Eğlenmek için tradutor Português
679 parallel translation
Eğlenmek için Corbeil'e kadar beklemeyeceğiz.
Para começar, não esperamos por Corbeil para ir gozar ;
Gazeteler eğlenmek için onu hedef gösterdi.
Os jornais assediaram-no, fizeram dele um alvo de humor fácil.
Yani sen eğlenmek için kaçmak istiyorsun.
Resumindo, queres evadir-te só pelo gozo de o fazer.
- Sadece eğlenmek için mi?
- Só para divertir?
Nelly eğlenmek için bir baloya gidiyor.
A Nelly vai ao baile para se divertir.
Kendi başına eğlenmek için sıklıkla dışarı çıkıyor.
Passa muito tempo fora a divertir-se.
- Eğlenmek için buraya gelmiyorlar.
- Elas não vêm para se divertir.
Akşamları eğlenmek için böyle mi yaparsınız?
E isto que fazem para se divertirem é noite :
- Evlenecek bir kız hakkında. Düğün günü, kız eğlenmek için sandığa saklanır.
Uma noiva, que no dia do casamento se escondeu a brincar dentro duma arca.
Eğlenmek için sana muhtaç
Precisa para se distrair.
Anneniz ve gazozla eğlenmek için
Para entreter o vosso Pai e a vossa mãe
Beni bırakıp, eğlenmek için kulübe gidebilirsin.
Podes deixar-me e, depois, ir ao clube dar umas gargalhadas.
Çünkü onun rolü tımarhanede eğlenmek için bir şeyler uydurmaya benziyor.
A participação dela parece uma coisa de doidos.
Onunla biraz eğlenmek için kasabaya gidiyorum.
Vou até à cidade divertir-me com esse juiz.
Aynı günde Louvre ve Napoleon'un mezarını gezersek, eğlenmek için bir akşam ayırabiliriz.
Se fizermos o Louvre e o túmulo de Napoleão, no mesmo dia, podemos ter uma noite de diversão.
Bu kasabada biraz eğlenmek için ne yapılır?
Diga-me, o que pode fazer um homem para se divertir nesta cidade?
Sadece eğlenmek için yapmadık bu işi.
Não o fizemos pelo divertimento.
Herhalde eğlenmek için ara sıra onu dövüyorsunuz?
Então, bate ocasionalmente nela só por prazer?
- Eğlenmek için mi?
- Para se entreter?
Bunu yalnız eğlenmek için yapıyoruz.
Fazemos isto só para nos divertirmos.
- Sadece eğlenmek için değil, herhangi şeyler.
- E näo é só pra se divertir.
İnsanlar temelde eğlenmek için televizyon izler.
Geralmente as pessoas assistem TV para se divertir.
Biraz eğlenmek için iyi olur.
Tinha muita piada.
Tüm bunları farklı görünmek ya da sırf eğlenmek için yapıyorsan söyle.
Se você tem que fazer coisas para espairecer ou se aventurar, nos fale sobre isto.
Neden birlikte eğlenmek için bir yerlere gitmiyoruz?
Vamos divertir-nos noutro lugar.
Bunun için onu suçlayamazsın. Ona göre bir kızla yatağa girebilmek için... 700 bin liret harcayan biri bunu eğlenmek için yapar, sıkıntıdan değil.
Para ele, alguém que gasta 20.000 liras em deitar-se com uma zorra... faz-o porque se diverte...
Tanıdığım biri gibi eğlenmek için Palermo'ya gitmedim.
Não como uma pessoa que eu conheço e que se andou a divertir em Palermo.
- Eğlenmek için yapıyorsun.
- Faço-o por ti.
Eğlenmek için.
Por gozo.
Geri döndüğümüzde o aptal Yankee'yle eğlenmek için vaktimiz olacak.
Vai haver tempo para brincarmos com o tolo do Yankee, quando voltarmos. Vamos!
Eğlenmek için. Müzik gibi, böyle...
Só para me divertir... pela melodia.
Yeni insanlarla tanışmak ve eğlenmek için.
Para conhecer novas pessoas e me divertir.
Eğlenmek için sizi öldürebilirim.
Imagine que eu o matava só pelo gozo.
Şovda eğlenmek için bilet aldım.
Por isso cala-te e deixa-me em paz.
Bu kayalıklara eğlenmek için gelmedik.
Não foi para brincar que viemos para os rochedos.
Kimseyi eğlenmek için öldürme, tamam mı?
Não magoes ninguém por divertimento, está?
- Baksana... - Eğlenmek için gitmedik oraya.
Estive na cidade com o Alfredo e...
Bizden ayrılmayın, çünkü biz bütün gün bilet dağitacağız, bütün gece gönlümüzce eğlenmek için, haydi bebeğim!
Não desliguem, porque vamos oferecer bilhetes o dia todo, para podermos dançar a noite toda. Lindo! Vamos a isto, querida!
İş biter bitmez eğlenmek için Florida'ya gideceğiz.
Quando o trabalho estiver feito, vamos divertir-nos, na Florida.
Bunu eğlenmek için yapmıyoruz.
Isto não é nenhuma diversão.
Şikâyet etme, eğlenmek için gidiyoruz.
Não te queixes, vamos divertir-nos.
- Eğlenmek için.
- Foi divertido, pá!
Sadece eğlenmek için.
Penso raramente. Faz-me mal.
Eğlenmek için ne yaparsın?
O que é que faz para se divertir?
Eğlenmek için yaşlandım sanırım.
Acho que já sou velho para isto.
Eğlenmek için gerekli her şey!
Tudo para o divertimento
Sadece eğlenmek için.
Apenas diversão.
Bu eğlenmek için.
Isto é só espectáculo.
- Eğlenmek için bebek.
- Pela adrenalina.
Sadece seni parçalayıp eğlenmek için.
Só pelo perverso prazer de o despedaçar.
Hey, siz buralarda eglenmek için ne yaparsiniz? Çimenlerin büyümesini mi dinlersiniz?
Como se divertem aqui, ouvem a relva crescer?
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
eğlenceli 161
eğlence 94
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
eğlenceli 161
eğlence 94
eğlenmek 33
eğlen 41
eğleniyorum 26
eğlenelim 20
eğlendim 16
eğleniyoruz 28
eğlenin 36
eğlendik 22
eğlenceliydi 102
eğleneceğiz 20
eğlen 41
eğleniyorum 26
eğlenelim 20
eğlendim 16
eğleniyoruz 28
eğlenin 36
eğlendik 22
eğlenceliydi 102
eğleneceğiz 20