Eski bir arkadaşım tradutor Português
700 parallel translation
Hayır, ordudan eski bir arkadaşıma rastladım.
Não, encontrei um velho amigo do exército.
Eski bir arkadaşım.
Um velho amigo meu.
Chuck O'Malley ile tanış. Çok eski bir arkadaşım.
Lhe apresento Chuck O'Malley, é um velho amigo.
Lord Henry Wotton, Oxford'dan eski bir arkadaşım.
Toca brilhantemente. Este é Lord Henry Wotton, um velho amigo de Oxford.
Fred, sana Cliff Scully'i tanıştırayım, eski bir arkadaşım.
Fred, apresento-te o Cliff Scully, é um velho amigo meu.
Eski bir arkadaşım.
É um velho amigo meu.
M. Lavine, M. Verdoux - eski bir arkadaşımdır.
M. Lavine, M. Verdoux. Um velho amigo meu.
Evet, eski bir arkadaşım paramparça oldu.
Sim, um velho amigo meu ficou desfeito.
Sadece eski bir arkadaşım.
É apenas um velho amigo.
Eski bir arkadaşım beni görmek istiyor.
- Onde é que vai? Há um amigo que me quer ver.
Babası benim eski bir arkadaşım.
O pai dela era um velho amigo meu.
Eski bir arkadaşım - Ne zaman buraya gelsem ziyaret ederim.
Um velho amigo - eu... visito-o sempre que venho à cidade.
Bay Wormold, eski bir arkadaşım.
O Sr. Wormold, um velho amigo.
Gazetecilik yapan eski bir arkadaşımı göreceğim.
Vou cuidar de um velho amigo meu que trabalha para jornais.
Eski bir arkadaşımız var.
Chegou um velho amigo.
Eski bir arkadaşım, silah ustası.
Um velho amigo meu, um armeiro.
- O, benim çok eski bir arkadaşım.
O Paul Fournier é o meu melhor amigo.
"Efendim : Eski bir arkadaşımın..." "... oğlunu tavsiye etmek istiyorum. "
" Caro sr, permita-me apresentar o filho do meu bom amigo Baumel.
David, bu benim eski bir arkadaşım, Charlie Venner.
David, este é um velho amigo meu, Charlie Venner.
Benim eski bir arkadaşım olur.
É um velho amigo meu.
Orada çalışan eski bir arkadaşımı arıyorum, belki o bana yardımcı olabilir diye düşündüm.
Quero encontrar uma velha amiga que trabalha lá. Talvez ela me possa ajudar.
Eski bir arkadaşımın 8 yıl boyunca bir Alman çoban köpeği vardı.
Um bom amigo meu teve um pastor alemão durante oito anos.
Bu, eski bir arkadaşım, Debra.
Marty, apresento-te uma velha amiga minha, a Debra.
Benim eski bir arkadaşım.
É um velho amigo meu.
Eski bir arkadaşımdan alıntı yapayım.
Como diria uma querida amiga minha :
Bu arada, Rachel, benim eski bir arkadaşım.
A propósito, a Rachel é uma velha amiga.
Eski bir arkadaşımı arıyoruz.
Andamos à procura de um velho amigo meu.
Rachel çok eski bir arkadaşım.
- A Rachel é uma amiga de longa data.
Bu anahtarı sana veren adam eski bir arkadaşım ve iyi bir avukattır.
"O homem que te deixou esta chave, é um velho amigo..." "e um bom advogado."
Çok eski bir arkadaşı görmem lazım.
Uma velha amiga.
Bayan Emery'nin eski bir arkadaşıyım.
Sou um velho amigo da Sra. Emery.
Eski, huysuz bir arkadaşım.
Um velho amigo rabugento.
Seni eski bir asker arkadaşım olarak tanıtacağım, sonra da ayrılacağım öbür kız beni vestiyerde bekliyor çünkü.
Apresento-o como colega do Exército. E aí safo-me porque a outra está a minha espera.
Diyebilirim ki, eski bir okul arkadaşıma rastladım, konuşmaya daldık, zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım.
Posso dizer que encontrei um velho amigo da escola, e pusemo-nos a conversar e o tempo passou.
Siz, eh... Gay'in eski bir arkadaşı mısınız?
Tu, uh... tu és uma velha amigo do Gay?
Başka bir eski arkadaş mı?
Outro velho amigo?
Eski bir arkadaşın son arzusunu yerine getirmek lazım.
O último desejo de um velho amigo deve ser respeitado.
O benim eski bir arkadaşım.
- Mas ele é perigoso!
Eski bir arkadaşı, onunla bir kez çıkmıştım.
Sou um velho amigo. Saí com ela uma vez.
Ben sadece eski bir asker arkadaşınım. Nasıl dersen.
Sou apenas um velho amigo teu que estava por perto.
Londra'dan ortak bir arkadaşımız "Ay ve Altı Peni" kitabının eski bir baskısını burada bulabileceğimi söyledi.
Um amigo em Londres disse que eu podia achar uma moeda de seis centavos aqui
Altı aylık izin için İngiltere'ye döndüm ve arkadaşım Yüzbaşı Hunt'ın da yardımıyla eski bir karargahı ailemle birlikte düzenledim.
Voltei à Inglaterra por seis meses e com a ajuda do meu amigo, capitão Hunt... resolvi uma velha, antiga pendência com a minha família.
Bir kaç yıldır görmediğim eski erkek arkadaşım ve belki hâlâ biraz büyüsü kalmıştır.
É um ex-namorado que não vejo há anos e pode ser que ainda haja magia entre nós.
Bay Stevens, ben Connie Chasen'ın eski bir arkadaşıyım.
- Não me conhece, Sr. Stevens, mas sou uma velha amiga da Connie Chasen.
Eski okul arkadaşımdan bir mektup aldım.
Recebi uma carta de um antigo colega de escola.
Eski bir arkadaşıyım.
Sou um velho conhecido dela.
Eski bir ajan arkadaşım beni dün gece aradı. Ailemin tehlikede olduğunu söyledi.
Um amigo meu do F.B.I. Disse-me que a minha família corria perigo.
Hasta babamın eski bir kız arkadaşı mıydı?
A paciente é uma antiga namorada do meu pai?
Eski bir kız arkadaşım, Kathleen Turner şehre gelmişti. Üstüme başıma biraz kir ve bit sürdüm ve beraber çöp karıştırmaya çıktık.
Uma antiga namorada, a Kathleen Turner, estava na cidade e, por isso, esfreguei fuligem e piolhos no meu corpo e fomos saltando de contentor em contentor do lixo.
Eski bir arkadaşıyım.
Sou um velho amigo dele.
Ben eski bir arkadaşıyım.
Obrigado. Sou um velho amigo do mayor.