que aconteceu?
* Ama endişelendirmiyor beni *
Come on! It don't worry me
* Ama endişelendirmiyor beni * * Endişelendirmeyecek beni *
- But it don't worry me - It's not gon'worry me
* Hayır, endişelendirmiyor beni *
No, it don't worry me
* Ama endişelendirmiyor beni * * Endişelendirmiyor beni *
- But it don't worry me - It don't worry me
* Endişelendirmiyor beni * * Hayır *
It don't worry me, no
-... sinek şakşağından başka. * Ama endişelendirmiyor beni *
But it don't worry me
* Endişelendirmiyor beni *
- It don't worry me - Why not?
* Endişelendirmiyor beni *
Well, it don't worry me
* Endişelendirmiyor beni * * Evet doğru *
- It don't worry me - Isso.
* Endişelendirmiyor beni * * Endişelendirmeyecek bizi *
- But it don't worry me - It's not gon'worry us
* Endişelendirmiyor beni * * Endişelendirmeyecek beni *
- But it don't worry me - It's not gonna worry me
Bu detaylar fikrini savunma yetersizliğin kadar endişelendirmiyor beni.
Os pormenores não me preocupam tanto como a sua incapacidade de se afirmar.
Ama işin o kısmı, şu an beni pek endişelendirmiyor.
Mas isso ainda não me preocupa muito.
Debby beni endişelendirmiyor.
- Ela não sabe de nada.
Evet, şehir dışından gelen eleştirmenler beni endişelendirmiyor.
Sim, não me ralo com críticos de fora da cidade.
Bu beni çok endişelendirmiyor...
Eu não me preocupo tanto.
Laura'nın duvarını yıkmaya çalışıp yıkması beni endişelendirmiyor.
Não estou preocupada que a Laura tente deitar a baixo a parede por ela própria.
Görüyorsun, Sartana, 5000 dolar beni endişelendirmiyor.
Veja, Sartana, esses 5.000 dólares de promessa, ficam assim.
* Endişelendirmiyor beni *
- But it don't worry me
- Yumruk yemek beni endişelendirmiyor.
- Os murros não me importam.
Beni endişelendirmiyor.
Ele não me assusta.
Gerçek şu ki beyler, bunların hiçbiri beni endişelendirmiyor. Çünkü kimse bunlar hakkında bir şey öğrenemeyecek.
Em boa verdade, meus senhores, nada destas coisas me preocupa, pois ninguém nunca saberá delas.
Beni Mets'in atıcıları endişelendirmiyor. Atıcıları var.
Não estou nada preocupado com os lançamentos.
Beni cildim endişelendirmiyor.
Não é a minha pele que me preocupa.
Onlar beni endişelendirmiyor.
Não estou preocupado com eles. Ele está a falar de ti, Lasse.
Bu beni endişelendirmiyor.
Não estou preocupado com isso.
Planlarının hiçbiri beni zerre kadar endişelendirmiyor.
Nenhum dos seus planos me incomodava.
Onlar beni endişelendirmiyor.
Eles não me preocupam.
- Beni notların endişelendirmiyor.
- Não estou preocupado com as notas.
Çiş beni endişelendirmiyor...
Não estou preocupado com o mijo...
o adam hala liderleri. - bu beni endişelendirmiyor.
Os nossos eleitores irão buscar um líder a outro lado. Eu não me preocuparia com isso.
Kusursuz insanı bir fonun önünde oynayacak olmak beni endişelendirmiyor.
Não me importa interpretar o humano perfeito contra praticamente qualquer fundo.
Benim durduğum yerden ise bu beni hiç endişelendirmiyor.
A mim parece-me que não estou preocupado com isso.
Yaşım beni endişelendirmiyor.
Não me sinto velha.
Onun aptal olması beni endişelendirmiyor.
Não é a estupidez dele que me preocupa.
Şunu söylemeliyim ki bu durum beni endişelendirmiyor.
Devo dizer... que não estou preocupado com isso.
Kalanlar beni pek endişelendirmiyor.
Com os outros, não estou muito preocupado.
O beni endiselendirmiyor.
Ele não me preocupa.
Üniversiteye girmek beni pek endişelendirmiyor. Senin gibilerin bazen ilgi odağı olmaktan çekindiklerini biliyorum ama Franklin Roosevelt'in de yarı robot olduğunu ve şimdi Rushmore Dağı'nda...
O que não gosto deste terreno, é a lentidão que tenho que andar nesta lama.
Tansiyonun biraz yüksek ama bu beni endişelendirmiyor.
A sua tensão está um pouco alta, mas isso não me preocupa muito.
Hayır, Dickie beni endişelendirmiyor. Ama vereceği karşılık sayesinde, arkasında annesinin... -... olup olmadığını anlayacağım.
Ele não me preocupa, mas a reação dele vai revelar-me se tem a mãe a defendê-lo, ou não.
Beni endişelendirmiyor.
Isso não me preocupa.
Beni beynin endişelendirmiyor.
Não é o teu cérebro que me preocupa.
Bu yüzden de bomba beni endişelendirmiyor.
É por isso que não me preocupo com a bomba.
beni 794
benito 18
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
beni bırakma 249
benim için fark etmez 98
benito 18
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
beni bırakma 249
benim için fark etmez 98
beni hatırladın mı 260
beni takip et 247
beni anlıyor musun 257
benimsin 41
benimle 208
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
beni arama 21
beni takip et 247
beni anlıyor musun 257
benimsin 41
benimle 208
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
beni arama 21