Eski dostum tradutor Português
1,549 parallel translation
Ama eski dostum Poirot'nun buralarda olduğunu duyunca daha eğlenceli olur dedim.
Mas quando soube que o meu velho amigo Poirot estava nas redondezas, achei que seria mais divertido.
Gel de seni bir doktor'a götürelim. - Bu sefer değil eski dostum.
Desta vez não, velho amigo.
Eski dostum!
Hey, velho amigo!
Eski dostum, üzgünüm.
Lamento, velho amigo.
Vali Goodman'ın ofisinde tanıdığım bir iki eski dostum var.
Tenho alguns amigos de longa data no gabinete do Presidente Goodman.
Bu eski dostum, Adrian Monk.
Este é o meu velho amigo, Adrian Monk.
Trudy senden o kadar çok bahsetti ki, eski dostum gibi hissediyorum.
Sinto que já somos velhos amigos, pela forma como a Trudy fala de ti.
Evet, eski dostum, kendinden şüphe eder.
Sim. A minha velha amiga. A insegurança.
O zamandan bile eski dostum, Rahipler.
Até antes disso, meu amigo. Pelos druidas.
Merhaba, eski dostum.
Olá, velho amigo.
Merhaba, eski dostum.
Olá, meu velho amigo.
Merhaba, eski dostum.
Olá, velha amiga.
- Alan, bu da benim eski dostum Bill.
Alan, este é o meu velho amigo Bill.
Her neyse, eski dostum Bill'le karşılaştım.
Seja como for, dei de caras aqui com este meu velho amigo.
Eski dostum Johnny Fox, görüyorum ki Sierra Nevada'da bir sene daha sağlam kalmış.
Bom, vejo que o meu velho amigo Johnny Fox sobreviveu a outro ano na Sierra Nevada.
Bunu tek başına yapamazsın eski dostum.
Não podes fazer isto sozinho, velho amigo.
Barmen! Eski dostum için en iyi içkinden ir tane daha...
Barman, a melhor cerveja para o meu amigo há muito perdido.
Sıkı tut, eski dostum.
Aguenta-te, companheiro.
Gromit, eski dostum.
Gromit, rapaz.
Tatlı rüyalar, eski dostum.
Bons sonhos, velho amigo.
Aferin, eski dostum!
Bem feito, velho amigo!
O zaman senin için çok geç olacak eski dostum.
Será demasiado tarde para ti velho amigo.
Sevgili eski dostum, geldiğin için teşekkürler.
- Meu querido amigo, obrigado por vir.
Zavallı eski dostum Bing.
Pobre e velho Bing.
Ruby, eski dostum.
Ruby, minha velha amiga!
Benim eski dostum, Bovver.
Muito bem, Bover.
Dinle, eski dostum, şuna biraz ara verebilir misin?
Olha, velho amigo, achas que podes parar de fazer isso por um bocado?
Bunu söylediğim için üzgünüm, eski dostum.
Cenário romântico... Lamento ter que dizer-te isto, amigo.
- Seçme şansın yok, eski dostum.
- Não tens hipótese, caro amigo.
Uzun zaman oldu eski dostum.
Tem sido uma longa espera... meu velho amigo.
Jake, eski dostum, o kadar da iyi değildin.
Pequeno Jake, Meus amigos, sim, um ótimo trabalho.
Sağolun, eski dostum Morgan'a teşekkür ederim.
E alguns velhos amigos, Morgan. Grande resultado no rugby este fim-de-semana.
Eğer varsan eski dostum.
Ah aí estás, meu amigo ancião.
- Eski lastik eldiven dostum.
O Mãozinhas, meu.
Cerrahi Bölümü'nün yeni başkanı eski ve iyi dostum, Dr. Alfred Blalock.
O nosso novo chefe do Departamento de Cirurgia o meu velho e querido amigo, o Dr. Alfred Blalock.
O bir dostum değil, o Yaşlı bir... Eski akıl hocası, aslında.
Não é um gajo, é um Ancião- - É, na verdade, o meu velho mentor.
Uğradığın için teşekkürler, eski dostum.
Bom... obrigado por teres passado, amigo.
Kenny'den bahsetmişimdir. New York'tan eski bir dostum.
O Kenny é um amigo meu de NI.
- Eski bir dostum.
É um velho amigo meu.
Little Willie gibi yapabiliriz dostum. ... aynı eski günlerde ki gibi. Şehri biz yönetebiliriz.
Podemos ser como o Little Willie, no passado, que tinha rios de dinheiro e governava esta maldita cidade.
Şuradaki merdiveni görüyor musun dostum? Aynı eski günlerdeki gibi.
Como nos velhos tempos.
Söyle, gözlerin gördü mü duaları? Belki duydu, eski dostum, yakarışları.
Talvez, velho amigo, me tenham visto a mim.
"Dave, eski dostum. Bırakta sana şunu söyleyeyim."
"Ex-Assessor do Governador Davis" Dave, meu amigo, escuta-me.
Eski Ahit dostum, bana bıraktığın şeye baktın mı?
Muito bem, amigo do Antigo Testamento, já viste a oferta que me trouxeste.
Mikey eski şeylere bayılır dostum.
O Mikey adora a crónica.
- Önemli değil, eski dostum.
- Não te preocupes, amigo.
Bu benim eski dostum Bovver değil mi?
Lembras-me o meu antigo amigo Bover.
Dinle, dostum, reddedilmiş eski sevgililerle uğraşmak dışında yapacak bir sürü işim var.
Amigo, já tenho tantos problemas que não falo com um namorado abandonado.
Dostum. Eski okul arkadaşlarımdan biri.
É da velha guarda.
Faslı eski bir dostum gazetesinde stajyer olarak beni işe alabilir.
Um velho amigo marroquino. Ele pode-me arranjar um estágio no seu jornal.
- Dostum, o kadar da eski moda olma.
Isso é tremendamente antiquado.