Etrafa bak tradutor Português
777 parallel translation
Palace Otel'in önünde dikiliyordum, anlarsınız. Özel birşey yapmıyordum bilirsin işte, hapishaneden yeni çıkmışım ve parasızım... sadece biri gelir de laflarım diye herkes gibi etrafa bakınıyordum.
Eu estava em frente do hotel Palace, não fazia nada porque... bem, sabe, saí da cadeia e estava sem dinheiro.
iki gündür bizimlesiniz, sadece boş boş oturup etrafa bakındınız o kadar.
Está connosco há dois dias e tudo o que fez foi... ficar sentada e amuada.
Ben etrafa bakınıp, bir kız bulmaya çalışacağım.
Vou dar uma volta para ver se conheço para aí uma moça.
- Etrafa bakın lütfen.
- Por favor... vê isso. Está bem.
Alık alık etrafa bakıyordu. O adamın arabasına çarptı.
Olhava embevecida a todas partes quando acertou o carro.
Anton, sen etrafa bak.
António, procura os pneus,
Sen dışarıda kal ve etrafa bak.
Ficas cá fora de guarda.
- Sadece etrafa bakınıyordum.
- Só estava a dar uma vista de olhos.
Etrafa bak.
Vê por aí.
Şey, etrafa bak.
Bem, então procure-o.
Etrafa bak.
Veja se consegue achá-los.
- Size diyeceğim, Teğmen şimdi durumu öğrendiğimiz için, tepenin etrafında bir daire çizerek birkaç gün daha onu arıyormuş gibi etrafa bakınırız.
Já que sabemos da situação, vamos apenas circular por alguns dias... pelas montanhas, como se estivéssemos procurando.
Etrafa bak, Morgan.
Eu jogo à minha maneira, Morgan.
- Etrafa bakıyordum.
- Estava a dar uma olhada.
Getirdiğinde, etrafa bakıyorsun... ve beyaz var mı diye soruyorsun, beyaz sandık gelince de,... başka bir renk istiyorsun...
Quando ele o trouxer, olhe em volta e peça para ver um branco. Quando ele trouxer o branco, peça um diferente...
- Karanlıkta etrafa bakıp insanların yüzlerini seyrederim.
Gosto de observar na escuridão as caras dos outros espectadores.
Sen burada takıl. Etrafa bak.
Fica aqui a vigiar.
Sebebini anlamak için etrafa bakıyordum.
Fui investigar, em busca da causa.
Etrafa bakıyorum. İş?
Estou só a dar uma mirada.
- Etrafa bakındım.
- Há seis cavalos sob o abrigo.
Etrafa bakıp eyvah dedim içimden. Yapacak hiçbir şey olmadan bu zindanda 30 gün.
Olhei em volta e pensei : 30 dias nesta masmorra sem nada para fazer?
- Etrafa bak, Frenchy.
- Dá uma vista de olhos, Francês. - Certo.
- Etrafa bakınacağım.
Vou dar uma olhadela.
Yabancı bir ülkede olduğunuz için, ben ve buradaki ortağım etrafa bakıp, istediklerimizi alacağız.
Eu e o meu sócio damos uma vista de olhos e levamos o que quisermos.
Dilediğince etrafa bakın. Oldukça eski görmeğe değer bir yer aslında.
Esteja à vontade, a casa é um autêntico museu.
Oh, sadece zaman öldürüyorum, etrafa bakınıyorum.
Estou só a matar tempo, a dar uma vista de olhos.
Etrafa bak.
Dêem uma vista de olhos nos arbustos.
Bak burada da, her şeyi izleyebiliyorum, Doolittle. Etrafa bakmaya bayılıyorum, gezegenleri izlemeyi meteorları, gaz kümelerini ve astroitleri izlemeyi seviyorum..
Vejo coisas magníficas aqui em cima, eu gosto de olhar para as coisas, observar os planetas, os meteoros e tudo o que me rodeia.
Etrafa bakıyorum sakıncası var mı?
- Posso dar uma vista de olhos?
Etrafa bak.
Olhe.
Sorun olabilir. Hep etrafa bakınıyor.
Pode ser um problema.Está sempre a observar tudo.
- Bassett etrafa bakınmaya gitti.
- Logo estará aqui.
Daha fazlasını bulabilirmiyiz diye etrafa bakın.
Vamos dar uma olhada a ver se encontramos mais... não queremos surpresas.
Sen aşağı inip etrafa bak.
Desce e dá uma olhada.
- Etrafa bak.
- Dá uma olhada.
Etrafa bakıp bu hindileri gördükçe...
Quanto mais olho, mais sinto...
Kaptan, Jimmy'nin etrafa bakınmasının mahsuru var mı?
Comandante, importa-se que o Jimmy dê uma vista de olhos?
- Tamam Face, etrafa bak.
- Caras, vai á frente.
Etrafa bakınıyorum, ama ortada kimse yok gibi.
Olho à minha volta e parece que nào está lá ninguém.
Çabucak biri bana bakıyor mu diye etrafa bir göz attım sanki gizli düşüncelerimi okuyabiliyorlarmış gibi.
Olhei à minha volta para ver se alguém me estava a observar. Como se pudessem ler os meus pensamentos secretos...
- Sadece etrafa mı bakıyordun?
- Só quis dar uma olhadela?
Etrafa bir bak.
Olha bem à tua volta.
Etrafa bir bakın, çocuklar.
Olhem em redor, rapazes.
Francis, etrafa bir bak...
Francis, vê se consegues encontrar o...
Etrafa bir göz at, hemşireler neye benziyormuş bir bak.
Examine este lugar. Veja lá como são as enfermeiras, está?
Onbaşı, vagona gir ve etrafa bir bak.
Cabo, suba ao vagão e vá espreitar.
Etrafa bir bak. Belki rastlarsın. - Tamam.
Dê umas voltas por aí, talvez a encontre.
Etrafa bir bak.
- Procura aqui. - Procura ali.
Etrafa bir bak.
Olha em volta.
Etrafa saçılan parçaların sebep olduğu etkiye bakılırsa..... çok uzun zamandır burada olmalı.
As sondas electromagnéticas têm descoberto... coisas enterradas há muito tempo.
Birbirinize bakın. Etrafa bir bakın.
Olhem um para o outro!
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakan 73
bakacağım 88
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakmadım 27
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakan 73
bakacağım 88
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakmadım 27